Küçülen küresel ticaret alanları büyük fırsatlar sunabilir
Yüksel Eminoğlu
Bilgisayar Mühendisi
EDER Sözcüsü /Projesoft CEO’su
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nda (UNCATAD) 2021 yılı dünya ticaret rakamları açıklandı. Dünya kamuoyuyla paylaşılan rakamlara bakıldığında 2020 yılına göre global ticarette artışın %25’e, rakamsal değer olarak da 28.5 trilyon ABD Doları’na ulaştığını görüyoruz. Veriler incelendiğinde, dünya ticaretinde 2021 yılı için bir büyümenin gözlendiği ve yaşanan pandeminin etkisinin de ortadan kalktığı görülebiliyor. Bu durum tüm firmalar için iyi haber ancak raporda bazı tehditler de göz ardı edilmemiş.
Avrupa ve Arap coğrafyası arasında yer almak Türk firmaları için avantaj
Bilindiği gibi 2022 yılına Rusya-Ukrayna savaşı ile başladık ve bu savaş, dünyanın buğday ihtiyacının nerede ise ¼’ünü üreten Rusya ve Ukrayna’daki üretim zincirinin kırılmasıyla fiyatların hızla yükselmesine sebep oldu. Rusya aynı zamanda Avrupa’nın doğalgaz ve petrol talebinin önemli kısmını karşılarken dünya suni gübre ihtiyacının da %15'ini karşılayan bir ülke… Bu kırılmalara dünya genelindeki cip krizini de dahil eder ve tüm etkenleri alt alta getirirsek 2022 yılının ilk iki çeyreğinin hayli zorlu geçeceğini söyleyebiliriz.
Tüm bunlar maalesef olumsuz gelişmeler fakat önemli fırsatlar da barındırmıyor değil.
UNCATAD raporunda vurgu yapılan bir konu ise artan maliyetlerden dolayı ülkelerin kendilerine yakın partnerler seçecekleri ve böylecenispi olarak daha küçük alanlar içinde iş birlikleri yaparak buradaki ticareti güçlendirecekleri yönünde. Tüm bu gelişmeleri Türkiye gibi bölgesel üretim gücü olan bir ülke ve bu ülkenin firmaları için bir fırsat olarak değerlendirmek mümkün.
Sistemsel olarak bakarsak ülkemizde organize sanayilerden tutun da Teknoparklarda faaliyet gösteren firmalara kadar Know-how ve teknoloji alanında birikmiş personel ve alt yapılar mevcut. Avrupa gibi zengin bir bölgeye komşu olduğumuz gibi Arap Yarımadası gibi üretimin az olduğu fakat maddi olarak iyi seviyede olan ülkeler ile aynı bölgede yer alıyor olmamız iş olarak bize önemli fırsatlar sağlıyor.
Türkiye’de güncel OSB sayısı 363, Teknopark sayısı da yapımı sürenler dahil olarak 89 ki burada faaliyet gösteren firma sayılarına bakıldığında da rekabetin ne kadar yüksek olduğunu görebiliriz. Firmaların bu rekabette daha başarılı olmaları için iki temel konuda iş süreçlerini optimize etmeleri gerekiyor: Maliyetleri düşürmek ve daha fazla müşteriye ulaşmak.
B2B’ye yatırım yapan kazanır
Maliyetleri düşürmenin yolu genellikle operasyonları optimize etmekten ve iş zekâsı temelli teknolojiler kullanarak daha az sayıda personel ile daha fazla ve kaliteli iş üretmekten geçiyor. Bunun için de tüm süreçlerin dijital ortama taşınması büyük önem arz eden bir konu.
Daha fazla müşteriye ve devamlı olarak ulaşmanın yolu, tüm satış süreçlerini online ve 7/24 olacak şekilde düzenlemekten, yani satıştan muhasebeye, cari hareketler, online borç tahsilatları, fatura, çek, senet işlemleri ve müşteri bazlı kampanyalar dahil tüm işlemlerin dijital olarak sürdürülmesi ve her an müşteriye sunulmasından geçiyor.
Gerek ülke içinde gerekse Avrupa ve Arap coğrafyasına satış yapan firmalara baktığımızda özellikle pandemi ile birlikte en büyük yatırımları B2B sistemlere yaptıklarını görebiliyoruz. Firmalar bu sayede öncelikli olarak pandeminin etkilerini minimize ederlerken aynı zamanda elde ettikleri maliyet avantajını rekabet için kullandılar. Sanal Pos kullanımına bakıldığında online olarak yapılan alışverişlerin %75’inin B2B alt yapılarda gerçekleştiği görülüyor. Reasearchandmarkets.com portalının araştırmasına göre de 2028 yılına kadar B2B’nin cirosu 25.65 trilyon ABD Doları’na ulaşacak ki bu da senelik %18,7 büyümeye denk geliyor.
Bu rakamlar doğrultusunda B2B yatırımlarına devam eden firmaların, %25 artışın yaşandığı 2021’de global ticarette büyük bir avantaj sağladıklarını, 2022 ile birlikte olası bir daralma halinde dahi rekabet güçleri sayesinde yaşanabilecek darboğazdan büyüyerek çıkabileceklerini söyleyebiliriz.