Loreal Türkiye, 25 markasının projelerini deprem bölgesine yönlendirdi

Necla DALAN
Necla DALAN Hikayeler&Liderler

L’Oréal Grup, kendisini bir güzellik şirketi olarak değil, “tek işi güzellik olan bir teknoloji şirketi” olarak konumlandırıyor ve yenilikçi teknolojilerini son kullanıcılarla buluşturuyor. Armani’den Lancôme’a, Garnier’den Vichy’ye 25 dünya markası olan grubun sürdürülebilirlik, dijitalleşme, çeşitlilik ve kapsayıcılık, anlamlı markalar yaratma ve kadınların güçlendirilmesi gibi stratejik öncelikleri bulunuyor.

L’Oréal Grup ve bünyesindeki markalar, bilimden çevreye, eğitimden sağlığa sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yapıyor. Türkiye’de de önemli çalışmalara imza atılıyor. Örneğin “Bilim Kadınları İçin” programı 20 yıldır kadınların bilime olan katkısını teşvik etmek, genç ve yetenekli bilim kadınlarımızın başarılarını taçlandırmak amacıyla hayata geçiriliyor. Sivil toplum kuruluşlarını kadını güçlendirme projelerinin desteklendiği 50 milyon euroluk fondan yararlandırmak için çalışıyor. Bugüne kadar İmece ve Kamer Vakfı’na fon yaratıldı. En büyük hedeflerden biri 100 milyon euroluk çevre fonundan Türkiye’ye pay aldırabilmek… L'Oréal Türkiye start-up merkezi olmayı da hedefliyor. Türkiye’den çıkan 16 start-up’la ticari anlaşma yapıldı.  

L'Oréal Türkiye’nin Ülke Genel Müdürlüğü’nü Eylül 2021’den bu yana Sinem Sandıkçı Gökçen yürütüyor. Kariyerine 2000 yılında L'Oréal Türkiye’de başlayan Sinem Sandıkçı Gökçen, şirketin Türkiye’deki ilk kadın genel müdürü…

‘Güzellikle nefes olduk, şimdi güzellikle nefes olmak istiyoruz’

Güzellik pazarını, şirketin projelerini konuşmak için Sinem Sandıkçı Gökçen ile buluştuk. Depremi gündemden düşürmeme hedefime uyarak ona da önce bu konuda nasıl bir aksiyon aldıklarını soruyorum. Anlatıyor: “Grup bünyesindeki 25 markamızın projelerini deprem bölgesine özel hale getiriyoruz. Mesela Armani bir sivil toplum kuruluşuyla birlikte temiz suya erişimi destekleyecek. L'Oréal Paris genç kızlara, Kiehl’s kız çocuklarına eğitim desteği verecek. Garnier konteyner şehirlere solar paneller kuracak. Lancôme kadın girişimcileri destekleyecek. La Roche Posay onkoloji hastası çocuklara, Vichy kadınlara psikolojik destek sağlayacak. Bütün markalarımızla seferberlik ilan ettik. Bugüne kadar güzellikle nefes kestik, bundan sonra nefes olmak istiyoruz. Güzelliğin iyileştirici gücünü bu kez umut olmak için kullanmak istiyoruz.

'Pazar büyüdü; insanlar artık ev, otomobil alamadığı için küçük şeylerle mutlu oluyor’

Sinem Sandıkçı Gökçen’e güzellik pazarında 2022’nin nasıl geçtiğini soruyorum. Türkiye’de 35 milyar TL büyüklüğünde bir pazar olduğunu, geçen yıl adette yüzde 10, değerde yüzde 98 büyüme olduğunu söylüyor. Pazarda e-ticaretin payının yüzde 18 olduğunu vurguluyor ve devam ediyor: “Kriz dönemlerinde pazar büyüyor. İnsanlar artık ev, otomobil alamadığı için küçük şeylerle mutlu oluyor. Geçen yılki büyümede Ortadoğu’dan gelen turistler ve Türkiye’ye yerleşen yabancılar da çok etkili oldu. Şirket olarak pazar lideriyiz. Pazar payımız yüzde 20’lerde. Geçen yıl pazarın 1.5-2 katı daha fazla büyüdük.”

 

Zoom toplantıları cilt bakımın payını yüzde 30’a çıkardı!

Sinem Sandıkçı Gökçen, pazarda öne çıkan kategorilerle ilgili şu bilgileri veriyor: “Türkiye bir saç pazarı. Saç ürünlerinin payı yüzde 30. Cilt bakım ürünleri yüzde 30’lara yaklaştı. Bunun en büyük nedeni pandemi dönemindeki online görüşmeler oldu. İnsanlar kendilerine baka baka cilt bakımına yöneldi. Üç yılda bu kategori 11 puan büyüdü. Şirketimizde de saç ilk sırada. Cilt bakımı ikinci sırada, sonrasında makyaj ve parfüm geliyor.”

 

53 bin İstanbullu’nun su tasarrufuna eşit sistem devreye alındı

İnovasyon ve Tekno-Güzellik, L'Oréal Grup’un marka stratejisinin merkezinde yer alıyor. Bu çerçevede birçok teknolojik ürün geliştirilmiş. Örneğin gruptaki bilim insanlarının geliştirdiği HAPTA, sınırlı el ve kol hareket kabiliyetine sahip kullanıcılar için elde taşınabilir, ultra hassas bir akıllı makyaj aplikatörü. Kullanıcılara ruj sürme olanağı sunuyor. Çevresel yenilik girişimi olan Gjosa ile geliştirilen duş başlığı L'Oréal Water Saver ise su tüketimini yüzde 70’e kadar azaltabiliyor. Türkiye’de sektörde bir ilke imza attıklarını anlatan Sinem Sandıkçı Gökçen, ekliyor: “Türkiye’deki fabrikamızı suyu geri dönüştüren, dışarıdan su kullanmadan üretim yapan bir yapıya çeviriyoruz. Bütün fabrikalar yapabilsin diye dijital bir kılavuz da hazırladık. Her yıl 53 bin İstanbullu’nun tüketimine eşit su tasarrufu sağlayacağız.”

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar