Kurumlara güven geri getirilmeli…
Güven erozyonuna uğramış Merkez Bankası ve TÜİK gibi kurumlarımızın, güven kazanması için yeni dönemde adımlar atılmalıdır.
Seçimler öncesi iş dünyasından ve sektör kuruluşlarından yöneltilen en önemli eleştiri “kurumlara güven” konusundaydı. Kamunun en önemli kurumu Merkez Bankası’nın temel görevi olan “fiyat istikrarı” konusunu unutmuşçasına davranıp, aldığı kararlar eleştiriliyordu. Çalışanların ücret artışlarında verileri kaynak gösterilen TÜİK’in açıkladığı pahalılık endekslerinin, gerçek hayattan uzak olduğu belirtiliyordu. Ücret zamlarına konu olan TÜİK verilerinin ücretlilerin ücret artışlarını, düşük kalarak olumsuz etkilediği yorumları yapılıyordu.
Açıklanan Cumhurbaşkanlığı Hükümeti, iş dünyası tarafından olumlu karşılandı. Nedenini sorduğum iş insanları, icracı bakanlıklara atamaları yapılanların çoğunun bürokrasi ve iş dünyasındaki çalışmalarının ardından, bakanlık koltuğuna oturmalarını olumlu bulduklarını ifade ettiler. Liyakat açısından bunun olumlu bir gelişme olduğunu da vurguladılar.
EKONOMİ’nin sadık okuru olan bir akil adam , “Bana göre kurumsal açıdan önemli bir gelişme Cevdet Yılmaz’ın göreve gelmesi. Son dönemde kendisi bütçe plan komisyonu başkanıydı. Onun kurumların güven kazanması için çalışmalar yaparak katkıda bulunacağına inanıyorum” değerlendirmesini yaptı. Yeni Hükümetten ümitli olan görüşleri EKONOMİ okur çevresinden derlerken, hükümet ile parlamentonun eşgüdüm içinde çalışması ve dışardan müdahale olmaması gerektiğinin, ağırlıklı konu olduğunu gördüm.
Bir örneğim çokça olguya ışık tutucu olacak. 2022 yılında parlamentodan çıkan kanun ile Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ve Karar’larını sayısal olarak kıyaslamak istiyorum: 1 Ocak-31 Aralık 2022 arasında milletvekilleri parlamentoda 80 kanun görüşüp yasalaştırırken, Cumhurbaşkanlığı 27 Kararname ve 784 Karar yayınlamış. Kısacası, yasal bir yapılanmadan çok, Külliye görevlilerince hazırlanan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ve kararları ile yönetilmişiz.
Kurumsal yapının yerine oturtulması ve kurumlara güvenin artırılması için, parlamentonun itibarını kazanmasının sağlanması yolunda adımlar atılmalı. Ardından, Merkez Bankası, TÜİK, BDDK ve EPDK gibi kurumlara güvenin arttırılması gerekecek.
Demokrasinin bir “Güvenilir Kurumlar Rejimi” olduğu unutulmamalıdır…
GÜNÜN NOTU:
Rifat Hisarcıklıoğlu başkanlığındaki TOBB’un yeni yönetimine EKONOMİ adına başarılar diliyorum.