Merkez Bankası harikalar yaratmaya devam ediyor!
Yazıya başlarken niyetim konut fiyatlarındaki artışı irdelemekti. Bu artışta inşaat maliyetlerinin rolüne bakacak, fiyatların ne zamandan itibaren tırmanışa geçtiğini ve bunun nedenini bir kez daha hatırlatacak, ayrıca vatandaşın parasını değerlendirecek alan bulamadığı sürece konuta olan ilgisinin pek de kesilecek gibi görünmediğinin üstünde duracaktım. Niyetim buydu.
Tabii ki bütün bunları elimdeki konut fiyatı artışına ilişkin verilerin sağlıklı olduğunu varsayarak yapacaktım.
Merkez Bankası’nın önceki gün açıkladığı konut fiyatlarındaki değişime ilişkin veri setini incelerken önce bazı değişim oranlarını yanlış aldığımı sandım. Öyle ya, Merkez Bankası resmi verilerde yanlış yapacak değildi ya... Tekrar baktım; oranları yanlış alan ben değildim, öyle yazıyordu, yanlış yazıyordu. Tuhaf bir mantık hatası vardı.
Ne mi yapmıştı Merkez Bankası, anlatayım:
Türkiye geneli için toplam konut fiyat endeksi haziranda bir yıl öncesine göre yüzde 160.6 artmıştı. Yeni konutların fiyatında yüzde 164.8, yeni olmayan konutların fiyatında ise yüzde 160.7 artış olmuştu.
Soralım; 164.8 ile 160.7’nin ortalaması nasıl 160.6 oluyor Merkez Bankası!
Bu tuhaflığın kaynağı İstanbul’a ilişkin veriler. İstanbul’da konut fiyatları haziranda yıllık yüzde 184.9 artış göstermiş. Yeni konutlardaki artış oranı yüzde 208.7, yeni olmayan konutlardaki artış oranı yüzde 186.1 olmuş. Yani Merkez Bankası 208.7 ile 186.1’in ortalamasını 184.9 olarak hesaplama başarısını(!) göstermiş.
Aslında pek de şaşmamalı
Sonra düşündüm de, Merkez Bankası’nın hata icraatları arasında bu çok da önemli bir yer tutmaz.
Merkez Bankası daha önce neler yapmadı neler...
■ Yurtdışında yerleşiklerin Türkiye’deki devlet iç borçlanma senedi alım satımlarına ilişkin tutar, bir hesaplama yöntemiyle örneğin 100 milyon dolar, bir başka hesaplama yöntemiyle 80 milyon dolar olur mu? Merkez Bankası bunu oldurdu, bunu başardı! Bu herhalde Merkez Bankası’nın yapabileceği en beylik hata olarak kayıtlara geçmiştir. Bu konunun detaylarını okumak isteyenler 20 Kasım 2015 tarihli yazıma göz atabilir.
■ BİST endeksinden 2020 yılında iki sıfır atıldı. Bir çalışma için Merkez Bankası’nın elektronik veri dağıtım sisteminden (EVDS) bir ayın ortalama endeksini aldım, ancak pek gerçekçi görünmedi gözüme. Sonra anladım ki Merkez Bankası, endeksi o ayın bir dönemi için eski düzeyde, sonrasında sıfır atılmış haliyle dikkate almış; sıfırlı ve sıfır atılmış endeksleri toplayıp gün sayısına bölmüş. Tabii ki ortalama endeks bu yüzden çok yüksek çıkıyordu. Bu konuyu köşeme taşıdım, Merkez Bankası oralı bile olmadı. Daha sonra 14 Eylül 2020’de bu sefer “Merkez Bankası bu hatasını pek sevdi, düzeltmeye kıyamıyor” başlığıyla tekrar yazınca nihayet düzeltme yoluna gidildi.
■ Dolar 5 liradan 10 liraya çıkarsa, TL’ye karşı yüzde 100 değer kazanır. Ancak TL dolara karşı yüzde 100 değer yitirmez, özellikle konuşma dilinde çok sık yapılan bir hatadır bu. Bu değerlere göre TL dolar karşısında yüzde 50 değer yitirmiştir. Zaten hiçbir para yüzde 100 değer yitirmez, o zaman ortada para kalmamış sayılır. Peki böyle bir hesaplama hatasını Merkez Bankası yaparsa... “Olur mu” demeyin, oldu! Merkez Bankası 2020 enflasyon hedefini tutturamadığı için dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan’a o klasik mektubu yazar. İşte o mektupta TL’nin değer değişimi girişte belirttiğim şekilde hesaplanır. 9 Şubat 2021’deki köşe yazımda detaylıca ifade ettiğim gibi Merkez Bankası mektubunda TL’nin değer kaybını yüzde 25 olarak yazar; ama gerçek kayıp oranı yüzde 20’dir. Bir dönem Merkez Bankası’nda hatayı kabul edecek ve tekrarlanmayacağını dile getirecek duyarlı yöneticiler vardı ve bu konu öylece kapandı.
Dün kısa zaman aralığında hatırlayabildiğim hatalar bunlar. Başkaları da var eminim. Ama bu kadarı bile yeter!
Ne yazacaktım, nereye savruldum!
Girişte de dedim ya bilgisayarımı açtığımda niyetim çok başka şeyler yazmaktı. Ama Merkez Bankası’nın rutin hale gelen hatalarından birini görünce zaman içinde kısa bir yolculuk yaptım.
Yazım için hazırladığım grafik boşa gitmesin, onu da bilginize sunmak isterim. Konut fiyatlarındaki artışla inşaat maliyetlerindeki artışın son bir buçuk yıldaki değişimini görüyorsunuz. Tabii ki bu grafikte yer alan konut fiyatlarındaki son bir yıllık artış oranı olarak Merkez Bankası'nın açıkladığı yüzde 160.6'yı doğru kabul ediyorum. Aslında bu oran doğruysa, diğer oranlar yanlış, diğer oranlar doğruysa bu oran yanlış!