Merkez bankaları 2023'ün ilk toplantılarını gerçekleştirdi
FERDA BESLİ
BESFİN CEO’SU
2022 yılında yüksek enflasyon, artan faiz oranları, düşük büyüme ve resesyon endişesi yavaş yavaş yerini ılımlı büyümeye bırakmıştır. IMF’in 2023 Ocak ayında yayınladığı Global Ekonomik Durum Raporu’nda global büyümeyi yüzde 2,7’den yüzde 2,9’a revize etmesi ve Euro Bölgesi ekonomisinin 2022 yılı son çeyrekte yüzde 0,1 daralması beklenirken; yüzde 0,1 oranında büyümesi, gelişmiş ülkelerin PMI verilerinin yükselmesi, Türkiye İSO PMI Endeksinin ocak ayında 50.1 gelmesi, ABD’den gelen tarım dışı istihdam verisi ocak ayı itibariyle beklentilerin çok üzerinde gelerek 517 bin olarak gerçekleşmesi ve Temmuz 2022 tarihinden bu yana en yüksek istihdam artışı kaydedilmiştir. FED’in faiz politikasını belirlerken en önemli verilerden biridir. Bu noktada geçtiğimiz hafta gelen makro veriler 2023 yılına dair iyimserliği arttırdı. Ancak bu gelen olumlu makro veriler hala FED ve ECB için yeterli değil. Hem Powell hem de Lagarde iki başkanda sıkılaştırıcı faiz politikalarına ihtiyaç halinde devam edileceğinin mesajını gerçekleşen toplantılarda vermiştir.
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) 2023 yılı için 8 faiz toplantısı yer alıyor. Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) ilk toplantısını en son 14 Aralık 2022 tarihli toplantısında 50 baz puan ile artırım hızını yavaşlatsa da, faiz oranını 2007'den bu yana görülen en yüksek seviye olan yüzde 4,25-4,50 aralığına yükseltmişti. 2023 yılının ilk toplantısı 1 Şubat’ta gerçekleştirilirken FED Faiz oranını 25 baz puan daha arttırarak yüzde 4,50-4,75 seviyesinde bırakarak olası faiz artışlarının geleceği mesajınıda "Yapacak daha çok işimiz var" diyerek verdi. Diğer yandan 2023 yılı için aynı şekilde 8 toplantı planlayan Avrupa Merkez Bankası ise 2023 yılının ilk toplantısını 2 Şubat’ta gerçekleştirdi. ECB politika faizini 50 baz puan arttırarak 2008'den bu yana faiz oranını en yüksek seviyeye yüzde 3'e çıkartmış bulunmaktadır. Aynı şekilde Lagarde; faizlerin yönünü verileri ciddiyetle takip ederek karar vereceğini ihtiyaç olası halinde de faizlerin yukarı doğru seyredeceğini belirtmiştir. Sonuç olarak, TCMB ve gelişmiş ülkelerin merkez bankaları global ekonomi yönetiminde aktif rollerini artırarak sürdürüyorlar.