Kutlamaya devam mı diplomatik çözüm aramak mı?
Ekim başından itibaren Türk ihraç ürünlerinin Suudi Arabistan’a girişi yasaklandı. Yıllık 3 milyar $’lık ihraç pazarımıza veda ediyoruz. Türkiye’nin bu konudaki tavrı ise ilginç.
“Suudi Arabistan Milli Bağımsızlık Günü”nü kutladık. Üstelik Made in Turkey damgalı ürünlere ambargo kararı haftasında… Bu nasıl bir çelişkidir, anlamam mümkün değil. Neyi kutladığımızı bilmiyor olmak bir yana tam da bu kutlamamızın(!) Suudilerin bizim ürünlere ambargo kararına denk düşmesi, nasıl bir akıl, zihin, vicdan ve onur tutulmasıdır?
“Suudi Arabistan Milli Bağımsızlık Günü” olarak kutladığı gün; Türk askerini arkadan hançerledikleri gün aslında. Suudilerin bizden kurtuluşunu(!) atlamadık. Onlar ise bize ambargo koymayı atlamadı. Krallarının ölümünde milli yas ilan etmiştik oysa.
Sorun şudur; Ekim ayından itibaren Türk ürünleri bu ülkeye girmemesi kararına karşı biz ne yapacağız? Varsa başka bayramlarını kutlamaya, kralları prensleri ölünce milli yas ilan etmeyi mi sürdüreceğiz? Yoksa hangi diplomatik atağı veya misillemeyi yapacağız?
Suudilerin bize karşı düşmanca tutumunu eleştirmenin İslam’a karşı olmakla ilgisi yoktur. Aksine, gücümüze ve toplum onurumuza karşı saldırıya itiraz etmektir… Ecdadımı hançerleyen, bu defa ihracatıma saldırıyor. Susulacak ise hiç değilse bizi hançerledikleri günü kutlamayalım.
BİNLERCE İHRACATÇIMIZI HANÇERLEMEK
Suudi pazarına mal satan binlerce ihracatçımız var ve ambargo kararıyla arkalarından hançer saplıyorlar.
Suudi ambargosu bizi yıkmaz ama onların milli gününü kutlayıp daha hangi günlerini kutlayacağız diye bakmak, ülke onurumuzu zedeler… Hem de çok derinden…