Kuru soğanda 25-30 liralık fiyat, tarımdaki başarısızlığın faturası
Bugünlerde bir kez daha kuru soğan fiyatı gündemde. Nasıl olmasın ki? Soğanın kilosu bazı marketlerde 30 liraya dayandı. Pazarda bile 20 lira. Eskiden çuvalla veya 3-5 kilo alınan kuru soğan artık taneyle alınır hale geldi.
Kuru soğan fiyatı neden bu kadar arttı? Birçok neden sayılabilir. En önemlisi tarımdaki plansızlığın, istikrarsız, günübirlik politikaların yansımasıdır.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine bakılırsa, Türkiye’nin kuru soğan üretimi, verimliliği konusunda hiç bir sorunu yok. Yeterlilik oranı yüzde 114,7 seviyesinde. Kişi başına yıllık kuru soğan tüketimi 23,1 kilo. Üretim bakımından dünyadaki ilk 5 ülke arasındayız. İhracatta ilk 6 ülkeden biriyiz. Normal koşullarda Türkiye’nin kuru soğanda fiyat sorunu yaşamaması gerekiyor.
Uygulanan günübirlik yanlış politikalar, dış ticaret uygulamaları, kuru soğanda istikrarsız bir fiyat ve zamları getirdi.
Sadece son 5 yılda yaşananlara bakarsak, kuru soğan fiyatının ve daha da önemlisi ülke tarımının neden bu hale geldiğini çok net görebiliriz.
Bakın son 5 yılda kuru soğan fiyatı için neler yapıldı:
1-Fiyatlar ithalatla düşürülmeye çalışıldı: Bundan 5 yıl önce 2018’in Mayıs ayında iklim koşullarına bağlı olarak üretimin azalması, yaşanan hastalık ve depodaki çürüme nedeniyle piyasaya arz edilen soğan miktarı azalmış ve fiyatlar artmaya başlamıştı. O dönemde markette, pazarda 1,5-2 lira olan kuru soğan 5 lirayı gördü. Dönemin Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi fiyat artışına kızdı ve ithalat yapacaklarını açıkladı. İthalatla fiyatlar düşürülmeye çalışıldı. Bugün gelinen noktada kuru soğan fiyatı 5 yıl öncesinin 5 katı. Yani ithalat çare olmadı. Bundan sonra da olmayacaktır.
2- Merkez Bankası’na göre enflasyonunun sorumlusu kuru soğandı: Aynı yılın temmuzunda “2018 Yılı 3. Enflasyon Raporu”nu açıklayan Merkez Bankası, gıda enflasyonundaki yükselmenin önemli nedenlerinden birinin kuru soğan fiyatı olduğunu iddia etmişti.
3- Depolar basıldı, soğan tüccarları terörist ilan edildi: Artan kuru soğan fiyatına karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan harekete geçti. Soğan depoları basıldı, tüccarlar terörist ilan edildi. Medyada hemen her gün farklı bölgelerden baskın haberleri yer almaya başladı. Narkotik polisinin uyuşturucu operasyonlarından sonra medyaya yansıyan haberler gibi, “yapılan baskın sonucu 30 ton soğan ele geçirildi” haberleri medyada geniş yer buldu. Soğan neredeyse uyuşturucu ile eşdeğer görülmeye başlandı. Vatandaş eve soğan almaya korkar hale geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 21 Kasım 2018’de muhtarlarla buluşmasında yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Patatesi stokluyorsunuz. Soğanı stokluyorsunuz, sebzeyi, meyveyi stokluyorsunuz. Bundan sonra aldığımız ihbarlar sebebiyle bütün bu stokların yapıldığı depoları basacağız. Kimse benim vatandaşıma, benim halkıma pahallı ürün yedirme hakkına sahip değil, bu böyle biline. Ondan sonra da ne diyorlar, hastalıklı, çürüdü. Ya sen çürüttün be. Sen hastalıklı hale getirdin. Bunlar havasız kalınca ne olacak, tabii ki çürüyecek. Onun için asla taviz yok.”
4- Soğan depolanmazsa fiyat artar: Türkiye’de soğan ekimi ve hasadı iki dönemde yapılır. Turfanda ve depolanabilir olmak üzere iki tür soğan ekimi ve hasadı olur. Kısa gün soğanı olarak bilinen çeşitler Eylül-ekim aylarında tarlaya ekilir. Nisan-mayıs döneminde ise bunların hasadı yapılır. Turfanda soğan olarak da bilinen kısa gün soğanı bu dönemde tüketilir. Yani uzun süreli depolanamaz. Uzun gün soğanı olarak adlandırılan çeşitler ise Ocak, şubat, mart aylarında tarlaya ekilir. Temmuz-ağustos-eylül aylarında hasat edilerek depolanır. Depolanması gerekiyor. Çünkü sonbahar ve kış döneminde bu soğanlar piyasaya arz edilerek tüketilir. Depolanmazsa yiyecek soğan olmaz. Fiyat artar.
5- İthalat vergisi sıfırlanarak ithalat kapısı açıldı: Hükümet depo baskınlarıyla yetinmedi. Soğan ithalatının da kapısını sonuna kadar açtı. Yerel seçimler öncesinde 15 Ocak 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kuru soğanda yüzde 49,5 olan gümrük vergisi 28 Şubat 2019’a kadar sıfırlanarak ithalat kapısı açıldı.
6- İthalat serbest, ihracat izne bağlandı: 2018 ve 2019’da yaşanan fiyat artışını tekrar yaşamamak için bu kez 2020 yılı başında soğan ve patates ihracatına kısıtlama getirildi. İhracat izne bağlandı. Dönemin Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, soğan ve patates ithal etmemek için ihracatı izne bağladıklarını söyledi. İthalat serbestçe yapılırken, Ticaret Bakanlığı’nın 7 Ocak 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan tebliği ile kuru soğan, taze veya soğutulmuş (tohumluk hariç) patates ihracatı Tarım ve Orman Bakanlığı iznine bağlandı.
İthalatın serbest ihracatın fiili olarak durdurulması sonucu 2020 yılının Nisan ayında üreticide kuru soğanın kilosu 1 liranın altına düştü. Soğanı tarladan toplama maliyeti bile fiyatın üstünde olunca büyük sorun yaşandı. Tarım ve Orman Bakanlığı ihracatçı birliklerine yazı göndererek 29 Nisan 2020 tarihi itibariyle ihracatçı başına 250 tonu geçmeyecek şekilde kuru soğan ihracatına izin verilebileceğini duyurdu.
7- Pandemi tüketimi azalttı, fiyatlar düştü: COVID-19 pandemisi ile herkes eve kapandı. Restoranlar, toplu tüketim yerleri, turizm tesisleri kapanınca soğan tüketimi azaldı. Böyle bir dönemde Irak Tarım Bakanlığı Mart 2021’de soğan ithalatını yasakladığını duyurdu. Türkiye’nin soğan ihracatında ilk sırada olan Irak’ın bu kararı üreticiye büyük darbe vurdu. İhracat durunca fiyat düştü ve üretici bir kez daha zarar etti. Soğan ekiminden vazgeçenler oldu.
8- Toprak Mahsulleri Ofisi depodaki soğanları aldı: Pandemi nedeniyle restoranlar, turizm işletmeleri kapanınca tüketim azaldı. İthalatın serbest ihracatın ise kısıtlanması ile kuru soğan ve patates üreticinin elinde kaldı. Depolarda soğan beklerken yeni ürün çıkmaya başladı. Üretici tarladaki soğanı toplamak yerine ürünle birlikte sürmek zorunda kaldı. Çünkü toplama maliyeti fiyatın çok üzerindeydi. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli imzası ile “İVEDİ” damgası ile 8 Nisan 2021’de 81 İl Valiliği’ne yazı ile elde kalan soğan ve patatesin Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından alınacağı bildirildi. Yemeklik patates ve kuru soğanlar, İl Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarınca Valiliklerin gözetiminde, ihtiyaç sahibi tüketicilere ücretsiz dağıtıldı. Valiler, kaymakamlar bedava soğan dağıtıyoruz töreni düzenleyip fotoğraf çektirdiler.
9- Üretim azalınca fiyat yeniden fırladı: Bütün bu uygulamalar, günübirlik politikalar sonucunda Türkiye İstatistik Kurumu’na göre 2021 yılında 2,5 milyon ton olan kuru soğan üretimi, 2022 yılında yüzde 6 oranındaki düşüşle 2 milyon 350 bin tona geriledi. Gerçekte üretim daha çok azaldığı tahmin ediliyor. Pandemi sonrası tüketimde de hızlı artış oldu. Ayrıca hava şartlarının da etkisi ile depolarda yine çürüme oldu. Piyasaya arz edilen soğan miktarı azaldı. Fiyat hızla yükselerek 10 liranın üzerine çıktı.
10-İhracata bir kısıtlama daha: Kasım 2022’de İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden Ege İhracatçı Birlikleri’ne gönderilen yazıda “Bazı Tarım Ürünlerinin İhracatına İlişkin Tebliğ” kapsamında taze patates ve kuru soğan ihracatına kısıtlama getirildiği bildirildi. Yazıda bazı muafiyetler dışında gıda arz güvenliğinin sağlanması amacıyla yapılacak ihracat başvuruları için Bitki Sağlık Sertifikası ve/veya Sağlık Sertifikası düzenlenmeyeceğine karar verildiği ifade edildi. 8 Mart 2023’te Resmi Gazete’de yayınlanan tebliğ ile bazı tarım ürünlerinde dönemsel olarak ihracatı düzenleme yetkisi Tarım ve Orman bakanlığına verilmesini öngören tebliğ iptal edilerek bu yetki Ticaret Bakanlığı’na verildi. Ticaret Bakanlığı 25 Mart 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlana tebliğ ile kuru soğanın da olduğu 6 ürünü “ihracatı kayda bağlı mallar listesine” aldı. Kuru soğan ihracatında bu karar nedeniyle hala bir kısıtlama var.
Kuru soğanda üretim ithalat ve ihracat
Kuru soğan ile ilgili son 5 yılda yapılanları özetledikten sonra bugün fiyatın neden 30 liraya dayandığına bakalım. Tarımsal Ekonomi ve Politika Geliştirme Enstitüsü verilerine göre, Türkiye’nin hemen her ilinde kuru soğan üretiliyor. Toplam üretim alanı yaklaşık 700 bin dekar. Üretim alanları bakımında 166 bin dekar ve yüzde 24 pay ile Ankara ilk sırada. İkinci sırada 106 bin dekar ve yüzde 15 pay ile Çorum geliyor. Amasya ise 70 bin dekar üretim alanı ile 3. sırada. Sonra, Hatay, Tokat, Eskişehir, Adana, Konya, Bursa, Gaziantep geliyor. Miktar olarak kuru soğan üretiminin yüzde 33’ü Ankara’da gerçekleştiriliyor. Ankara, Çorum, Amasya, Hatay, Eskişehir, Adana, Konya olmak üzere 7 il toplam üretimin yüzde 80’nini gerçekleştiriyor.
Türkiye’nin son 10 yıllık kuru soğan üretimi 2,5 milyon ton ile 1,8 milyon ton arasında değişiyor. Son yıllar ortalaması 2,2 milyon ton. İhracat ise yıllara göre değişmekle birlikte 270 bin ton seviyesinde. İthalat yok denecek kadar az. Genellikle 1000 tonun altında ithalat yapılıyor. Sadece 2018-2019 sezonunda fiyatlar çok yükseldi diye 127 bin ton ithalat yapıldı. 2021- 2022 sezonunda da 25 bin ton civarında ithalat gerçekleştirildi.
Fiyatlar neden 30 liraya yükseldi?
Kuru soğan fiyatlarındaki artışın temel nedeni üretimdeki azalma. Ayrıca iklim şartlarına bağlı olarak havaların sıcak gitmesi depolardaki ürünün yeşillenmesine, çürümesine neden oldu. İklim şartlarına uygun olmayan depolarda soğan çok kolay bozulabiliyor. Soğanın birkaç kez elden geçirilmesi sağlam olanların piyasaya sürülmesi ile maliyetler dolayısıyla fiyatlar artıyor.
2021’de tarlada fiyat 1 liranın altına düşünce üretici zarar etti ve ekimi azalttı. TÜİK’in verilerine de yansıdığı gibi 2022 üretimi azaldı. Fiyat arttı.
Ayrıca mart ve nisan ayları soğanda geçiş dönemi kabul ediliyor. Depolarda yeterli miktarda soğan olmadığında mart ve nisanda fiyatlar artar. Tüccar bu geçiş dönemini fırsata çeviriyor. Nisanda yeni ürün piyasaya çıkıncaya kadar fiyatlar yüksek seyrediyor. Yeni ürün çıkınca fiyat düşer. Şu anda fiyatlar en üst seviyede. Adana, Hatay Reyhanlı’da hasat başladı. Bu yeni soğan piyasaya girdikçe fiyat düşer.
Özetle, kuru soğan deyip geçmemek lazım. Zengin, fakir herkesin mutfağına giren kuru soğanda yaşananlar, uygulanan politikalar tarımda yapılan yanlışların yansıması niteliğinde. Yukarıda yazdıklarımız birçok ürün için geçerli. Soğan yerine patates yazın, domates yazın aynı senaryoyu görürsünüz. Günübirlik politikaların ve uygulamaların faturasını üretici, tüketici, toplumun her kesimi ödüyor.