Kültepe’nin kıymetini bilmemek
Kayseri’nin uluslararası bir zenginliği de 6 bin yıllık tarihe sahip, Anadolu’yu ilk kez yazıyla tanıştıran ilk uluslararası ticaret merkezi Kültepe Kaniş Karumu’dur… Kayseri-Sivas karayolunun 24’üncü kilometresinde, Erciyes eteklerinde bereketli ovada Malatya, Sivas, Kahramanmaraş ve Adana’dan gelen tarihi ve doğal anayolların birleştiği noktadaki Kültepe, eski adıyla Kaniş veya Neşa, Anadolu’daki Asur ticaret koloni sisteminin başkenti olarak günümüzde de önemli bir kültür ve turizm abidesidir.
Kültepe’de 1948 yılında Türk Tarih Kurumu ve Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü adına başlatılan kazıları, uzun yıllar merhum Prof. Dr. Tahsin Özgüç, sonrasında Prof. Dr. Kutlu Emre ve şimdilerde de adeta orada yatıp kalkan Kazı Başkanı Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu yürütüyor.
Günümüzden 6 bin yıl öncesine uzanan Kültepe’nin önemi, Asur ticaret kolonileri çağı yerleşiminden geliyor. Mezopotamya’da günümüzdeki Irak devletinin sınırları içinde kalan başkenti Asur olan krallığın ticaret için çok düzenli, hukuk sistemini de içine alan bir ağ kurduğu biliniyor. Bu ağın da Anadolu‘daki merkezi Kültepe... Esası maden ve tekstil ticareti üzerinde yoğunlaşan uluslararası ticaret sisteminde Mezopotamya’dan getirilen kalay ve oldukça ince işçilikle dokunmuş kumaşlar, Anadolu’daki yerli halkla altın ve gümüş karşılığı takas edilmiş. Asur’dan Kültepe’ye getirilen mallar Anadolu’nun içlerine kadar Kayseri’den dağıtılmış.
Tüm bunlar sayısı 25 bini bulan ve her yıl bu sayıya yenileri eklenen kil tabletlerden anlaşılıyor. Ancak, gelin görün ki Kayseri, yıllar yılıdır bu önemli tarihi bölgeyi yeterince yerli ve yabancı turizme açamıyor. Kültepe’den çıkan tablet ve diğer eserlerin büyük bölümü Ankara ve İstanbul müzelerinde sergileniyor. Yeni yeni oluşturulan ve yapımı süren Tablet Müzesi, Asur mahallesi canlandırılması konusunda valilik ve büyükşehir belediyesinin çalışma ve çabaları önemli adımlar olarak görünse de, Kocasinan ilçesi Karahöyük mahallesi sınırları içindeki Karum’a ulaşmak, kazıların başladığı 1948 yılından bu yana çözülemiyor… Zira Karum’a giden şose yolu, demiryolu bölüyor. Kayseri kent merkezini de ortadan ikiye bölen demiryolu, kentin yerel yöneticilerini sık sık imarda, geçitlerde DDY ile karşı karşıya getiriyor. DDY kaynaklı birçok sorun ve bürokratik işlemler yumağı, günümüzde de Kültepe’ye de ulaşımı zorluyor. Kültepe’ye giden yol için DDY ile aynı sorun yaşanıyor. Yıllardır bitmeyen yolun yapımı, düzenlenmesi işi DDY’nin bir türlü bitmeyen ve yapılamayan, yapılsa da geciken ihalelerine veya iznine takılıyor.
Valilik, Büyükşehir, Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü ve bir avuç tarih sorumlusu gönüllünün kurduğu Kültepe, Koramaz Tarih, Kültür, Eğitim ve Araştırma Derneği, başta bu sorunun çözümü için çaba sarf ediyor. Kısacası uluslararası bir tarih hazinesi üzerinde oturan Kayseri, Kültepe konusunda bürokratik sorunları aşa-mı-yor… Bu sitemimize bir başkasını da ekliyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığı bildiğiniz gibi Kültür Yolu Festivalleri düzenledi. Dört ili kapsayan bu etkinliklere Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un açıkladığı üzere 6 il daha eklenerek sayı 10’a çıkarıldı. Ne yazık ki bu büyükşehirler arasında Kayserimiz yok. 6 bin yıllık tarihe sahip Kültepe’nin, Kapadokya’ya açılan ilk kapısı fresklerle bezeli kaya kiliseleri, peri bacalarıyla Soğanlı ve Erdemli, Toroslar üzerinde dünyanın 2’nci şelalesi Kapuzbaşı, Koramaz Vadisi, hele hele kış sporları ve turizm merkezi Erciyes’in yer aldığı Kayseri yoklarda. “Neden?” diye sormak bu şehrin siyasilerine, il üst düzey yöneticilerine düşer… Benden hatırlatması.