Malumun ilamı

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ Merkez Bankası görünür faizi 4.75 puan artırarak yüzde 10.25'ten yüzde 15'e çıkardı. Oysa gerçek artış yalnızca 0.20 puan. Fiili faiz zaten 18 Kasım itibarıyla yüzde 14.80'e ulaşmıştı.

✔ Ancak piyasanın politika faizinden fonlanacağının adının konulmuş olması da önemli. Utangaç faiz artırımı dönemi sona erdi.

✔ Yabancı yatırımcılar çok uzun bir aradan sonra geçen hafta hisse senedi ve DİBS'te 900 milyon doların üstünde alım gerçekleştirdi.

Naci Ağbal’ın Merkez Bankası başkanlık koltuğuna oturur oturmaz yaptığı açıklamanın gereği yerine getirildi. 9 Kasım’da yapılan açıklamada dünkü toplantıya işaret edilerek, “Mevcut durum ve beklentiler gözden geçirilip gelişmeler de yakından takip edilerek, oluşacak veri ve değerlendirmeler ışığında gerekli politika kararları alınacaktır” denilmişti. İşte bu çerçevede Para Politikası Kurulu dünkü toplantısında iki karar aldı.

Birinci karar; politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 10.25’ten yüzde 15’e yükseltilmesi.

İkinci karar; tüm fonlamanın temel politika aracı olan bir hafta vadeli repo faiz oranı üstünden yapılması.

Faizde gerçek artış 0.20 puan

Merkez Bankası bu kararla aslında faizi öyle pek de artırmış değil. Piyasa uzunca bir süredir zaten haftalık repo ihaleleri yoluyla fonlanmıyordu. Dolayısıyla yüzde 10.25’in fiilen hiçbir önemi yoktu. Piyasa yüzde 14.75’lik geç likidite penceresi yoluyla ya da geleneksel ihalelerle fonlanıyordu ve 18 Kasım’daki ortalama fonlama maliyeti de yüzde 14.80’i bulmuştu.

Yani Merkez Bankası dünkü toplantıda faizi görünürde yüzde 10.25’ten yüzde 15’e yükselterek 4.75 puan artırdı ama gerçek artış 18 Kasım’daki yüzde 14.80 dikkate alındığında yalnızca ama yalnızca 0.20 puan.

Beklenti karşılandı

Aslında Merkez Bankası’nın yeni yönetiminden temel olarak şu bekleniyordu:

Belirsizlik ortadan kalksın ve sistem hangi kanaldan fonlanacağını bilsin.

İşte bu beklenti karşılandı. Şimdi belirsizlik yok. Fonlama haftalık repo ihalesi üstünden yapılacak, bunun faizi de yüzde 15 olacak.

Piyasa son aylarda hep bir belirsizlik yaşıyordu. Fonlama haftalık repodan mı yapılacak, gecelik borç verme kanalından mı, yoksa GLP’den mi? Gerçi bu belirsizlik son zamanlarda sona ermiş, GLP adeta politika faizinin yerini almıştı.

Bütün bunların geride kalması önemli bir kazanımdır, daha da önemlisi Merkez Bankası için kaybedilen itibarın biraz olsun yerine konulmasıdır.

GLP FAİZİ YÜZDE 19.50’YE ÇIKTI

Merkez Bankası’nın haftalık repo ihale faiz oranını değiştirmesiyle birlikte diğer faizler de otomatik olarak değişmiş oldu.

Şimdilik kullanımı söz konusu olmasa da Merkez Bankası’nın gecelik borç verme faizi yüzde 16.50’ye, (bu oran piyasada oluşabilecek oynaklığı sınırlandırmak amacıyla 20-26 Kasım döneminde yüzde 15 olarak uygulanacak) geç likidite penceresinden borç verme faizi de yüzde 19.50’ye çıktı. Merkez Bankası’nın gecelik borç alma faizi ise yüzde 8.75’den yüzde 13.50’ye yükseldi.

“DÖVİZ BORÇLULARI RAHATLADI, TL BORCU OLANLAR YANDI!”

Merkez Bankası’nın faizle ilgili kararını eski bir ekonomi bürokratından yorumlamasını istedik. Eski bürokrat, faizdeki bu düzenlemenin döviz kurlarının bir süre yatay gitmesi sonucunu doğuracağını, özellikle de yılın bu şekilde kapatılmasının bilançolar açısından önem taşıdığını dile getirdi.

“Bu kararla döviz borçluları rahatladı, nefes aldı; ama TL borcu olanlar yandı, bu durumdakiler yükselen faizler yüzünden çok daha zor günler yaşayacak” diyen bürokrat, pandemi dolayısıyla işletmelerin idari kararla kapatılması yüzünden yaşanacak zorluğun daha da artacağına ve iflasların daha da yoğunlaşacağına dikkat çekti.

YABANCI 908 MİLYON DOLARLIK ALIM YAPTI

Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı görevinden istifa etmesi ve Merkez Bankası Başkanlığına Naci Ağbal’ın getirilmesiyle birlikte TL önemli ölçüde değer kazanmıştı. Eş zamanlı olarak yabancı girişinin de başladığı ve bunun da TL’deki değerlenmeyi desteklediği ifade edilmişti.

Geçen haftanın tablosu Merkez Bankası’nca açıklandı. Yabancı yatırımcılar 6-13 Kasım haftasında 614.4 milyon dolarlık hisse senedi ve 293.9 milyon dolarlık devlet iç borçlanma senedi aldı. Böylece bir haftada gerçekleşen giriş 908.3 milyon dolar oldu.

Yabancılar daha önce 2 Ekim’de biten haftada hisse senedi ve DİBS’te 620.6 milyon dolarlık alım gerçekleştirmişti. Ekim ayı başındaki bu alımın devamı gelmemişti.

Ancak bu kez durum farklı görünüyor. Yabancıyı menkul kıymet yatırımı yapmaktan en çok alıkoyan durum, TL’nin değer kaybetme olasılığının güçlü görünmesi. Bu şimdilik geride kalmış bir risk gibi. TL’nin en azından bir süre hızlı bir değer kaybı yaşamayacağı kanısı hakim. Özellikle de Merkez Bankası’nın dünkü kararıyla birlikte piyasalar önünü daha rahat görebilir hale geldi. Bu da yabancı girişini destekleyen bir etken olacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar