Krizlerin tarihinde yeni bir sayfa daha mı?
Dünya ekonomi tarihi aslında bir açıdan finansal krizlerin tarihidir. Genellikle krizlerin tarihi ile ilgili makaleler 1600’lerdeki Lale Çılgınlığı ile başlar ama finansal krizlerin örneklerine çok daha öncesinde de rastlanır. Mesela 2000 yıl önce Roma’da yaşanan bir mali krizi İmparator Tiberius’un bir tür genişlemeci maliye ve ekonomi politikaları uygulayarak çözdüğü anlatılır.
Krizlere karşı bağışıklık kazanamasak da ciddi deneyim kazandık. Küreselleşmenin etkisiyle krizlerin arasındaki süreler kısaldığı gibi bulaşıcılıkları da arttı. Artık sadece dünyanın önde gelen değil, arkada kalan ekonomilerinde bile bir kriz olduğunda bu dalga kısa sürede diğer ülkelere de yayılıyor. Mesela 1994’te Meksika patladı, şok dünyaya yayıldı. Adına Tekila krizi denildi. 1997’de doğu ve güneydoğu Asya ülkeleri çöktü, sarsıntı birçok ülkede hissedildi. Adına Asya krizi denildi. 1998 yılında finansal kriz Rusya’da patladı, hemen komşu ülkelere de yayıldı. Adına Rus gribi ya da Ruble krizi denildi. 2001’de dünya “dot-com” krizi ile tanıştı. Teknoloji hisselerinin fiyatlarının 1990’larda şişmeye başlaması ile oluşan balon 2001’de patladı. Çok ses çıkardı. ABD’de yıllar boyunca verilen ipotekli konut kredileri ile şişen emlak balonu ise 2008’de patladı. Tüm dünya piyasaları ve ekonomileri etkilendi, adına küresel finansal kriz denildi. 2019 yılında Çin’de başlayan salgın küresel pandemiye döndü, ekonomileri alt üst etti. COVID-19 krizi diye anılmaya başlandı.
Şimdi de gözler Evergrande adlı bir şirkette. Çoğumuz bu şirketin adını yakın zamana kadar hiç duymamıştık. Duymuşsak bile aklımızda kalmamıştı. Ama dünya piyasaları bugünlerde “Evergrande” ile yatıp onunla kalkıyor. Evergrande Çin’de gayrimenkul geliştirme işi yapan bir şirket. Sektörün en büyüklerinden. Fortune 500’e göre dünyanın en büyük 122’inci şirketi. Bir dev ama sorunları var. Herkesin gözdesi olan bu şirket borç içinde yüzüyor. Toplam borcu 300 milyar dolar. Tüm Türkiye’nin toplam borcunun 3’te 2’si kadar bir rakamdan bahsediyoruz. Ve Evergrande vadesi gelen borçlarını ödemekte zorlanıyor. Mesela bugün vadesi dolacak olan 83 milyon dolarlık bir kupon ödemesi var. Bakalım ödeme yapabilecek mi? Haberlere göre bugünkü ödemenin yapılacağı söylenmiş ama iş bugünkü taksit ile bitmiyor. Haftaya Çarşamba yeni bir faiz ödemesi daha var.
Evergrande bir Çin şirketi ama eğer borçlarını ödeyemezse sorun Çin ile sınırlı kalmaz. Şirketten alacaklı olan bir sürü batılı kreditör var. O nedenle herkes Evergrande’ye “Çin’in Lehman Brothers”ı diyor. Gerçi Lehman gibi boğazına kadar türev ürünlere batmadı ama yine de Lehman Brothers gibi giderken yanında farklı uluslardan çok kişiyi götürebilir. Mesele sadece borçlar da değil. Konut ya da işyeri almak için Evergrande’ye para yatırmış olan yaklaşık 1.4 milyon kişi var. Şirket batarsa yatan kaporalar ve peşinatlar da gidecek. Evergrande inşaatlarına demir, çimento gibi malzemeleri sağlayan binlerce tedarikçi var. Onlar da nefeslerini tutmuş, şirketin akibetini bekliyorlar.
Kısacası, Evergrande bulaşıcılığı yüksek bir şirket. Bazı şirketler vardır, başlarına bir şey gelirse tüm sistemi zora sokabilirler. Yani sistemik risk teşkil ederler. İşte Evergrande onlardan biri. Klişe deyimiyle “batmasına izin verilemeyecek kadar büyük” bir şirket. Batarsa çok şey altında kalır. Ama önce Çin’in itibarını sarsılır, sermaye akışı aksar, ülke içinde rahatsızlık yaratır. O nedenle Çin’in batık Evergrande’yi resmen batırmadan süratle yeniden yapılandırmasını bekliyorum.
Ama olur da Çin süreci yönetmeyi beceremezse ve Evergrande krizi küresel bir ölçeğe ulaşırsa, Türkiye de pek çok ülke gibi bundan etkilenir. Dolayısıyla küresel belirsizliğin yüksek olduğu böylesi bir ortamda Merkez Bankası bugünkü para politikası kurulu toplantısında ne yapmalı? Cevap belli: Hiç kuşkusuz sıkı duruşu korumalı…