Korkutan yükselişler
Geride bıraktığımız hafta boyunca piyasa fiyatlamalarında iki nokta öne çıktı. İlki ABD getirilerinde, özellikle de piyasanın benchmark olarak takip ettiği 10 yıllıklarda, yaşanan yükseliş. 2020 yılı boyunca Fed’in para basmasından, hiper enflasyondan ve 3000-5000 dolar altın fiyatlarından bahseden analistler 10 yıllık getirilerin yüzde 1,0 seviyesinden yüzde 1,10’a gelmesi ile piyasada yaşanan paniği iliklerine kadar hissetti. Faizlerin sıfıra gelmesine rağmen reel faizleri yeteri kadar düşüremediğini veya deflasyon beklentileri nedeni ile arttığını düşünen Fed ikinci adım olarak varlık alımlarına girişti. Analistlerin para basmak olarak adlandırdığı bu durum (acaba Fed’den gelen bir çek gören Amerikan vatandaşı var mı?) reel getirileri düşürmeyi başardığı için varlık fiyatların da şişmesine neden oluyor. Şu anda Fed varlık alımlarına devam ediyor, yani piyasada var olan “para basma” söyleminde bir kesinti yok. Ancak buna rağmen, ki “bu” 2011 yılına göre neredeyse 3.5 trilyon dolar daha büyük bir Fed bilançosu demek, altın fiyatları 2011 yılında gördüğü seviyenin altına gerilemiş durumda. Çünkü reel faizler yükseldi. Fed bazı uzmanların korktuğu gibi varlık alımlarını azaltırsa, durdurursa değil, reel faizler daha da yükseleceğinden bilançosu küçülmeden bile altın fiyatlarını daha da düşürebilir.
ABD 10 yıllık getirilerinin yıl içinde yüzde 1,4-1,5 seviyesine ulaşmasını bekliyorum. Ancak nominal getiriler artarken reel getiriler enflasyon beklentisinde bozulma nedeni ile aynı oranda artmayacaktır. Bu nedenle sabit getirili piyasadan çıkacak paranın hisse, gelişmekte olan ülkeler ve altına gitmeye devam etmesini bekliyorum. Ancak 10 yıllık getirilerin yükselişi yıla yayılmış bir şekilde değil de çok kısa bir süre içinde gerçekleşirse bu durum değişir. İkinci konu ise elbette tarım ürünlerinde yaşanan global yükseliş. İnsan beyni bir konuya açıklık getirirken genelde en son yaşanan olaylara daha fazla ağırlık verir. Şu anda ülkemizde de kuraklık konusu gündemde olduğundan tarım ürünlerinde yaşanan bu yükselişi mevsimsel etkenlere bağlayanlar çoğunlukta. Oysa daha önceki makalelerimde de ABD’de tarım işletmelerinin iflas başvuru istatistiklerine değinmiş ve 2014’ten bu yana en yüksek seviyesine ulaştığını paylaşmıştım. 2020 yılında detaylı düşünmeden alınan tam kapatma önlemleri nedeni ile üretici tarlasına gidemedi, gübre tarlaya ulaşamadı, çalışan hasadı kaldıramadı, kaldırılan hasat pazara ulaşamadı vs vs. Etkilerini de kaçınılmaz bir şekilde görüyoruz. Çarşamba günü açıklanan ABD stok verisi tüm ürünlerde sert gerileme gösteriyor. Sadece mısır veya buğday değil global bakır stoklarına baktığımızda da aynı durum söz konusu. Yani kuraklık değil hatalı kararlar zinciri. Kısa vadede durumun tersine dönmesi zor göründüğü için yüksek gıda fiyatlarına hazır olmamız gerekiyor.