Köprü ve otoyol zamlarının tahribatı korkunç! Ocak enflasyonuna etki tam %0,01, yani on binde 1!
Önce son söyleneceği en başta söyleyeyim. Köprü ve otoyollara dün yapılan yeniden değerleme oranı ölçüsündeki zamdan sonra bunun ocak ayı enflasyonunu ne kadar etkileyeceği soruluyor. Aslında bu sorular bir anlamda “Çok etkiler değil mi” gibi örtülü bir mesaj da içermiyor değil. Hemen söyleyeyim, “Hayır etkilemez, hatta bu zamlar ocak ayı enflasyonuna sinek vızıltısı kadar bile etki yapmaz”. Başlıkta olabilecek muhtemel etkiyi görüyorsunuz; yüzde 0,01, yani on binde 1.
Aralık ayında 50.000 lira harcadınız diyelim. Ocak ayında yalnızca köprü ve otoyol zammı var, diğer hiçbir şeye zam gelmedi; köprü ve otoyol zamlarından dolayı ocaktaki harcamanız yalnızca 50.005 lira olacak. On binde 1, elli binde 5 lira demek!
Yani iyisiniz, iyisiniz; sizin cebinizden belki çok daha fazla para çıkacak ama en azından açıklanacak enflasyon yönüyle rahatsınız!
Şimşek işaretini vermişti
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek geçtiğimiz günlerde MÜSİAD toplantısında 2025’in zam kararlarına değindi ve oranları belirlemede neye dikkat ettiklerini açıklarken çok ilginç bir değerlendirme yaptı:
“Enflasyon sepetinde bir karşılığı olmayan ürünleri yeniden değerleme oranında artırdık, enflasyon sepetinde ağırlığı olan, karşılığı olan ürünleri ise enflasyon hedefiyle tutarlı bir şekilde, hatta onun altında artırdık.”
Konuşmayı, “Herhalde yanlış anladım” diye düşünerek birkaç kez dinledim. Yok, böyle söylüyordu Şimşek. Bu kadar açık! Şimşek herhalde vergi ve harçlarda yeniden değerleme oranında yapılan artışların fiyatlara doğrudan ve dolaylı bir yansıması olmadığını, olmayacağını varsayıyordu. O başka bir boyut ama ben dün yapılan köprü ve otoyol zammı ile bu açıklamayı bir arada düşünmeye başladım.
Sonra köprü ve otoyol zamlarının sonuçlarını ve enflasyona etkisini irdelemeye çalıştım. Bu hizmetlerin TÜFE’deki ağırlığına baktım, daha doğrusu geçmişi ölçü alarak tahmin etmeye çalıştım, sonra bu zamların enflasyona olan etkisini hesapladım ve Şimşek’in ne demek istediğini daha iyi anladım. Sonuçta ortaya yüzde 0,0115’lik bir zam yansıması çıkıyordu çünkü.
Şimşek’in açıklaması bardağın dolu tarafından okunursa ne kadar iyi niyetli:
“Enflasyon sepetinde ağırlığı düşük olan, yani vatandaşın pek kullanmadığı ürünlerin fiyatını yüzde 43,93’lük yeniden değerleme oranında, yani enflasyon hedefinin çok üstünde artırdık. Ama vatandaş bunları zaten çok az kullandığı için yapılan zamların vatandaşın bütçesine fazla bir yükü olmaz.”
Bardağın boş tarafından bakarak şunu sormalı mı ki:
“Peki enflasyon sepetinde önemsiz bir yeri olan ama vatandaşın harcamasında büyük yer tutan kalemler varsa?”
Nitekim varmış; işte dünkü köprü ve otoyol zamları. Bu zamlar hem doğrudan bir etki yaratacak, hem dolaylı.
Yüzde 0,0115!
Hani fırından sıcak sıcak çıkmış ekmek gibi, daha dün yapılmış sıcak mı sıcak köprü ve otoyol zammına detaylı olarak baksak galiba iyi olur.
Köprü ve otoyollara dün yeniden değerleme oranı kadar zam yapıldı. Şimşek’in yaklaşımına göre demek ki köprü ve otoyollar enflasyon sepetinde pek de karşılığı, ağırlığı olmayan, yani vatandaşın bütçesinde önemli bir yer tutmayan bir harcama kalemi.
Kağıt üstünde bu doğru. Gerçi bu hizmetler için TÜFE’deki ağırlıklar ancak olsa olsa yöntemiyle tahmin edilebilir, çünkü bu ağırlıklar da sır.
● TÜİK madde ağırlıklarını son olarak 2022 yılı için açıkladı. O yıl otoyol ücretinin TÜFE içinde yüzde 0,0175, köprü geçiş ücretinin yüzde 0,0081 ağırlığı vardı, yani bu iki kalemin toplam ağırlığı yalnızca yüzde 0,0256 düzeyindeydi.
● Otoyol ve köprü ücretlerinin ağırlığı 2023 ve 2024’te açıklanmadı. 2025 için de bilinen son ağırlık olan yüzde 0,0256’nın korunduğu varsayımına göre yapılan yüzde 45 dolayındaki zammın ocak ayı enflasyonuna yansıması yalnızca ve yalnızca yüzde 0,0115 olacak.
● Kapsamında otoyol ve köprü ücretlerinin de bulunduğu “kişisel ulaştırma araçları ile ilgili diğer hizmetler” grubunun TÜFE’deki ağırlığı 2022 yılında yüzde 0,1165 düzeyindeydi. Bu grubun ağırlığı 2023’te yüzde 0,1990’a çıkarıldı, 2024’te ise yüzde 0,1912’ye çekildi. Bu grup içinde “araba kiralama ücreti” ve “otopark ücreti” de var.
Otoyol ve köprü ücretinin içinde küçük bir yer tuttuğu bu grubun ağırlığı 2025 için belki değişecek ve yeni ağırlık şubat ayı başında açıklanacak.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek “Enflasyon sepetindeki ağırlığı düşük olanlara yüksek zam yaptık” dediğine göre bu harcama kaleminin ağırlığının 2025’te daha da aşağı çekildiğini görür müyüz acaba?
Otoyollar giderek artıyorken, geçiş ücretlerine yüklü zamlar geliyorken ve buraların kullanımı da giderek yoğunluk kazanıyorken toplam harcamada bu hizmetin payı 2024’ten sonra 2025’te de aşağı çekilir mi, bu mantıklı olur mu?
Ağırlıkları gözden kaçırmak!
TÜİK 2022’nin nisanından sonra madde fiyatlarını gizlemeye başlayınca tüm dikkatler bu konuya verildi.
Mahkemeler, davalar, mahkeme kararlarına uyulmaması...
Bu arada bir başka önemli gösterge gözden kaçırılır oldu. Madde ağırlıkları...
TÜİK, madde fiyatlarından sonra madde ağırlıklarını da gizlemeye başladı.
Madde ağırlıkları yerine yalnızca beşli kod ağırlıkları açıklanır oldu. Madde ağırlıkları en az madde fiyatları kadar önemli, hatta belki daha da önemli.
İşte en tipik örnek köprü ve otoyol hizmetinin ağırlığı ve yapılan zammın ocak enflasyonuna neredeyse hiç etki etmeyecek etki edecek olması.
Madde fiyatları isterse hiç eksiksiz ve gerçek alınsın, eğer bir maddenin ağırlığı olması gerekenin altındaysa enflasyon oranıyla yine gayet rahat oynanır. Vatandaşın en çok tükettiği bir ürünün, örneğin peynirin gerçek ağırlığı yüzde 5 ise ama bu ağırlık yüzde 0,5 alınırsa peynire ne kadar zam gelirse gelsin bu zam enflasyona gerektiği gibi yansımaz.