Kültürel miras
Kültürel miras şehirlerin yararlanabileceği önemli bir güç kaynağıdır. Ziyaret nedeni oluştururken küresel arenada şehirlerin bilinirliğini de artırmaktadır; refah ve itibar nedeni olmaktadır.
Şehirler kültürel mirasın her halinden, ister fiziki ister fiziki olmayan, yararlanarak güç elde edebilirler. Yeter ki şehirler bu güç kaynağından yaratıcı bir biçimde yararlanabilmeyi başarabilsinler.
Yaratıcılığın esin kaynağı ise mutlaka şehrin gerçekleri ile örtüşmelidir. Aksi halde yapılacakların özgünlüğü olmayacak, inandırıcılığı kalmayacak ve kolaylıkla kopyalanacaktır. Böylece önemi ve değeri eksilecektir.
Bunun için şehirlerimizin üzerindeki örtünün kaldırılması gerekir. Bir ören yeri sadece eskiye ait kalıntıların sergilendiği bir yer olarak kalmamalıdır. Zamanında yaşanmışlıklar araştırılmalı ve yaratıcı bir çözüme dönüştürülmelidir. Kim bilir oralarda kimler neler söylemiş, ne olaylar olmuş, ne hikâyeler kaleme alınmıştır. Şehir yönetiminin bu konuları derinliğine araştırması gerekecektir.
Tarihte iz bırakmış bir destan ozanının adı sadece bir parka verilerek yaşatılamaz. Koca bir imparatorluk elde kalan bir sarayın ziyarete açılmasıyla geçiştirilemez. Antik çağa ait önemli bir medeniyet sadece bir müzeden ibaret kalamaz.
Uzak ve yakın tarih, topraklarımızda onlarca fiziki veya fiziki olmayan iz bırakmıştır. Bunları değerlendirmesini bilebildiğimiz ölçüde refah ve itibar sahibi olacağız. Bu izler sadece sayıdan ibaret değildir; “ülkemizde şu kadar ören yeri var” demek yetmeyecektir. Onların en az her biri yararlanmayı bekleyen onlarca kişi ve olay barındırmaktadır.
Şehirlerin ziyaret için tercih edilme nedenlerinin başında sahip oldukları, koruyup-kolladıkları, yaşattıkları fiziki veya fiziki olmayan özellikler gelmektedir. Sıra bu özelliklerin yaratıcılık ile harmanlanıp bir değere eriştirilmesindedir.
Haftanın Kasabası; CHEMAINUS, Kanada
CHEMAINUS Kanada’nın İngiliz Kolombiyası bölgesinde yer alan 3 bin 900 nüfuslu küçük bir kasabadır. Ormanlık alanlara ve suyollarına yakınlığı nedeniyle kasabanın ana faaliyet konusu ve gelir kaynağı yüzlerce yıldır olduğu gibi ağaç endüstrisi olmuştur. 1980’li yılların başında kasabadan geçen ana yolun kilometrelerce uzakta yeni yapılan otoyol nedeniyle işlevsiz hale gelmesi sonucu birçok iş yeri kapanmaya, işe yarayan nüfus şehri terk etmeye başlamıştır. Kasaba sakinleri bu sıkıntı verici durumdan nasıl kurtulacaklarını düşünürken Karl Schutz adlı fikir sahibi bir kişinin önderliği ile sahip oldukları kültürel mirastan en iyi şekilde faydalanmanın yolunu bulmuş ve kasaba eskisinden daha da güçlü hale gelmiştir.
İlk elde eyalet yönetiminden sağlanan 10.000 dolar kaynak ile ülkenin önemli sanatçılarına kasabanın duvarlarını süsleyecek yüzlerce yıldır sürdürdükleri faaliyeti resmeden büyük duvar resimleri (mural) sipariş edilmiştir. Zamanla bu resimlerin sayısı 40’ı aşmış, CHEMAINUS mural uygulamalarının merkez üssü, başarı örneği ve esin kaynağı olmuştur.
Bugün yüz binlerce ziyaretçi kimisi 80 metrekareye ulaşan bu resimleri görmek için kasabayı ziyaret etmektedir.