Mavi Dalga, Yeşil Paket
Başkanlık seçiminde Biden’ın mutlak bir zafer elde edeceği görüşüne katılmasam da Biden başkanlığında ekonomiye nasıl bir yaklaşım olacağını tartışmak istiyorum. Biden'in yeşil ekonomiye geçiş paketinin detaylarına göze atarsak takvimsel 2 ana hedef görülüyor. Enerji sektöründe 2035'e kadar net sıfır emisyon ve 2050'ye kadar da GHG (seragazı) emisyonunun sıfırlanması. Finansal piyasalar açısından bu vadelerin fazla bir anlamı yok ama 4 yıllık dönem için 2 trilyon dolarlık yatırım daha elle tutulur bir konu. Bu miktarın içinde 300 milyar dolarlık Ar-Ge yatırımı da var ve odak sektörler temiz enerji, 5G, AI. Yani sadece yeşil değil. Yatırımların minimum 400 milyar dolarlık kısmı "yerli malların" tedariki ile olacak. Yani ticaret savaşı devam edecek.
Sektörel olarak elbette otomotive hemen akla gelen ve öne çıkan konu. Hedef elektrikli araç (EV) üretiminde bir numara olmak. Eski arabaların yeni EA’larla değiştirilmesi için tüketici desteği sağlanacak. 500 bin şarj istasyonu kurulacak. Bu rakamın büyüklüğünü bir benchmark'la karşılaştırmak isterseniz, halen ABD'de bulunan istesyonların yüzde 25'i Kaliforniya’da ve sayısı 6.174. Benzin istasyonu sayısı ise 7.488 adet. Burada bir ara parantez açmak istiyorum. Konu EV olunca yatırım babında akla Tesla geliyor ama "ekonomik" dönüşüm bu kadar yüzeysel bir konu değil. Sıfır emisyona geçme kararının bir etkisi de ör elektrik şebekesi üzerinde olacak. Elektrik kullanımı tüm dünyada verimliliğe bağlı olarak geriliyor. Dahası şebekeler (ve fiyatlama) peak kullanım vb detaylar göz önüne alınarak düzenleniyor. Şimdi ulaştırmanın elektrikli araçlara dönüşmesi ile insanlar gece yattıklarında arabalarını şarj edecek veya Biden'ın hedefinde olduğu gibi binlerce yeni şarj istasyonu kullanılacak. Yani batmaya yakın olan elektrik şirketleri için daha verimli bir iş modeli ve yeni yatırımlar gündeme gelecek.
Diğer bir sektör de elbette enerji. Biden milyonlarca güneş paneli ve yüz binlerce rüzgar türbinini vaat ediyor. ABD endekslerinde söz konusu hisseler çoktan ön plana çıkmaya başladı bile. İnşaat sektörü de pakette yer alıyor. 2 milyon konut ve 4 milyon ticari bina 4 yıllık süre içinde enerji verimliliği artırılacak şekilde elden geçirilecek, 1.5 milyon yeni konut inşaat edilecek.
Önceki günlerde açıklanan ve gerileme gösteren Ağustos ayı tüketici kredileri verisi önemli bir noktayı vurguluyor. Gelişmeler neticesinde ABD'li tüketiciler kredi kartlarını giderek daha az kullanıyor ve toplam borç miktarı 2017 Haziran'dan bu yana en düşük seviyede. 2. paketin önemini gösteren bir durum. Tüketici nakit varsa harcıyor veya borcunu kapatıyor. Dijital paraya geçildiğinde nostaljik olacak hareketler bunlar. Gerçi şu anda da önü kolaylıkla alınabilir. Ama asıl vurgulamak istediğim Fed'in istediği tipte kredi ve ücret artışları neticesinde bir enflasyon artışı görmeyeceğiz. Ya yukarıda bahsedilen kamu harcamaları veya yavaş yavaş tüm emtia (örneğin, yeşile geçiş trajik bir şekilde petrol fiyatlarını da artıracak) ve ara üretimde göreceğimiz maliyet artışı kaynaklı bir enflasyon bizi bekliyor. Bu sanırım ayrı bir yazı konusu olmayı hak ediyor.