Maliyetler köşeye sıkıştırdı ihracatta pazar kaybı olan ülke sayısı 65’e kadar çıktı
TÜRKİYE İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) önceki Başkanvekillerinden Adnan Ersoy Ulubaş’ın ev sahipliğinde önceki akşam gerçekleşen buluşmada, TİM Başkanı Mustafa Gültepe ile karşılaşınca takıldım:
-
Temmuz ayı başında Haziran ayı ihracatını Ticaret Bakanı’nın da katıldığı toplantıyla değil, yazılı olarak açıkladınız. Son yıllarda ihracat rakamlarını genelde Ticaret Bakanlarının katıldığı toplantıyla duyuruyorsunuz. Düşüş olunca yazılı açıklamaya döndünüz anlaşılan.
Gültepe, cep telefonundan TİM’deki ekibinin hazırladığı sunumu açtı:
-
Yarın (11 Temmuz 2024) ihracatımızın 6 aylık seyrini, yaşadığımız sıkıntıları, sorunları değerlendirmek üzere bir toplantı düzenliyoruz.
Gültepe, Erdal Bahçıvan, Mehmet Büyükekşi, Mithat Yenigün, Ahmet Akbalık, Faruk Kayar, İsmet Güral, Bülent Aymen, Ruşen Çetin, Kemal Güneş, Aydın Mistaçoğlu, Hikmet Tanrıverdi, Sefa Gömdeniz, Rona Yırcalı, Mahmut Kösemusul, Eyüp Akdağ, Hayri Uğur, Ali Rıza Arslan, Selim Bora’nın bulunduğu masada sunumu açıp yaşadıkları sıkıntıyı ortaya koyan tablolar üzerinde durdu:
İhracatta sektörlere göre pazar kaybı yaşanan ülke sayısı
-
Çelik: 65 ülkede pazar kaybı var
-
Otomotiv: 61 ülkede pazar kaybı oldu
-
Demir ve demir dışı metaller: 55 ülkede pazar eridi
-
Hazırgiyim ve konfeksiyon: 52 ülkede pazarı küçüldü
-
Deri ve deri mamulleri: 50 ülkede pazar kaybı yaşadı
-
Çimento, cam, seramik ve toprak ürünleri: 49 ülkede pazarı daraldı
-
Makine ve aksamları: 49 ülkede pazar kaybı var
-
Savunma ve havacılık sanayi: 47 ülkede pazar kaybı oldu
-
Tekstil ve hammaddeleri: 45 ülkede pazarı küçüldü
-
Halı: 42 ülkede pazarı daraldı
Girdi maliyetlerinin yüzde 100’den fazla arttığını belirtip, 6 aylık kur tablosunu ortaya koydu:
-
Ocak 2024: Doların bir yıllık artışı yüzde 61.4
-
Şubat 2024: Doların yıllık artışı yüzde 65.2
-
Mart 2024: Doların yıllık artışı yüzde 68.8
-
Nisan 2024: Doların yıllık artışı yüzde 66.6
-
Mayıs 2024: Doların yıllık artışı yüzde 55
-
Haziran 2024: Doların yıllık artışı yüzde 25.3
Tabloyu gösterirken şu noktanın altını çizdi:
-
Kurdaki artış maliyetlerin epey altında kaldı. Sektörlerimizin hemen hepsi ihracat pazarlarında fiyat tutturamaz hale geldi. İhracatçılarımızın şirketleri zarar yazmaya başladı.
Bir başka tablo gösterdi:
Sektörlere göre en fazla ihracat kaybı yaşanan ülkeler…
-
Hazırgiyim ve konfeksiyon: İspanya, Almanya, Rusya Federasyonu, Fransa, Birleşik Krallık’tan oluşan 5 önemli pazardaki ortalama kayıp yüzde 18.9.
-
Demir ve demir dışı metaller: Almanya, ABD, İtalya, Avusturya, Rusya Federasyonu’ndan oluşan 5 önemli pazardaki ortalama kayıp yüzde 15.9.
-
Deri ve deri mamulleri: Rusya Federasyonu, Ukrayna, İtalya, Almanya, Tacikistan’dan oluşan 5 önemli pazarda ortalama kayıp yüzde 48.1.
-
Elektrik ve elektronik: Rusya federasyonu, Fransa, Ukrayna, Hollanda, Azerbaycan’dan oluşan 5 önemli pazardaki ortalama kayıp yüzde 23.9.
-
Tekstil ve hammaddeleri: Belarus, Rusya Federasyonu, Kırgızistan, İtalya, Vietnam’dan oluşan 5 önemli pazardaki ortalama kayıp yüzde 19.1
İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’ndeki (İHKİB) Yardımcısı Mustafa Paşahan’ın aklından geçirdiği bir hesabı paylaştı:
-
Mustafa Paşahan, “Doların ayda 1 lira artmasına müsaade etseler, ihracat için daha doğru bir seviyeye ulaşırdı” Gerçekten de kurun şimdiki seviyesi ihracatı çok zorlaştırıyor.
Gültepe, Çinli BYD’nin Manisa’da yapacağı 1 milyar dolarlık yatırım üzerinden istihdam tarafına dikkat çekti:
-
BYD’nin 5 bin kişilik istihdam yaratacak olması hepimizi mutlu ediyor. LC Waikiki’nin üretim tarafı Taha Grubu’nun benim içinde bulunduğum fabrikalarının istihdamı 5 bin dolayındaydı.
Hazırgiyim ve konfeksiyon sektöründeki istihdam kaybının altını çizdi:
-
İhracattaki zorlanma süreci, hazırgiyim sektörünün istihdamını aşağı çekti. Sektördeki istihdam kaybı 250 bin kişiyi buldu. Yani, bazı sektörlerde mevcut istihdamı koruyamaz hale geldik.
Dün sabah Mehmet Gün’ün başkanlığını yürüttüğü Daha İyi Yargı Derneği ile EKONOMİ gazetesinin “Ekonomi & Hukuk Buluşmaları” toplantısı için gittiğimiz Kocaeli Sanayi Odası’nda, Başkanvekili Çınar Ulusoy ve yazarımız Prof. Fatih Özatay’la sohbet ettik.
Merkez Bankası’nda Başkan Yardımcılığı görevinde bulunmuş olan Prof. Özatay, uygulanan ekonomik programla ilgili şu yorumu yaptı:
-
Kurun yükselmesi enflasyonu tetikliyor. O nedenle döviz kurunu kontrol altında tutmalarından başka çareleri yok.
Çınar Ulusoy bunun üzerine ihracattaki sıkıntıları üzerinde durdu:
-
Makine sektöründe faaliyet gösteren bir şirketimiz var. Şu anda ihracatta zarar ediyoruz.
TİM Başkanı Gültepe’nin paylaştığı tablolar, ihracatçıların pazar kaybının ulaştığı noktayı gözler önüne seriyor…
10 farklı sektörün pazar daralması yaşadığı ülke sayısı 42-65 arasında değişiyor.
Pazarlarda yer edinmenin çok zor, kaybetmenin çok kolay olduğunu unutmamak gerekiyor.
Bu durumda ihracatı destekleyecek yeni formüller bulmakta yarar var değil mi?
İhracat müdürü 3 bin 500 Euro harcadı, şirketi 30 milyon lira ceza yedi
MERKEZİ İzmir’de olan şirketlerden birinin ihracat müdürü, Almanya’ya fuara gitti, kendi stantlarında ürünlerini alıcılara anlatmaya çalıştı. Fuar süresince harcamalarını şirketin kendisine tahsis ettiği kredi kartıyla yaptı.
Harcamalar sırasında ödeme kuru seçeneğini Euro şeklinde belirledi. Fuar sonunda İzmir’e döndü. Harcamalarıyla ilgili fatura, fiş gibi belgeleri şirketin muhasebe birimine iletti. Muhasebedeki görevliler, ihracat müdürünün yaptığı harcamaları ödemek üzere internet bankacılığı üzerinden 3 bin 500 Euro alıp, borcu kapattı.
İşlem tamamlandığı anda Merkez Bankası, ilgili şirkette inceleme başlattı. Çünkü, şirket Merkez Bankası kaynaklı reeskont kredisi kullanmıştı. Merkez Bankası, reeskont kredisiyle “asıl amaç dışı” döviz alınmasına izin vermiyordu.
Şirketin ihracat müdürünün fuar sırasında yaptığı 3 bin 500 Euro’luk harcamanın ilgili bankaya TL ile değil de döviz olarak ödenmesi, incelemeyi yapanlar tarafından “Amaç dışı döviz alımı” şeklinde yorumlandı.
Şirketin son bir yıllık reeskont kredisi kullanımına bakıldı. Toplam 1 milyar liralık kaynak kullanıldığı görüldü. İncelemeyi yapan ekip, cezayı kesti:
-
Bu şirkete kullandığı reeskont kredisinin yüzde 3’ü oranında ceza keselim.
Böylece, ihracat müdürünün 3 bin 500 Euro’luk fuar dönemi harcaması yüzünden şirketi 30 milyon lira, “Reeskont kredisi amaç dışı kullanıldı” cezası yedi.
Bu öyküyü İzmir’de bir şirketin CFO’su anlatıp, ekledi:
-
Şirketlere reeskont kredileriyle ilgili incelemeler üzerinden yağmur gibi ceza kesiliyor. Birçok şirket bu sıkıntıyı yaşıyor.
Cezaların çok yaygınlaşmasını şöyle yorumladı:
-
Cezalar yoluyla reeskont kredilerinin faizini 3 puan yukarı çekmiş oluyorlar. Cezaların yoğunlaşması, bir nevi reeskont faizini yukarı çekme aracına dönüşmüş gibi görünüyor.
Reeskont kredileriyle ilgili denetimlerin çok sıkı yapıldığını, Anadolu’da ziyaret ettiğimiz OSB’lerdeki şirketlerden de sıklıkla dinliyoruz.
Uygun faizli, ihracatı desteklemek amacıyla verilen kredilerin sıkı denetlenmesi, amaç dışı harcamaya izin verilmemesi gerekiyor.
Ancak, aktardığım öyküdeki gibi şirketin ihracat müdürünün 3 bin 500 Euro’luk kredi kartı harcamasının karşılığının döviz cinsinden ödenmesi, 30 milyon liralık cezayı gerektirecek boyutta bir “amaç dışı kullanım” olarak görülebilir mi?