Küresel denizcilik iklime, okyanuslara ve insan sağlığına ciddi zarar veriyor

Didem Eryar ÜNLÜ
Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

Uluslararası deniz taşımacılığının çevresel etkilerini ele almak üzere tasarlanmış en önemli uluslararası yasa olan Gemilerden Kaynaklanan Kirliliğin Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi’nin (MARPOL) 50. yıldönümü vesilesiyle önemli bir çalışma yayınlandı.

Seas At Risk tarafından yaptırılan ve “Denizcilik ve Okyanusların Durumu” başlığını taşıyan çalışma, dünyanın dört bir yanından hükümetlerin denizcilik için yeni bir iklim stratejisi üzerinde anlaşmak üzere Londra’da IMO’da bir araya geldiği sırada kamuoyuna açıklandı.

Çalışmaya göre; Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO), uluslararası toplum ve denizcilik sektörü sorunları gerektiği gibi ele almakta başarısız olurken, küresel denizcilik iklime, okyanuslara ve insan sağlığına ciddi zararlar vermeye devam ediyor.

Rapor, iklim üzerindeki etkisi de dahil olmak üzere deniz taşımacılığının zararlı etkilerini dizginlemeye yönelik önceki tüm girişimlerin başarısız olduğunu ve bugüne kadar yapılanlar ile Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) ve en son bilim tarafından talep edilen azaltımlar arasında büyük bir uçurum olduğunu vurguluyor. Raporda öne çıkan başlıklar şöyle:

İklim değişikliği

Denizcilik sektörü, emisyonlarını azaltma ve iklim kriziyle mücadelede adil ve hakkaniyetli şekilde payına düşen katkıyı sağlama konusunda defalarca başarısız oldu. IPCC iklim bilimi, Paris Anlaşması tarafından belirlenen 1,5 derece ısınma sınırını aşmamak için sektörler genelinde “derin ve hızlı azaltımlar” talep ederken, denizcilik emisyonlarının katlanarak artacağı öngörülüyor.

Okyanus sağlığı

Yetersiz, kötü uygulanan veya var olmayan düzenlemeler deniz taşımacılığının okyanus sağlığına zarar vermesine izin veriyor. Buna petrol ve kimyasal sızıntılar ve deşarjlar, su altı gürültüsü, kanalizasyon ve plastik kirliliğinin yanı sıra kötü hava kalitesi ve deniz ve kıyı bozulmasına neden olan liman genişlemesi de dahil.

İnsan sağlığı

Deniz taşımacılığı, özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki liman topluluklarının sağlığına ve refahına zarar vermeye devam ediyor. Fosil yakıtlı gemilerden kaynaklanan zehirli kirleticiler her yıl dünya çapında yaklaşık 250 bin erken ölüme ve altı milyondan fazla çocukluk astımı vakasına neden olurken, Güney Asya sahillerinde gemi söküm işçileri ciddi insan hakları ihlallerine maruz kalıyor.

Yeni bir denizcilik iklim stratejisi gerekiyor

Seas At Risk Denizcilik Politikası Direktörü John Maggs, “Okyanus ve iklimin korunması konusunda 50 yıllık bir ilerlemenin kutlaması olması gereken, küresel toplumun ve IMO’nun vaatlerini yerine getirmede nasıl başarısız olduğunun bir gösterisine dönüştü” diyor.

Maggs’ın yorumları şöyle: “Gemiler, artan iklim ve hava kirliliğinden tehlikeli petrol ve kimyasal sızıntılara, plastik kirliliğine, vahşi yaşamla ölümcül çarpışmalara, sualtı gürültü kirliliğine ve istilacı türlerin taşınmasına kadar gezegenimize ciddi zararlar vermeye devam ediyor. Ancak IMO ve uluslararası toplum bu yıkıcı döngüyü kırma ve yeni bir rota çizme şansına sahip. IMO’da yeni bir denizcilik iklim stratejisini müzakere eden hükümetler, 2030 yılına kadar denizcilik emisyonlarını yarıya indirmeyi kabul etmeli ve sektörü Paris Anlaşması’nın 1.5 derecelik sıcaklık sınırının altında küresel ısınmayı tutma yolunda kesin bir şekilde belirlemelidir.

Ülkeler bu hedefin hem yapılabilir hem de ekonomik olduğunu biliyor. Bu hedef aynı zamanda küresel deniz taşımacılığının yarattığı ve yeni raporumuzda haritası çizilen diğer birçok tehdide karşı acilen harekete geçilmesi için de tetikleyici olabilir. Doğru olanı yapmak için hiçbir zaman çok geç değildir, 50 yıl sonra bile.”

 Gemi yakıtı karayolu yakıtından 100-500 kat daha kirletici 

Seas At Risk, deniz ve okyanuslardaki yaşamın bol, çeşitli, iklime dirençli olmasını ve insan faaliyetleri tarafından tehdit edilmemesini sağlamak için birlikte çalışan, Avrupa’nın dört bir yanından çevre örgütlerinin oluşturduğu bir birlik. Misyonunu, denizler için iddialı politikaları teşvik etmek olarak tanımlıyor. Raporda dikkat çekilen bazı konular şöyle:

Deniz taşımacılığının çevresel etkilerinin hiçbiri geniş ölçekte ele alınmıyor. Deniz taşımacılığının çevre ve insan sağlığı üzerindeki etkilerini ele alan uluslararası düzenlemeler zayıf ve yetersiz. Denizcilik sektörünün mevcut sürdürülemez rotasını “düzeltmek” için denizciliğin uluslararası, bölgesel ve ulusal yönetişim yapılarında değişikliklere ihtiyaç duyulabilir. Bunlar, entegre, iddialı ve dönüşümsel bir gündeme rehberlik edecek uzun vadeli bir vizyon gerektiren karmaşık sorunlar. I

MO’nun ilk kez uluslararası deniz taşımacılığının iklim üzerindeki etkilerini ele almakla görevlendirilmesinden bu yana geçen 26 yılda, bu emisyonların artışını durdurmak için hiçbir şey yapılmadı. Operasyonel petrol ve diğer tehlikeli maddelerin boşaltılması, tehlikeli maddeler de dahil olmak üzere paketlenmiş malların dökülmesi, kanalizasyon deşarjı ve plastiklerin boşaltılmasını düzenlemeye yönelik girişimlerin hepsi başarısız oldu ve denizcilik hacimlerindeki büyüme genellikle herhangi bir önlemin faydasını ortadan kaldırdı. Gemiler, okyanus sağlığı ve yerel ekonomiler için yıkıcı sonuçları olan istilacı sucul türlerin dünya çapında taşınması için ana vektör olmaya devam etmektedir. Biyosit içeren boyalar, deniz organizmalarının gemilerin gövdelerine yapışmasını önlemek için rutin olarak kullanılmakta ancak deniz yaşamı için toksik nitelikte.

Gemi çarpışmaları deniz memelileri için önde gelen bir ölüm nedeni ve bazı türlerin neslinin tükenmesine neden oluyor. Isınmanın dünyanın geri kalanından dört kat daha hızlı gerçekleştiği Kuzey Kutbu’nda, denizcilik endüstrisi eriyen buzları yeni rotalar açmak için bir fırsat olarak değerlendiriyor ve hassas çevreyi ve yerleşik yerli toplulukların geçim kaynaklarını daha da büyük bir risk altına sokuyor. Gemilerden kaynaklanan sülfür kirliliğini azaltmaya yönelik düzenlemelerin kötü tasarlanması, bir hava kirliliği sorununun su kirliliği sorununa dönüşmesine neden oluyor; gemilerin egzoz gazı temizleme sistemi atık sularını doğrudan okyanusa boşaltmalarına yasal olarak izin veriliyor. Gemi yakıtı hala karayolu yakıtından 100-500 kat daha kirletici.

 Biyoçeşitlilik ve okyanus krizlerini çözmeden, iklim krizini çözemeyiz 

Seas At Risk Kıdemli Denizcilik Politikası Sorumlusu Lucy Gilliam’ın yorumları şöyle: “Gezegenin sınırlarını aşmaya devam ederken çevresel aşırılıklarla karşı karşıyayız. Deniz taşımacılığı sadece iklim, okyanus ve biyolojik çeşitliliğin zarar görmesinde doğrudan bir rol oynamakla kalmıyor, aynı zamanda ekosistemin bozulmasına neden olan küresel ticaret sistemini de destekliyor. Her alanda dönüştürücü bir değişime ihtiyacımız var. Denizcilik de bunun bir istisnası değil. Biyoçeşitlilik ve okyanus krizlerini çözmeden, iklim krizini çözemeyiz.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar