Kümeler ve şehirler
Küme, yerleşik becerinin organize halidir. Bir yerde, bir şehirde benzer işi yapmakta ustalaşanlar bir araya gelirler ve rekabet içerisinde bir beraberlik sergilerler. Böylece hem işleri gelişir hem de bulundukları yer ünlenir.
Bir kümeyi sadece üretim merkezi olarak görmek yapılacak en büyük yanlıştır. Bir küme yapılan işin kültürünü yansıtmadığı ve yaşatmadığı sürece değerlenemez. Ülkemizde de küme girişimleri olmuştur; Kahramanmaraş tekstil kümesi, Bodrum gulet kümesi gibi. Ancak bunların hiçbiri özlenen başarıyı elde edememiştir. Bunun temel nedeni kümenin sadece teknik olarak ele alınması, ona bir ruh kazandırılmamasıdır. Havlu, bornoz üretimi ile ünlü bir yerimiz ise şehrin adı altında hareket etmek yerine ulusal bir misyonu tercih etmiş, kendi şehrine de ulusa da yeterince yarar sağlama fırsatını ıskalamıştır.
Kümeler, eğer doğru yönetilirse, şehirler için çok önemli kazanç kaynağı olurlar. Şehrin tanınmasını sağlarlar, ziyaret nedeni oluştururlar, şehirde üretilen diğer ürünler için olumlu algı gelişmesine katkıda bulunurlar. Kümeler ekonomik ve kültürel gelişmeyi, yaratıcılığı, yenilikçiliği ve yeni yatırımları tetikler.
Dünyada benzer iş kollarının oluşturduğu binlerce küme vardır. Bir kümenin bu kalabalık arasından sıyrılması, sıradanlıktan kurtulması için “ayrıcalıklı ve cezbedici” olması beklenir. Herkes için her şey yaparsanız sonuçta hiç kimse için hiçbir şey yapmış olursunuz. Peki, bir iş koluna cazibe nasıl kazandırılır? O işin etrafına ilmik- ilmik kültür örerek. Bir küme okuluyla, müzesiyle, deneyim alanlarıyla daima canlı ve diri kalarak, kendini geliştirip güncelleyerek başarılı olabilir.
Bazı yerlerde, şehirlerde zaman içerisinde böyle bir yerleşik beceri gelişmemiş olabilir. Ama bu olmayacağı anlamına da gelmez. Eğer şehir yönetimi, şehri gelecek on yıllara hangi iş kollarının başarı ile taşıyacağına karar vermişse bu yönde adımlar atabilir. Belki yeni buluşlar için ilk uygulama alanlarına talip olunabilir; sürücüsüz (otonom) araçlar uygulama merkezi gibi. Böylece bu iş ile ilgilenenler bir araya gelmeye başlar, zamanla sayı artar, iş yerleri açılmaya başlar; şehrin adı anılır.
Şehir yönetiminin, ister mevcut ister yeni gelişecek, iş kolları birlikteliklerini yüreklendirmesi ve gerçekleşmesine yardımcı olması gerekecektir.
Haftanın Yeri: GLASRIKET, İsveç
GLASRIKET İsveççede “Cam Krallığı” demektir. Burası Stockholm ve Goteburg’dan sonra İsveç’in en çok ziyaret edilen yeridir. Her yıl bir milyondan fazla kişi tarafından ziyaret edilmektedir.
GLASRIKET 1742 yılından beri cam işi ile uğraşan irili ufaklı işletmelerin kümelendiği yerdir. Burada üretilen cam işleri dünya çapında ün kazanmıştır. Buradan ABD’ye göç eden bir cam ustasının ikonik Coca-Cola şişesini tasarlayan kişi olduğu bile rivayet edilir.
Şu anda 13 cam işletmesi burada faaliyet göstermektedir. Cam işçiliğinin dünyaca ünlü markaları burada ustalıklarını, yaratıcılıklarını sergileme fırsatı bulmaktadır. Ziyaretçilerin deneyim yaşayabileceği küçük atölyeler geliştirilmiştir. Ziyaretçiler cam eşya yapımı aşamalarını izleyebilmekte hatta katılabilmektedir. Ünlü bir cam markası işlettiği otelin barını tamamen camdan ve cam eşyadan oluşturmuştur. Ayrıca İsveç Cam Müzesi cam eşya yapım tarihini örnekleriyle sergilemektedir. Cam sanatı, tasarımı ve yapım teknikleri üzerine eğitim veren Ulusal Cam Okulu burada yer almaktadır. GLASRIKET küçük, sevimli konaklama tesisleri, lokantalar, cam eşya dükkanları, gezi alanları ile dolu dolu “cam”ı yaşayan ve yaşatan bir yerdir.