Menkul sermaye iratlarında indirim ve istisnalar
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’na göre, gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tabidir. Gelir vergisine tabi gelir unsurları; ticarî kazanç, ziraî kazanç, ücret, serbest meslek kazancı, gayrimenkul sermaye iradı, menkul sermaye iradı ve diğer kazanç ve iratlardan oluşmaktadır.
Sahibinin nakdi sermaye veya para ile temsil edilebilen değerlerden oluşan sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri gelirler-iratlar menkul sermaye iradı kapsamına girmektedir. Bu tür gelirler Gelir Vergisi Kanunu‘nun 75-79’uncu maddelerinde nelerin menkul sermaye iradı sayılacağı ve istisnalar hükme bağlanmıştır. Vergilendirme sahibinin yıllık beyanı ve /veya tevkif yoluyla olmaktadır.
1 / 1 / 2006 tarihinden önce ihraç edilen tahvil/bonolar ile bu tarihten önce iktisap edilen menkul kıymetlerden elde edilen gelirlerin vergilendirilmesi 1 / 1 / 2006 yılından itibaren elde edilen gelirlerin vergilendirilmesinde önemli değişiklikler yapılmıştır.
1 / 1 / 2006 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere Gelir Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 67.nci madde ile büyük ölçüde kaynakta kesinti esasına dayalı vergileme rejimi benimsenmiştir.
Geçen hafta yazımızda hangi gelirlerin menkul sermaye iradı olarak kabul edileceği ve yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyanının gerekip gerekmeyeceği üzerinde durmuştuk. Bu hafta yazımızda yıllık beyanname ile beyan edilecek, safi gelirin tespitinde dikkate alınacak istisna ve indirimler üzerinde duracağız.
Safi irat, istisna ve indirimler
Vergilenecek tutar, menkul sermaye iradinin safi tutarıdır. Safi irat, iradın elde edilmesi için yapılan harcamalar, kanunun vergilenmeyeceğini hükme bağladığı indirim ve istisnalardan sonra kalan kısmıdır.
Bilindiği gibi, menkul sermaye iratları toplamının 150 bin TL’yi aşıp aşmadığının tespitinde de, indirim oranı ve istisna uygulanabilecek menkul sermaye iratlarının, indirim oranı ve istisna uygulandıktan ve ıradın elde edilmesi için yapılan giderler düşüldükten sonra kalan kısımları dikkate alınmaktadır.
Safi İradın tespitinde giderler
Gelir Vergisi Kanunu’nun 78’inci maddesine göre, safi iradın bulunması için menkul sermaye iradının gayrisafi tutarından aşağıdaki giderler indirilir:
- Depo etme ve sigorta ücretleri gibi menkul kıymetlerin muhafazası için yapılan giderler
- Temettü hisseleri ile faizlerin tahsil giderleri ( Şirket toplantılarına bizzat veya vekaleten iştirak gibi sermayenin idaresi için yapılan giderler irattan indirilemez);
- Menkul kıymetler ve bunların iratları için ödenen her türlü vergi, resim ve harçlar (gelir vergisi irattan indirilemez.).
İrat sayılmayan haller
Verilenecek menkul sermaye iradı tutarının belirlenmesinde aşağıdaki unsurlar dikkate alınmaz. Kanun’un 76’ncı maddesi hükmü gereğince,
- Menkul kıymetin kuponlu veya kuponsuz olarak satılması,
- İştirak hisselerinin devir ve temliki,
- Menkul kıymetler ile iştirak hisselerinin tamamen veya kısmen itfa olunması,
karşılığında alınan paralarla itfa dolayısıyla verilen ikramiyeler menkul sermaye iradı sayılmaz.
Yabancı parası ile ödenen faiz ve temettüler
Gelir Vergisi Kanunu’nun 79’uncu maddesi hükmüne göre, menkul sermaye iratları, yabancı parası ile tahsil edildiği veya yabancı parası olarak kayıtlara intikal ettirildiği veya bu iratlara yabancı parası olarak tasarruf edildiği takdirde mezkûr iratlar, tahsil edildikleri veya kayıtlara intikal ettirdikleri veya tasarruf olundukları günün borsa rayici üzerinden, borsada rayici yoksa Hazine ve Maile Bakanlığı’nca tayin olunacak kur üzerinden Türk Parası’na çevrilir
İndirim oranı uygulaması ve istisnalar
- İndirim oranı ve uygulaması
Bilindiği gibi, enflasyonun yarattığı fiktif kazançlar nedeniyle reel anlamda ödeme gücü değişmediği- bazı hallerde azaldığı halde, meydana gelen nominal artışlar ödeme gücünde de artış olduğu algısına neden olabilmektedir. Gelir vergisi tarifesinin enflasyonu dikkate alarak yeniden düzenlenmemesi halinde aynı ödeme gücünde daha yüksek oranda ve miktarda vergi ödeme gereğini doğurmaktadır. Uygun olmayan bu durumu ortadan kaldırmak amacıyla kanun koyucu indirim oranı uygulamasına ilişkin düzenleme yapmıştır.
Menkul sermaye iratlarında indirim oranı uygulaması ilk olarak, GVK’ya eklenen geçici 39’uncu maddenin 5’inci fıkrası hükmü ile 1.1.1997 yılından sonra elde edilen gelirlere uygulanmak üzere aynı tarihte başlamıştır. 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren enflasyon indirimi uygulamasına, bazı istisnalar dışında son verilmiştir.
1 Ocak 2006 tarihinden önce (TL Cinsinden) ihraç edilen her nevi tahvil ve Hazine bonoları ile Toplu Konut İdaresi ve Özelleştirme İdaresi’nce çıkarılan menkul kıymetlerden, elde edilen iratlara aşağıdaki formüle göre belirlenecek indirim oranı uygulanmak suretiyle bulunan indirim oranı esas alınarak beyan edilebilecek tutar bulunacaktır. Bulunan oran birden büyükse vergilenecek bir tutar söz konusu olmayacaktır.
İndirim oranı=Yeniden değerleme oranı/DT ve HB ihalelerindeki birleşik ortalama faiz oranı formülü ile bulunmaktadır. Bu oran 2023 yılı için% 352,38 olarak bulunmuştur.
2023 yılı için bu oran birden büyük olduğu için söz konusu tahvil, bono gelirleri beyan edilmeyecektir.
- Menkul sermaye iratlarında istisna
Menkul sermaye iratlarında istisnalar Gelir Vergisi Kanunu’nun 22’nci maddesinde düzenlenmiştir. Hayat sigortası gelirleri, temettü gelirleri, yurt dışı kurumlardan sağlanan kar payı gelirlerinde istisnalar söz konusudur.
- Sigorta ve bireysel emeklilik gelirleri
I) Sigorta süresi en az 10 yıl veya ömür boyu olan tek primli yıllık gelir sigortalarından yapılan ödemelerin tamamı gelir vergisinden müstesnadır. Şu kadar ki, bu istisnadan yararlananların (bu maddenin 2 numaralı fıkrası kapsamında sigorta yaptırılanlar dahil) vefat, maluliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenler hariç olmak üzere, on yıl tamamlanmadan tek primli yıllık gelir sigortalarından ayrılmaları halinde, ayrılma tarihinde yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarı üzerinden, 94 üncü maddenin birinci fıkrasının 15 numaralı bendinin (a) alt bendine göre tevkifat yapılır. İrat tutarlarının tespitinde GVK’nın 75’inci maddede yer alan hükümlere uyulur.
II) 75’inci maddenin ikinci fıkrasının 15 numaralı bendinin (b) alt bendi ile aynı fıkranın 16 numaralı bendinin (c) alt bendi kapsamında yapılan ödemeleri, sigorta süresi on yıl ve üzeri veya ömür boyu tek primli yıllık gelir sigortalarına yatıranların, bu sigorta için yatırdıkları kısma tekabül eden ödemelerin içerdiği irat tutarları (4632 sayılı Kanun kapsamında bireysel emeklilik hesabına yapılan devlet katkılarının ödemeye konu olan kısımlarına isabet eden irat tutarı dahil) gelir vergisinden müstesnadır.
İstisna edilen tutarlar üzerinden GVK 94’üncü maddenin birinci fıkrasının 15 ve 16 numaralı bentlerine göre tevkifat yapılmaz.
Şu kadar ki; bu istisnadan yararlananların vefat, maluliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenler hariç olmak üzere, ödeme alarak on yıl tamamlanmadan tek primli yıllık gelir sigortasından ayrılmaları halinde, bu fıkraya göre istisna edilen tutarlar üzerinden, ödemenin kaynağına göre 94’üncü maddenin birinci fıkrasının 15 numaralı bendinin (a) alt bendi veya aynı fıkranın 16 numaralı bendinin (b) alt bendi için belirlenen oranlar dikkate alınarak tevkifat yapılır. İrat tutarlarının tespitinde GVK 75’inci maddede yer alan hükümlere uyulur.
- Kar payı gelirleri
Tam mükellef kurumlardan elde edilen, 75’inci maddenin ikinci fıkrasının 1, 2 ve 3 numaralı bentlerinde yazılı kâr paylarının yarısı gelir vergisinden müstesnadır. İstisna edilen tutar üzerinden 94’üncü madde uyarınca tevkifat yapılır ve tevkif edilen verginin tamamı, kâr payının yıllık beyanname ile beyan edilmesi durumunda yıllık beyanname üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edilir.
- Yurt dışı kurumlardan kar payları
Kanuni iş merkezi Türkiye’de bulunmayan anonim ve limited şirket niteliğindeki kurumlardan elde edilen, 75’inci maddenin ikinci fıkrasının 1,2 ve 3 numaralı bentlerinde yazılı kâr paylarının yarısı, bu kurumların ödenmiş sermayesinin en az %50 sine sahip olunması ve kâr payının elde edildiği takvim yılına ilişkin yıllık gelir vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmesi şartıyla gelir vergisinden müstesnadır. Cumhurbaşkanı, kâr paylarına uygulanacak istisna oranı ile dördüncü fıkradaki %50 oranını ayrı ayrı veya birlikte sıfıra kadar indirmeye veya %100 e kadar artırmaya yetkilidir.