Limitet şirket ortağı müdürü azlettirebilir mi?
✔ Limitet şirket ortaklarının genel kurul dışında yöneticilerin azlini veya yönetim hakkının sınırlandırılmasını talepleri ancak yargı yolu ile olabilir. Bu konuda her bir ortak, pay oranı ne olursa olsun, her zaman, mahkemeye müracaatla yöneticilerin azlini veya yönetim hakkının sınırlandırılmasını talep edebilir.
✔ Şirket genel kurulunda şirket müdürünü değiştirme ve hatta şirket ana sözleşmesini değiştirme yetkisine dahi haiz olacak oranda pay sahibi olan bir ortağın, müdürün azli veya yetkilerinin sınırlandırılması için dava açmasına gerek olmadığı açıktır.
Şirket genel kurulu, müdürü veya müdürleri her zaman görevden alabilir veya yönetim hakkını ve temsil yetkisini sınırlayabilir. Ancak bizim burada irdelemek istediğimiz konu, limitet şirket ortaklarının her birinin genel kurul dışında münferiden yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını isteme hakkına sahip olup olmadıklarıdır.
Limitet şirket ortaklarının genel kurul dışında yöneticilerin azlini veya yönetim hakkının sınırlandırılmasını talepleri ancak yargı yolu ile olabilir. Bu konuda her bir ortak, pay oranı ne olursa olsun, her zaman, mahkemeye müracaatla yöneticilerin azlini veya yönetim hakkının sınırlandırılmasını talep edebilir. Bu konuda görevli mahkeme, yetki alanı şirket merkezinin bulunduğu yeri kapsayan ticaret mahkemeleridir. Bu davanın kim aleyhine açılacağı bir dönem tartışma konusu olmuşsa da, Yargıtay’ın yerleşik içtihadına göre, bu davanın şirket aleyhine değil, doğrudan azli veya yetkisi sınırlandırılmak istenen müdür aleyhine açılması gerekmektedir.
Nihayet böyle bir talep ile dava açılabilmesi için bir “haklı sebep”in varlığı gerekmektedir. Haklı sebebin ne veya neler olabileceği ise her bir olay bazında ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir. Davada gösterilen sebebin haklılığını takdir edecek olan ise mahkemedir. Burada peşinen bir haklı sebepler listesi yapmak mümkün değildir.
Bu konuda “Görevden alma, yönetim ve temsil yetkisinin geri alınması ve sınırlandırılması” başlıklı TTK md. 630’da bazı örnekler sayılmıştır. Önce bunları aktaralım.
- Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümünü ağır bir şekilde ihlal etmesi
- Yöneticinin Ticaret Kanunu veya diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi
- Yöneticinin şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi
Ancak kanundaki bu sayım tahdidi değil tadadidir. Bir başka deyişle Kanun burada örnekleme yöntemi ile sayma yolunu tercih etmiştir. Bu nedenle somut durumlarda bu sayılanların dışında pek çok haklı sebep var olabilir.
Yargı bu konuda şirketin işleyişine haksız müdahaleleri önleme amacıyla titiz değerlendirmelerde bulunmaktadır. Örneğin, şirket ortağının kendisine şirket işleri ve hesapları hakkında şirket müdürü tarafından bilgi verilmemesinin haklı sebep olarak gösterildiği bir davada, müdür tarafından icra olunan genel kurul kararlarının yanlışlığı ve şirket aleyhine sonuç doğurduğu iddiasına dayalı bir başka davada, genel kurul çağırısının usulüne aykırı yapıldığının haklı sebep olarak sunulduğu başka bir davada yargı, şirket ortağının bu sebeplerle ilgili özel kanun düzenlemeleri bulunduğu, bu yollara (TTK’nın bilgi taleplerine yönelik hükümlerine veya genel kurul kararlarının iptali talebine yönelik düzenlemelere) başvurulması gerekirken müdürün azlinin istenemeyeceğine hükmetmiştir.
Müdürün şirketin faaliyet ve kendi yetki alanı içerisinde takdir hakkını kullanmasının “iş adamı kararı” çerçevesinde değerlendirildiği hallerde haklı sebebin oluşmayacağı da muhakkaktır. Yeter ki bu kapsamdaki kararın alınmasında kötü niyetin veya ağır kusurun varlığı ispat edilmemiş olsun.
Buna karşılık şirket müdürünün şirket malvarlığını piyasa araştırması yapmaksızın ve piyasa fiyatının altında fiyatlarla satması (Yargıtay 11. H.D. K.2019/8072 T.11.12.2019), şirketin haksız yere borçlandırılması (Yargıtay 11. H.D. K.2019/7105 T.12.11.2019), müdürün rekabet halinde olunan bir şirkete izinsiz olarak yönetici ortak olması (Yargıtay 11. H.D. K.2019/4799 T.25.06.2019), şirket hesaplarından çekilen paraların şirket defter ve hesaplarına yansıtılmaması (Yargıtay 11. H.D. K.2019/2958 T.15.4.2019), müdürün defter ve belgeleri vergi idaresine ibraz etmemesi, kayıt dışı işçi çalıştırması (Yargıtay 11. H.D. K.2019/2718 T. 8.4.2019), müdürün şirket hesabına gelen parayı kendi hesabına geçirmesi (Yargıtay 11. H.D. K.2021/1980 T. 3.3.2021), müdürün şahsi borçları için şirketi kefil göstermesi (Yargıtay 11. H.D. K.2021/4202 T. 28.4.2021), müdürün 6 yıldır genel kurulu toplantıya çağırmaması (Yargıtay 11. H.D. K.2020/3795 T. 5.10.202) müdürün özen ve bağlılık yükümünün ihlali olarak görülmüş ve haklı sebep olarak kabul edilmiştir.
Şirket genel kurulunda şirket müdürünü değiştirme ve hatta şirket ana sözleşmesini değiştirme yetkisine dahi haiz olacak oranda pay sahibi olan bir ortağın, müdürün azli veya yetkilerinin sınırlandırılması için dava açmasına gerek olmadığı açıktır. Buna rağmen bu oranlarda pay sahibi bir ortağın bu taleple bir dava açması halinde dava hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddedilecektir (Yargıtay 11. H.D. K.2019/3755 T. 15.5.2019),