Kurumsallardan inovasyon çıkmaz mı, kurum içi girişimcilik ütopya mı?
Kurumsallık ve girişimcilik pek çok kişi için yan yana gelmeyecek iki kavram. Onlara göre girişimcilik startuplara özgü bir yetkinlik ve kurumsal firmalardan büyük inovasyonların çıkması imkânsız. Kafa karışıklığının nedenlerini anlamakla birlikte inovasyonun organizasyonun büyüklüğünden bağımsız her yerde mümkün olacağını belirtmek lazım. Taşları yerli yerine oturtarak başlayalım. Sanıldığının aksine “kurum içi girişimcilik” (intrapreneurship) ile “kurumsal inovasyon” (corporate innovation) aynı anlama gelmiyor. Çalışanlardan bir konuya (tehdit, problem, fırsat ya da herhangi stratejik odak) dair fikirlerin toplanması, değerlendirilmesi, seçilenlerin prototip ve nihai üretim süreçlerine devam etmesi kurum içi girişimcilik kapsamında değerlendirilir. Kurumsal inovasyon ise belirtilen girişimcilik faaliyetlerinin ötesinde inovasyon alt yapısının (infrastructure) hazırlanmasını ve inovasyon süreçlerinin kurumsallaşmasını kapsar. İnovasyon stratejilerinin geliştirilmesi, süreçlerin ve sistemlerin tasarımı, organizasyonun ve ekiplerin hazırlanması, inovasyon metot ve araçlarının belirlenmesi, kültürel dönüşüm vb başlıklar “kurumsal inovasyon” altında ele alınır. Örneğin kurum içi girişimcilik kapsamında fikir geliştirilecek “stratejik odağı” kurumsal inovasyon çalışmalarının çıktısı belirler. Kurum içi girişimcilik faaliyetlerinin süreklilik kazanması ve kurumun inovasyon makinesine dönüşebilmesi için kurumsal inovasyon maddelerinin tek tek çalışılması lazım.
Kurumsal firmalarda inovasyon neden zor?
Standart bir yanıt yok çünkü her kurumsal firmada zor değil. Vaka özelinde değerlendirmek gerekir. Startruplar inovatif doğar. Var oluş amaçları zaten inovasyondur. Ölüm vadisini atlamak ve hayatta kalabilmek için inovasyon yapmak zorundalar. Diğer taraftan yüksek yatırımlarla ölçek ekonomisini hedefleyerek kurulan ve temel ihtiyaç maddelerini ya da ara malları üreten imalat sektöründe durum farklı. Güçlü talep ile karşılaşan harcıalem diyebileceğimiz bu ürünlerin pazar koşullarına göre değişken ama genelde düşük fiyat stratejisi ile imalatı bir süreliğine işleyebilir. Firma gelir elde ediyor, büyüyor hatta yeni yatırımlarla daha çok üretebiliyor.
Neden inovasyon yapsın?
Buradaki temel yanılgı: talebin hep güçlü şekilde devam edeceğinin varsayılması. İkincisi, söz konusu ürünün karşıladığı ihtiyacın başka hiçbir çözüm ile giderilemeyeceğinin sanılması. Halbuki malzeme bilimi başta olmak üzere teknoloji ilerledikçe yeni çözümler mümkün. Hiç beklenmeyen bir anda bir startup yıkıcı bir teknoloji ile ortaya çıkarak tüm yerleşik oyuncuları sarsabilir. Dolayısıyla bu tip kurumsal firmalar ürün odaklılıktan ihtiyaç odaklı rekabete geçebilmeliler. Bazı geleneksel endüstrilerde konforun nedeni değişimin yavaş olması. Ayrıca büyük sermaye gerektirdiğinden giriş bariyeri yüksek ve herhangi bir niş segmenti hedefleyerek giriş yapmayan isteyen yeni bir oyuncu büyük üreticilerin fiyatları dip yapması ile rahatlıkla pazarın dışına atılabilir. Sonsuza kadar o şekilde devam edeceği varsayımı ölümcül bir hata. Yeniler, büyüklerin ürününü kopyalamak yerine ihtiyaca odaklanırlarsa oyunun kuralları değişebilir.
Çamaşır makinesi üreterek mevcut büyük üreticilerle rekabet edemezsiniz. Temizlik teknolojisini değiştirmelisiniz. Vida harcıalem bir ürün. Ne kadar çok üretirseniz o kadar çok kazanırsınız. Konforu yüksek çünkü ikamesi zor ve hemen hemen her yerde kullanılıyor. Ölçek ekonomisine dayanarak kapasiteyi maksimuma çıkartıp gerekirse stoka çalışmak ve toplam geliri hedeflemek bir strateji. Sonsuza kadar alternatifsiz devam edileceğini düşünüyorsak sorun olmayabilir. Fakat birim kara odaklı bir stratejiniz varsa vidanın üzerine tasarım ve teknoloji eklemek zorundasınız. Ya da vidanın kimyasını değiştirmelisiniz. Bir gün birileri bam başka bir bağlantı elemanı malzemesi geliştirebilir. Başka birileri çıkar ve ölçek ekonomisini sizden daha iyi uygulayarak fiyatları iyice düşürürse? Çin örneği. Sürdürülebilir büyüme için katma değer şart. Katma değer için inovasyon şart. Tüketim alışkanlıklarının ve tercihlerin hızlı değiştiği geleneksel olmayan dinamik sektörlerde inovasyon göreceli daha kolay. Kurumsal olmasına rağmen Unilever, Sony, P&G, Nestle sürekli inovasyon yapan iyi örnekler. Apple; iPhone ve iTune gibi en büyük inovasyonlarını kurumsalken yaptı. Amazon bugün kurumsal bir firma ve dünyanın en inovatif markalarından. İnovatif doğdu ve kuramsallaştıkça bu yeteneğini kaybetmedi. Startup doğup kurumsallaştıkça inovasyon kapasitesini kaybeden bir hayli firma var. Polaroid, Blockbuster, Commodore, Blackberry, Netscape, Hummer, Abercrombie & Fitch, Atari, Compaq bazı örnekler.
Ağır sanayi gibi geleneksel endüstrilerde mesele daha zor çünkü yıllar sonra büyük bir paradigma değişikliğine giderek rekabet stratejisi köklü şekilde değişiyor. Relx, T-Mobile, Archer Daniels Midland, Haier bu tip dönüşümleri başarıyla tamamlayan iyi örnekler. Çamaşır makinesi üretmek için kurulan Haier bugün IoT ve akıllı cihazlar dahil pek çok teknoloji alanında dünya lideri. Ezcümle kurumsallarda inovasyon elbette mümkün. Startup veya kurumsal fark etmeksizin inovasyonun temel doğruları her yerde aynıdır. Mesela doğru bir inovasyon stratejisi her koşulda şart, olmazsa olmaz fakat kurumsal firmaların dinamikleri farklı olduğu için ona uygun yol haritaları geliştirilmeli. Kurumsallar elbette homojen bir yapı değil. Her vaka kendine özgün. İnovasyonun formülü sektöre, koşullara, rekabetin dinamiklerine kısacası vakaya göre değişir. Başlangıç noktasında iyi bir model baz alınmalı ama söz konusu model firmaya göre terzi usulü uygulanmalı. Haftaya bir kurumsal inovasyon modelinden bahsedeceğim.