Meğer kur artınca ihracat artmıyormuş!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ Hani kur artınca ihracat da artıyordu ya... İhracat ile sepet kur endeksini karşılaştırdığımızda ortaya çıkan tablo şu: İhracat sepet kur artışına ayak uydurabilseydi bu yılın ekiminde yıllık 216 milyar dolar değil, tam 471 milyar dolar olurdu.

Yıllar yılı “Kur artsın, ihracat da artacak” söylemini dinledik. Öyle dediler! Dediler ama bu tezi kesin olarak destekleyebilecek verileri bir türlü ortaya koyamadılar.

Bir kuşku kemirmeye başladı zihnimizi; “Acaba kur artışı ihracatın tırmanmasını sağlamıyor olabilir mi” diye. Baktık verilere, geçmişteki gelişmeleri masaya yatırdık; yok, kur artınca ihracatın bundan öyle ileri sürüldüğü gibi çok fazla etkilendiği yok!

Aslında temel hedef ihracat artışı sağlamaksa sanki başlangıçta da biraz hata yapılıyor gibi.

İhracatın olmazsa olmaz koşulu yüksek kur mudur, yoksa başka etkenler daha mı ön plandadır?

Paranızın değerini çok düşürdünüz, kur yüksek; bu durum ihracatın coşmasını, rekor üstüne rekor kırmasını sağlamaya yeter mi?

Önce satacak malınız olacak değil mi... İster tarım ürünü, ister sanayi ürünü, ister maden... Önce elinizde satacak bir şeyler olacak.

Eliniz boşsa, satacak malınız yoksa, kurun yükselmesi ihracatı artırmaya yeter bile olsa bu neye yarar ki!

Üretim de dövizden etkileniyorsa...

Diyelim üretim belli bir tempo yakalamış gidiyor ve kur artınca ihracat da ivme kazanacak.

Bu da yeterli olmuyor ki. Üretiminizin yüksek kurdan fazla etkilenmemesi gerekiyor.

Pahalı döviz, üretimi de pahalı hale getiriyorsa değişen pek bir şey yok.

Oysa Türkiye üretimde çok ciddi ölçüde ithalata bağımlı bir ülke. Üretmek için ithalat yapmak zorundayız. Üstelik bu durum sanıldığı gibi yalnızca sanayi üretimi için de geçerli değil. Tarım için gerekli gübrenin bile bir kısmını ya ithal ediyoruz ya da döviz kurundan çok etkilenecek bir şekilde üretiyoruz.

İhracat 471 milyar olmalıydı

Son dört yılın verileri “Kur yüksek olursa ve hızlı bir artış gösterirse ihracat da artar” tezinin tümüyle çürüttü.

Sayılar ortada! Bu verilere köşemizde yakın zamanda yer vermiştik ama konu çok güncel olduğu için bir kez daha değinmekte yarar olduğunu düşündük.

2006 yılındaki ihracat, ithalat ve sepet kuru 100 kabul ederek bir endeks oluşturduk. Dış ticarette son olarak ekim ayının gerçekleşmesi açıklandı, biz de ekim itibarıyla son bir yılın toplamını aldık. Sepet kurda da aynı hesaplamayı yaptık.

Grafiğimiz döviz kuru ile ihracat ve ithalatın nasıl ayrıştığını çok somut olarak ortaya koyuyor.

2017’ye kadar neredeyse paralel seyreden ihracat, ithalat ve sepet kur endeksleri 2018 yılından itibaren ayrışmaya başlıyor.

2006 yılında 100 olan ihracat endeksi bu yılın ekiminde yıllık bazda 252’ye yükselmiş. İthalat daha az artmış ve endeks 186’da kalmış.

Buna karşılık döviz sepeti endeksi tam 551’e tırmanmış.

Hesap basit:

Eğer ihracat sepet kurla aynı ölçüde artış gösterseydi bu yılın ekim ayı sonunda yıllık bazda 215.6 milyar dolar değil 471 milyar dolar olurdu.

2022’de tam bir kopuş yaşanacak

Ekim ayı itibarıyla son bir yıldaki sepet kur 8.92 düzeyinde. Bugünlerdeki sepet kur ise 14.60-14.70 arasında gidip geliyor.

Çok çok iyimser bir tahminle, çok mütevazı bir tahminle 2022’nin yıl ortasındaki sepet kurun, şu anki kura göre yalnızca yüzde 10 kadar arttığını varsayalım. Şu durumda 2022’nin ortalama sepet kuru 16 olacaktır.

Dönelim dış ticaret verilerine...

Orta vadeli programa göre 2022 yılının ihracat hedefi 231 milyar dolar. Biz bu hedefi biraz “zam” yapıp 250 milyara çıkaralım.

İthalatı ise orta vadeli program hedefi boyutunda, yani 283 milyar dolarda bırakalım.

İthalatı öngörülen düzeyde tutarak artırmadık, dövizi çok az bir oranda yüzde 10 artırdık, ihracata ise torpil yaptık!

Bu durumda 2006 başlangıç yılı 100 olan endeksler 2022’de şöyle oluşacak:

“İhracat 292, ithalat 203, sepet kur 988.”

Girişte belirttik; ihracat dövizdeki artışa ayak uydurmuş olsaydı 500 milyar dolara dayanmış olurdu. Anlaşılan arada öyle çok sıkı bir bağ yokmuş.

Demek ki neymiş, kur artınca ihracat artmıyormuş!

Demek ki neymiş, son dönemde faizi indirip kuru artırma çabası yalnızca ama yalnızca ihracatı artırmak için değilmiş!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Gerçek enflasyon kaç? 12 Eylül 2024