Merkez Bankası faiz kararı sonrası…
Yarın, 22 Haziran Çarşamba günü Merkez Bankası Para Politikaları Kurulu 8,5 olan politika faiz oranını sabit mi tutacak, yoksa artıracak mı?
J.P. Morgan gibi önde gelen fon kuruluşları, Merkez Bankası’nın faizi yüzde 25’e yükseltilebileceği öngörüsünde bulunuyor. AA’nın anketine katılan 18 ekonomist ise 350-2.150 puan arası artış beklediklerini ifade ediyorlar. Alınacak karar beklentiler yönünde olursa, Merkez Bankası faizlerinin yüzde 12- 30 düzeyine yükseleceği öngörülüyor.
Uzmanlar ise Merkez Bankası faiz artışı sonrası, kur artışının frenlenebileceği değerlendirmesini yapıyor. Böylece tüketim azalırken, tasarrufların artacağını, bununla enflasyonun düşebileceğini düşünüyorlar.
Mayıs 2023’te Merkez Bankası’nın bireysel borçlanmada kullanılan kredi kartları için aylık yüzde 1.36 olarak uyguladığı faiz oranı, faiz yüzde 20 olursa, aylık %2.36 düzeyine yükselecek. Bu da tüketiciler açısından olumsuz bir gelişme olacak.
Merkez Bankası faiz kararının ardından, ekonomi yeni gelişmelere evrilecek. Bunun ilk işaretini Ekonomik Koordinasyon Kurulu toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz veriyor. Yılmaz,12. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın Ekim ayında kamuoyuna sunma çalışmalarının sürdüğünü, Eylül ayında Orta Vadeli Plan (OVP) ile ilgili verileri paylaşacaklarını belirtti.
Enflasyonla mücadelelerinin süreceğini kaydeden Yılmaz, enflasyonda birden düşme olmayacağını, düşüşün aşamalı gerçekleşeceğini, KKM’ye ise “aniden“ son vermeyeceklerini, dengeli bir geçiş olacağı bilgisini paylaştı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek TÜSİAD yönetimiyle bir araya gelerek yeni ekonomi yönetiminden beklentilerini ve önerilerini dinledikten sonra, TBB’nin ev sahipliğinde banka yöneticileriyle de bir araya gelip, görüş alışverişinde bulundu. Şimşek bu toplantılar sonrasında yaptığı açıklamada toplumun bütün kesimleriyle görüşeceklerini, “diyalog” içinde olacaklarını belirtti.
Zor dönemden geçtiğimiz bugünlerde, ekonomi yönetiminin toplum kesimleriyle diyalog içinde olmasını “güven sağlayıcı bir tutum” olarak değerlendiriyorum.
Ancak işin bu noktada kalmamasını, topluma sunulan bilgilerin de gerçekçi ve şeffaf olması yolunda adımların atılmasını arzuluyorum.