Kuraklık beklenirken aşırı yağışlar tarımı vurdu
Türkiye, 2022 yılının sonbaharından 2023’ün Şubat ayına kadar kurak geçti. Buğday başta olmak üzere birçok ürün kuraklık riski ile karşı karşıya kaldı. Kış ortasında buğday tarlaları sulandı. Bazı illerde su kısıtlamasına gidildi.
Kuraklık nedeniyle buğday, arpa başta olmak üzere birçok üründe üretimin azalacağı tahmin ediliyordu. Toprak Mahsulleri Ofisi, kuraklık olacak diye stoklarını güçlendirmek için ithalat yaptı. Özel sektör firmaları dünya fiyatlarındaki düşüşü ve hububat ürünlerindeki gümrük vergisinin sıfır olmasını fırsat bilerek ithalat yaptı.
Barajlarda düşen su seviyesi yerel yönetimleri, bakanlıkları, yetkilileri adeta alarma geçirdi. Yağmur duasına çıkanlar oldu. Genel beklenti 2021’de olduğu gibi 2023 yılının da kurak bir yıl geçeceği yönündeydi. O dönemde Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün her ay yayınladığı kuraklık haritalarını yayınlarken ilkbahar yağışlarının belirleyici olacağına dikkat çekmiştik. Kuraklığın büyük risk olduğunu yazarken, Mart, Nisan yağışlarının önemli olacağını dile getirdik.
İlkbahar ve yaz yağışları kuraklık riskini bitirdi
Mart ve Nisan yağışları ile durum tersine döndü. Kuraklık riski büyük oranda azaldı. Tarımsal ürünlerin gelişiminde olumlu bir durum oluştu. Verimlilikler arttı. Üretici kuraklık kabusundan kurtuldu ve yüzler gülmeye başladı.
Buğday rekoltesi yükseldi. İthalatla depolar doldurulunca yeni ürünün satışında sorunlar yaşanmaya başlandı. Yani kuraklığa göre yapılan planlar, üreticiye zarar verdi.
Mayıs ayı sonunda ve özellikle Haziran’daki aşırı yağışlar tarım ürünlerinde lokal düzeyde de olsa ciddi zararlar vermeye başladı. Ülkenin hemen her bölgesinde Mayıs-Haziran dönemindeki sağanak yağışlar, dolu yağışı bir felakete dönüştü. Birçok kent merkezinde sele neden oldu. Sellerden yaşamını yitiren vatandaşlarımız oldu.
Tarım alanları da çok ciddi zarar gördü. İklim değişikliği, iklim krizi olarak adlandırılan bu değişim soframızdaki gıdaları olumsuz etkilemeye başladı. Öyle görünüyor ki, kuraklık, aşırı yağış, don, dolu ve diğer doğal felaketler bundan sonra daha sık yaşanacak. Klasik mevsim kavramı değişecek. Tarım ürünlerinde ekim, hasat dönemleri değişecek.
Hava-su dengesi büyük oranda bozuldu
Konya Ovası’nı çok yakından takip eden, sahada üreticilerle birlikte yaşanan sorunlara çözüm üretmek için çaba gösteren Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Soylu, bu dönemdeki aşırı yağışların lokal düzeyde tarım ürünlerine zarar verdiğini, yağışların bazı olumlu yönleri de olduğunu söylüyor.
Hava su dengesinin bozulduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Süleyman Soylu, telefon görüşmemizde bu dönemdeki lokal yağışların etkileri hakkında şunları söyledi: “Lokal yağışlar devam ediyor. Tabi bazı bölgelerde sele neden olan yağışlar bazı bölgelerde dolu şeklinde olunca tarım ürünlerine de zararı oluyor. Diğer taraftan da yeraltı sularının beslenmesi açısından da olumlu olarak değerlendirilebilir.
Genel olarak bitki havasızlıkta hoşlanmıyor. Hava - su dengesinin iyi korunması gerekiyor. Hava - su dengesi olmadığı zaman, yani sürekli yağış yağınca ve güneş olmayınca köklerde çürüme meydana geliyor. Kök çürüyünce üst tarafta bitki gelişmesi pek mümkün olmuyor.
Yağış çok olunca çiftçi tarlaya giremiyor. Çapa, zararlı otlarla mücadele, gübreleme gibi bazı kültürel işler yapılması gereken dönemde yapılamıyor.
Türkiye’nin en az yağış alan merkezlerden birisi olan Konya Karapınar’da ilk kez aşırı yağış nedeniyle eğimli tarlalardan motorlarla su tahliyesi yapıldığına tanık olduk.”
Hangi ürün nasıl etkiledi?
Prof. Dr. Süleyman Soylu’nun verdiği bilgilere göre Konya Ovası’nda ürün bazındaki etkilenmeler şöyle:
Buğday: Şiddetli yağışlar ürünün yatmasına neden oluyor. Üreticilerin pek istemediği, hasat açısından da sorun yaratan bir durum. Yağışlar şiddetli değil normal olsa yararı olabilir. Başaktaki danelerin daha çok doldurması, güçlenmesi olur. Böyle durumlarda hasat biraz gecikse de ürüne yararlı olabilir. Bu sene yağışların geç tarihte olması özellikle sıcaklık yeterli olmayınca bu kez pas hastalığı riski ortaya çıktı. Pas hastalığına karşı üreticiler koruyucu ilaçlama yapıyor. Bu sene en az bir kez, bazı çiftçiler 2 kez ilaç atmak durumunda kaldı. Bu da tabii ki maliyetleri arttırıyor.
Birçok çiftçimiz bir yıl emek verdiği ürünlerinin bu şekilde yağışlarla zarar görmesi nedeniyle sıkıntı yaşıyor. Buğday arpa gibi ürünlerde özellikle hasat öncesi bu yağışlardan sonra erken biçildiğinde nem oranı yüksek olur. Yüksek nem, hem kalite açısından soruna neden olur hem de Toprak Mahsulleri Ofisi ürün alırken bu nem oranına dikkat ediyor.
Yonca ve diğer yem bitkileri: Konya Ovası’nda aşırı yağışların en çok olumsuz etkilediği ürünlerden birisi yonca. Ova’da biçilemeyen çok sayıda yonca tarlası tamamen çiçeklendi.Yağışların kesilmesi ve havaların ısınması ile bugünlerde biçilecek fakat gerek bitki performansı gerekse biçim sayısı düşecek.
Normal olarak 15-20 Mayıs gibi yoncada ilk biçim yapılır, kurutulurdu. Bu sene yağışlar nedeniyle bazı üreticiler henüz yoncayı hiç biçemedi. Biçmeyince, yağışlar nedeniyle yonca çiçeklendi. Yoğun çiçeklenme ile ürünün kalitesi düşer. Protein değeri azalır. Sonraki biçimler de olumsuz etkilenir. Olanağı olanlar yaş olarak biçip silaj gibi kurutmadan paketliyor.
Hayvancılık yapanlar yine buğday, Macar fiği gibi ürünleri karışık eker. Biçtikten sonra da yerine silajlık mısır ekilir. Biçim yapılamayınca tabii yerine silajlık mısır ekilemedi. Şimdiye kadar ekimin tamamlanıp ürünlerin çıkması gerekiyordu. Biçilemediği için silajlık mısır da ekilemedi. Çiçeklenme nedeniyle kalite kaybı yoncada fiyatların gevşemesine yani düşmesine neden oldu.
Yonca ve Macar fiği üreticileri yağışlardan dolayı biçip kurutup balya yapamadıkları ürünleri ancak paket silaj yaparak kurtarabildiler. Bir kısım üreticinin biçtikleri ürün ise maalesef yağmurdan çürüdü.
Nohut: Bölgenin önemli ürünlerinden biri nohut. Yağışlar nohuda da zarar veriyor. Nohut Antraknozu dediğimiz mantari hastalıklar ortaya çıkıyor. Hastalıkla mücadelenin bir maliyeti var. Daha çok kıraç alanlarda ekilen nohutta yağışlar nedeniyle hasat gecikti.
Kanola, ayçiçeği: Yağışların en iyi geldiği ürünlerden birisi kanola. Ayrıca, ayçiçeği için de dönemsel olarak bu yağışların iyi geldiği söylenebilir.
Sebze: Aşırı yağışlar domates ve biber başta olmak üzere ekilen fidelere zarar veriyor. Bitki gelişimini olumsuz etkiliyor. Bitki gelişimi olumsuz etkileniyor.
Özetle, ülkenin hemen her bölgesinde aşırı yağış, sel ve dolu birçok ürüne zarar verdi. Kuraklık beklerken aşırı yağış ve dolunun zarar vermesi iklim krizini ciddiye almak gerektiğinin en somut göstergesi. Sadece Konya Ovası’ndaki tablodan bile çıkarılacak çok ders var. Prof. Dr. Süleyman Soylu’nun da dikkat çektiği gibi yağışların zararı var, ama bazı yararları da var. Yer altı sularının beslenmesi, yağlı tohum bitkilerinin gelişmesine olumlu katkıları ve meralarda ot veriminin artması avantaj olarak görülüyor. Bu yıl yaşananlara bakılırsa klasik mevsim ve yağış dönemlerinin değiştiğini ve daha çok değişeceğini söyleyebiliriz. Uzmanlar önümüzdeki Temmuz, Ağustos’ta da olumsuz hava koşullarının olabileceği konusunda uyarıyor.
Salihli’de kiraz, kayısı ve üzüm zarar gördü
Salihli Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç, yağışlardan Salihli kirazının, kayısı ve diğer ürünlerin olumsuz etkilendiğini belirterek uğradıkları zararı şöyle anlattı: “Bizde özellikle kiraz, kayısı ciddi zarar gördü. Önce don zararı ile karşı karşıya kaldık. Sonra aşırı yağışlardan dolayı kayısı çiçekleri döküldü. Kendi kayısı bahçelerimden geçen sene 160 ton ürün almıştım. Bu yıl 50 tonu ancak yakalayabildik. Yağışlar kirazda çatlamalara neden oldu. Bağlarda yine küllenme hastalıkları oluştu. Tabi daha çok ilaç kullanınca maliyetlerimiz artıyor. Buğdayda zarar gördü, hasat gecikti. Birçok üründe fiyatlara yansımasına baktığımızda ürün az olmasına rağmen fiyatlar da düştü. Geçen sene 22 - 23 liraya sattığımız kayısıyı bu sene 10 liradan ancak satabiliyoruz. Çiftçiler olarak bu yönüyle de zarar gördük. “