Kurumsal girişim sermayeleri ne yapmalı?
Kurumsal girişim sermayesi (Corporate Venture Capital-CV); büyük ölçekli firmaların yeni girişimlerin büyümesini desteklemek için hayata geçirdiği bir mekanizma. Tüm dünyada oldukça yükselen bir trend. Asya bu alanda hızlı ilerliyor ama genel olarak tüm gelişmiş ülkelerde yaygın bir araç. Ülkemizde bu konuda hareketlenme 2018 sonrası yaşandı. 2021 itibari ile 38 CVC vardı. Bugün 50 üzerinde olduğunu söyleyebiliriz. CVC’ler konvansiyonel girişim sermayelerinden (VC) farklı karakteristiklere sahip ya da olması gerekir. Ülkemizde konu biraz iç içe geçmiş durumda. CVC’lerin VC gibi çalıştığını ve çoğu kez iş birlikleri yaptığını görüyoruz.
Gelir ve kurumlar vergisi avantajları gibi bir takım özendirici unsurlardan dolayı kurumsal firmaların bu alana ilgisi artıyor. Daha da artması, inovasyon ekonomisinin büyümesi adına iyi olur. Performans analizlerini yapacak kapsamlı bir veri henüz yok elimizde. Tipik olarak yatırımları 4-5 yıl sonra değerlendirmek gerektiği için çoğu CVC yatırımının üzerinden bu kadar süre geçmedi. Bankalar öncü oldu ve devamında pek çok holding CVC kurdu. Bankacıların kendi konvansiyonel araçlarına göre daha iyi bir getiri performansı görmeleri kolay olmayabilir, özellikle mevcut ekonomik koşullarda. Ayrıca startup ekosistemi makro koşullardan dolayı istenilen ölçüde büyümüyor. Tüm dünyada girişim yatırımları düşüyor ama ülkemizde özellikle startup kurabilecek kapasiteye ve vizyona sahip insanlar ya yurt dışını tercih ediyor ya da büyük kurumlarda çalışmayı. Dolasıyla CVC yatırımlarının geri dönüşleri için zamana ihtiyacımız var. Fakat her durumda Türkiye’nin öncü şirketlerinin CVC kurmalarını ve yetkin girişimleri desteklemeleri gerektiğini düşünüyorum. Bu destek sabırla ve bütüncül bir bakışla yapılmalı.
CVC kurmaktan daha zor olan, iyi tasarlamak ve kurumsallaştırmak. Tam da bam teline geliyoruz. Şirketlerinde inovasyon bilinci yeterince gelişmemiş olan ve inovasyon kültürü eksikliği yaşanan holdingler CVC mekanizmalarını nasıl başarabilir? Çok zor. Muhakkak raslantısal kazançlar kaydedilebilir ama sürdürülebilir bir büyüme için inovasyona bütüncül yaklaşmamız gerekiyor. Kurum içinde girişimcilik çalışmaları başlamamış ve inovasyon departmanları olmayan kurumlarda CVC erken bir mekanizma bana göre. Çünkü programı odaklı tasarlayamazsınız. Genel olarak yaşanan durum da bu.
CVC asıl kurum içi girişimcilik projelerinden çıkan ve büyüme potansiyeli olan fikirleri şirketleştirmek ve büyütmek için düşünülür. Yani devasa bir okyanusta rastgele balık aramak faydasız bir zaman kaybı. Kurumlar öncelikle stratejik odak alanlarını belirlemeli, sonrasında bu odak alanlarda gelecek vaat eden girişimleri desteklemeli. Bu girişimler kurum içinden de çıkabilir ki onu tercih ederiz ama bağımsız girişimcilerden de gelebilir. Dışardaki bağımsız girişimleri dahi fonlayacak olsak, o ürünün ya da teknolojinin stratejik önceliklerimizle hizalı olması gerekir.
Peki, kurumsal firmalar stratejik önceliklerini biliyor mu? Stratejik planlarına baktığımızda bu soruya yanıt verebiliriz. Maalesef benim gözlememim gerek VC’ler gerek CVC’ler bazen rüzgâra kapılıp “hype” peşinde yatırım yapıyor. Mesela metaverse. 2 yıl önce herkes NFT yatırımı derken şimdi konuşan yok. Böyle geçici hype’lar yerine kurumlar net alanlarda startuplarla iş birliği ve yatırım yapmalı. Yatırımlarda odaklanma ve CVC ekiplerinin uzmanlaşması isabet oranını yükseltir. İsabetli yatırımlar hem girişimcileri hem kurumları büyütür. Büyüyen kurumlar ekonomiyi büyütür. Kişi başına gelirin artması için mikro ölçekte bu yatırımların etkili ve doğru yapılması gerekir. Örneğin yeşil teknolojiler, Gen AI, iklim teknolojiler, 5G, Blockchain hatta M2M şeklinde alanları daraltabilirsiniz. Önce sektörler, sonra spesifik dikeyler belirlenmeli.
İnovasyon sadece girişimcileri zenginleştirmez. Tüm toplumun refah seviyesini artırır. Ekonomiyi kalkındırır. İnovasyonu konuştuğumuz zaman, aslında 3-5 parçayı bir araya getirelim oradan bir icat çıksın meselesini konuşmuyoruz. Ekonomik kalkınmayı, herkesi ilgilendiren milli bir meseleyi konuşuyoruz. O yüzden ısrarla inovasyon…