Menşe affında son durum
Gümrük ve dış ticaret dünyasında son dönemde öne çıkan konulardan belki de en çok gündemi işgal eden husus daha önce pek çok kere burada ifade ettiğim üzere menşe. Özellikle ticaret savaşlarının adeta yansıması niteliğindeki menşe esaslı uygulanan ek gümrük vergileri ile ticaret politikası önlemleri, gümrük idarelerinin ithalat işlemlerindeki dokümantasyon süreçlerinde menşe konusuna ilişkin tespitleri ve ikincil gümrük mevzuatında menşe belgelerinin sonradan ibrazına yönelik yapılan değişiklikler bunlardan bazıları.
Hatırlanacağı üzere 01/04/2020 tarih ve 31086 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan değişiklik ile geçici 16’ncı madde Gümrük Yönetmeliğine eklenmiş ve yükümlülere daha önce gerçekleştirilen ithalat işlemleri ile ilgili menşe esaslı ticaret politikası önlemleri, ilave gümrük vergisi veya ek mali yükümlülük gibi diğer mali yükümlülüklere tabi olan eşya için altı ay içinde geriye dönük menşe şahadetnamesi veya tedarikçi beyanı sunma imkanını verilmişti. Hatta bu husus gümrük ve dış ticaret camiasında pratikte “menşe affı” olarak isimlendirildi.
Daha sonra iki fıkradan oluşan Gümrük Yönetmeliğinin geçici 16'ncı maddesine 20/10/2020 tarih ve 31280 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan değişiklik ile üçüncü fıkra eklendi ve fıkranın yayımı tarihinden önce beyannamesi tescil edilmiş ancak ekinde eşyanın menşeini tevsik eden uygun bir menşe şahadetnamesi bulunmaması sebebiyle menşe esaslı ticaret politikası önlemi, ilave gümrük vergisi veya ek mali yükümlülük gibi diğer mali yükümlülüklerin ödenmediği, eksik ödendiği veya beyan edilmediği tespit edilen eşya için uygun bir menşe şahadetnamesinin 20/04/2021 tarihine kadar gümrük idaresine sunulmasına imkan verilmişti.
Dolayısıyla menşe affının birkaç gün öncesine kadar tarihçesini yukarıdaki gibi özetlememiz mümkündü. Geçtiğimiz günlerde ise 13/02/2021 tarihli 31394 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan yeni bir düzenleme ile Gümrük Yönetmeliği’nin geçici 16'ncı maddesi aşağıdaki gibi revize edildi.
(3) Bu fıkrayı değiştiren Yönetmeliğin yayımı tarihinden önce beyannamesi tescil edilmiş olan ve beyanname ekinde eşyanın menşeini tevsik eden uygun bir menşe şahadetnamesi veya tedarikçi beyanı bulunmadığı halde menşe esaslı ticaret politikası önlemi, ilave gümrük vergisi veya ek mali yükümlülük gibi diğer mali yükümlülüklerin ödenmediği, eksik ödendiği veya beyan edilmediği tespit edilen eşyanın menşeini tevsik eden uygun bir menşe şahadetnamesinin veya tedarikçi beyanının 30/6/2021 tarihine kadar gümrük idaresine ibrazı mümkündür.”
Gümrük Yönetmeliğinin yeniden düzenlenen geçici 16'ncı maddesinin üçüncü fıkrası, yükümlüler nezdinde aşağıdaki imkanları getiriyor.
• Geçici 16'ncı maddenin üçüncü fıkrasının daha önceki metninde sadece menşe esaslı ticaret politikası önlemi veya ek mali yükümlülük gibi unsurlar için sonradan yine sadece menşe belgesi ibraz edilebiliyorken, ilave gümrük vergisi de yeni metinde kapsama alınmış oluyor.
• Yine bu fıkranın daha önceki halinde menşe esaslı ticaret politikası önlemi veya ek mali yükümlülük gibi unsurlar için sonradan sadece menşe şahadetnamesi ibraz edilebiliyorken, tedarikçi beyanının da bu fıkra kapsamında sonradan ibraz edilmesine imkan tanınıyor.
• Geçici 16'ncı maddenin üçüncü fıkrasının Gümrük Yönetmeliğine girdiği tarih olan 20/10/2020 ile revize edildiği tarih olan 13/02/2021 arasındaki dönemde tescil edilmiş olan gümrük beyannameleri için de uygun menşe ispat belgelerinin yükümlülerce sonradan ibrazı mümkün hale getiriliyor ve dahası bu belgelerin ibraz süreleri de 30/06/2021 tarihine kadar uzatılmış oluyor.
Sonuç olarak Gümrük Yönetmeliğinin geçici 16'ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan son düzenleme ile birlikte kamuoyunda “menşe affı” olarak isimlendirilen uygulamanın hem kapsamı hem de süresi uzatılmış oldu. Bu durumun geçmiş ithalat işlemlerinde menşe ile ilgili dokümantasyona dair sorun yaşamış ve bu yüzden gümrük idaresince düzenlenmiş idari ceza yaptırımı ile karşılaşan yükümlüler için yeni bir fırsat olarak görüleceğini düşünüyorum. Bununla birlikte gümrük ve dış ticaret camiasında menşe süreçlerindeki dokümantasyona ilişkin uygulamalar konusunda hala pek çok noktada soru işaretlerinin bulunduğunu ve buna dair gümrük idaresi tarafından “hukuki belirlilik” ilkesi çerçevesinde hazırlanmış ikincil seviyede genel bir düzenleyici mevzuata ihtiyaç duyulduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim.