Küresel sıkılaşma dalgası, farklı riskler

Orkun GÖDEK
Orkun GÖDEK Bakış Açısı

Geride kalan hafta ile birlikte uzun bir aranın ardından ilk kez Fed’in ardından sahne alan diğer G3 merkez bankalarının boşluğu doldurma, bir nevi geride kalmama çabalarının yakından takip edildiğini gördük. Önemli bir fark ile; İngiltere tarafından ziyade yaşlı kıtanın bir yerde “piyasanın sırayı ilerletmesi” kaynaklı topa girmek zorunda kalması üzerine uzun uzun kafa yormakta fayda olabilir.

Fed’in araladığı kapıdan bu kez BOE geçiş yaptı ve politika faizinde beklendiği üzere 25bp faiz artışına giderken, bilançosundaki şirket tahvili portföyünü de 2023 sonuna kadar sıfırlayacağını duyurdu. Buraya kadar olan kısımda pek fazla sürpriz yok. Hikayenin esas bölümü ise iki ana başlık üzerinde yoğunlaşıyor: i) faiz adımının gerekçesi ii) oylamadaki ayrışma.

Uzun bir süredir global para politikalarındaki sıkılaşma eğiliminden söz ediyoruz. Bu köşede yer alan son dönem yazılarının tamamı bu konu ile ilgili. Neden? Zira hangi farklı konuya odaklanmaya çalışsak yine hikaye dönüp dolaşıp sıkılaşma konusunda düğümleniyor. BOE’nin +25bp faiz artışı 2004 yılından bu yana ilk kez iki toplantı peş peşe sıkılaşma yönlü atılan ilk adım olarak tarihe geçmiş oldu. ilginç ayrıntılar listemizin ilk maddesi buradan oluşuyor. Konunun ehemmiyetini anlamamıza da bence epey yardımcı oluyor. Diğer husus ise oylamadaki ciddi ‘şahin’ ayrışma. Toplantıya katılım sağlayan 4 üye +50bp sıkılaşmadan yana oy kullanıyor. Yine bunun da tarih açısından anlamı, 1997’den bu yana ilk kez ortalamada bu denli ‘şahin’ bir eğilimin şekillenmesi.

Enteresan bir dönemden geçiyoruz. 2008-09 krizi sonrasındaki hem yatırımcı hem de analist kesiminin önemli bir kısmı parasal genişleme kavramı dışında farklı bir başlık bilmeden süreç içerisine dahil olmuştu. Bu döngü Mayıs 2013’te meşhur Bernanke konuşması ile kırıldığında bir yerde tecrübe anlamında acı bir sınıf atlaması gerçekleşmişti. Devam eden süreçte Fed’in varlık alımlarını azaltmasından federal fonlama faizini artırmasına ve bilançoyu daraltmasına uzanan geniş çapta farklı politika seti ile tanışılmıştı. Şimdi karşılaşmaya hazırlandığımız durum ise diğerinden daha farklı bir tablonun şekillenmesi ile sonuçlanabilir. Ne gibi? Bu denli senkronize ve genele yayılır sıkılaşma döngüsü ile karşılaşılmamıştı. Önemli mi? Bence kesinlikle.

Devam edelim ve elimizden geldiğince İngiltere kısmını tamamlayalım. Başkan Bailey alınan kararın gerekçesine yönelik ücretlerdeki yukarı yönlü baskılanmayı belirtti. Hatta konuşmasında “ben ücretlerin artmasını istemiyor değilim” anlamını çıkarabileceğimiz bir yorumda da bulundu. Brexit süreci de birlikte değerlendirildiğinde BOE’nin ücret baskısı ve istihdam piyasasına yönelik değerlendirmeleri klasik iktisadi yaklaşımın global merkez bankacılığının öncülerinde yaşamaya devam ettiğini gösteriyor. Tüm bu konuşulanların sonucu ise swap piyasasında traderların 2022 sonu için +1 puanlık ek sıkılaşması ile sonuçlanıyor ve yüzde 1,55’lik politika faizi düzeyini karşımıza çıkarıyor.

Aynı gün (3 Şubat) BOE’nin açtığı yolu somut faiz artırımı ve varlık azaltımı ile olmasa da –biraz da karmaşa iletişim tercihiyle- ECB izledi. Başkan Lagarde’ın konuşması esnasında sık sık kısa vade enflasyon risklerine değinmesi ve Mart ayında politikanın gözden geçirilebileceğine dair verdiği mesajlar piyasada ‘şahin’ politika algılamasını kuvvetlendirdi. Swap piyasasında fiyatlamalar yıl sonu için mevduat faizinde +40bp sıkılaşma şeklinde oluşurken, Alman 2y tahvil faizinde hafta kapanışı yüzde -0,25, 10y vadelide ise artı bölgede ve yüzde +0,20 civarında gerçekleşti.

Neresinden bakarsak bakalım en azından son 1 yılın en önemli fiyatlama teması sıkılaşma sürecine girildiği ve atılan adımlar. Gelişmekte olan ülkeler bu noktada Mayıs 2013’ten aldıkları dersler sayesinde yıpranma payını oldukça düşük tutmayı en azından şu ana dek başardılar. Son 4 haftada EPFR datalarına göre hisse senetlerine 80 milyar dolar giriş olurken, tahvillerden ise 29 milyar dolar çıkış yaşandı. GOÜ cephesindeki tahvil çıkışı ise 3 milyar dolar civarı ile sınırlı. Avrupa’nın sıkılaşma döngüsüne hangi aşamada nasıl katılım sağlayacağı meşhur kuzey-güney ayrımına yönelik tartışmaları ve devam eden sorunları yeniden hatırlatabilir. Yıl başlangıcında 135bp olan İtalya-Almanya 10y tahvil spreadi şimdilerde 154bp. Yaşlı kıtanın büyüme dinamikleri pandemi öncesinde de problemliydi, bugün de farklı değil. Genel ‘sıkılaşma modasına katılım’ herkes için aynı gerekçe ve sonuçları barındırmıyor. Avrupa’nın ekonomideki sağlığı ve talep kanalının seyri dış ticaret üzerinden bizi de yakından ilgilendiriyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Yeni dönem üzerine 12 Kasım 2024
Normali arayış 15 Ekim 2024
Buradan sonrası 10 Eylül 2024
Merhaba eylül işlemleri 03 Eylül 2024