Korona sosyal paydaşlığı test ediyor
İnsanlığın can düşmanı Korona’nın tek işe yararlığı; bize ayna tutması oldu. İnsanlığın unutmaya yüz tuttuğu değerlerini hatırlattı, bizler; fabrika ayarlarımıza dönmemiz gereğini ilham etti.
Dünyanın en fazla yerine uçabilen THY’yi sadece 5 noktayla sınırlayan bu Korona tecridi yüzünden kimimiz zorunlu diğerlerimiz gönüllü karantina altında…
Ekonomik faaliyet durma noktasına gelince birbirimize tutunmamız gereği daha belirginleşti. Öteden beri dilimizde dolanan ama fazla da umurumuzda olmayan sosyal paydaşlığın ne demek olduğunu kavramaya başladı.
Sanko Koronavirüs sürecinde 14 bin çalışanın hesabına 1000’er lira korona harçlığı koydu, alacaklarını vade farksız 2 ay öteledi. Şimdi sosyal paydaşları olan müşterileri ve toplum kesimleri için “daha ne yapabilirim” gayretinde…
Kiracısını arayıp, “bu ay yatırmasan da olur” diyen ev sahibi, “eğer gerekiyorsa, ödediğin geçen ay kirasını iade edebilirim” önerisini yapıyor yeni doğum yapmış ve ücretsiz izne gönderilen hanımefendiye…
Eminim ki pek çok varlıklı insan, zenginliğin “imkân genişliği” kadar “sorumluluk sahibi” olmayı gerektirdiği iman ve inancındadır. Haberini aldığım onlarca örnek var ama yerim dar…
Diyeceğim odur ki; bizler, fakirleri değil, zenginleri doyuramadığımız için açız. Ancak, korona günlerinde çalışanını, müşterisi ve sosyal paydaşını düşünen iyilerimizi gördükçe, o doyuramadığımız zenginler de utanacaktır.
ZENGİN-FAKİR KORONA KAPSAMA ALANINDAYIZ
Din, dil, ırk, renk, coğrafya, sosyal statü, zenginfakir ayırt etmeyen koronanın bize mesajı var; dünya senin değil haddini bil… Aşırıya kaçma… Karantina alanımdasın, her an kapsanabilirsin. Sosyal paydaşını düşünmeyen, imkânlarını kendisi için kullanıp komşusuna, topluma hayrı olmayanların bu süreçten çıkaracağı ders bence şudur; hepimiz aynı gemideyiz ve her birimiz batışından sorumlu tutulacağız.