Konut satışında gümüş madalyalı ay

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Bugünün ekonomik koşullarında "sudan ucuz" kredi faizi sayesinde hazirandaki konut satışı 190 bini buldu. Ne var ki ilk el konut satışları istenilen ölçüde yine de artırılamadı.

Hazirandaki toplam satışın üçte bire yakını ilk el, üçte ikisi de ikinci el satışlardan oluştu. Altı aylık toplamda da ilk el satışlar şimdiye kadarki en düşük satış. Vatandaş fiyatından dolayı ilk el konutlara yaklaşamıyor bile...

Haziran ayında 190 bin adet konut satıldı. Bu sayı, bir ayda gerçekleşen ikinci en yüksek satışa işaret ediyor. Daha önce aylık bazda rekor 202 bin adetle geçen yılın aralık ayında kırılmıştı.

Konut satışının haziran ayında hem geçen yılın aynı ayına, hem geride kalan nisan ve mayıs aylarına göre çok hızlı bir artış göstermesinin temelde iki nedeni var.

En önemli neden, kredi faizlerinin çok aşağı çekilmiş olması.

Bir diğer neden de koronanın yarattığı ekonomik kaos ortamında gelecek kaygısının tavan yaptığı nisan ve mayısta ertelenen alımların haziranda gerçekleştirilmesi.

Bu etkenler bir araya geldi ve haziranda aylık bazda en yüksek ikinci satışa ulaşıldı.

Toplam satış iyi güzel de hep vurguluyoruz, önemli olan ilk el satış. Bu açıdan bakınca haziranda durum elbette iyi, ama öyle çok da abartılacak gibi değil. Bu yılın haziran ayındaki ilk el konut satışı, haziran aylarının rekorunu kırdı. Ancak buna rağmen ilk altı aydaki satış tüm yılların altında kaldı. Bu durum önceki aylardaki satışın çok düşük olmasından kaynaklandı.

İlk el konut satışı daha önce kimi aylar 75 bini bulmuştu. Örneğin geçen yılın aralık ayında 75 bin 480 ilk satış gerçekleşmişti. İkinci sırada yine yaklaşık 75 bin satışla 2018'in ekim ayı, üçüncü sırada 74 binle 2015'in aralık ayı bulunuyor. Dolayısıyla böylesine kredi desteği sağlanmış olmasına rağmen geçen ayki 59 binlik ilk el satış bir anlamda düşük sayılması gereken bir düzey.

Müteahhitler, “Niye böyle” diye düşünmeli

Kredi faizi ekonominin koşullarına ters bir şekilde böylesine aşağı çekilmiş; hem bugünkü enflasyonun, hem gelecekte beklenen enflasyonun çok çok altında bir oran uygulanır olmuş ama vatandaş yine de yeni konut alımından kaçınıyor. Haziran ayındaki 190 binlik satışın yüzde 31 kadarı ilk el satıştan oluşuyor, ikinci el satışlar ise toplamda yüzde 69’luk paya sahip.

Satılan her üç konutun, faizdeki bu müthiş avantaja rağmen, yalnızca biri ilk el. Dolayısıyla ilk el konutu satma durumunda olan müteahhitlerin durup düşünmesi gerekiyor.

Vatandaşın ilk el konutlara yaklaşamamasının nedeni belli; fiyat!

İlk el konutlar çok pahalı ve bu yüzden olağanüstü faiz avantajına rağmen talep yine ikinci el konutlarda yoğunlaşıyor.

Değirmene su yetmez olunca...

Türkiye’de zaten bozuk olan gelir dağılımı korona sürecinde işsizliğin tavan yapmasıyla öylesine bozuldu ki, milyonlarca hane faiz düştüğü için konut almaya yönelmek bir yana, faizsiz kredi verilse bile konut alabilecek durumda değil. Böyle bir gerçekle yüz yüzeyiz.

Biraz gücü olanı harekete geçirmek için ekonominin gerçekleriyle örtüşmeyen biçimde kredi faizini buralara çektik. Özellikle de yeni konutlar satılsın diye ilk el konut alımında faizi daha da düşük belirledik. Ama yine de olmadı, arzulanan sonuca ulaşılamadı. Düşük faiz sayesinde vatandaş ilk el konut sahibi olacaktı ama bir de bu cümleyi farklı okuyalım; müteahhit de elindeki konut stokunu eritecekti. Kamu bankalarının örneğin yüzde 10’a mal ettikleri parayı yüzde 7 ile 8 ile krediye dönüştürmekle uğrayacakları zararı da konutla hiç işi olmayan milyonlar ödeyecekti. Tıpkı geçilmeyen köprünün, tünelin, gidilmeyen şehir hastanesinin parasını ödemek gibi...

Bu değirmenin suyu taşınarak sağlanıyor. Kamu bankaları sürekli olarak maliyetinin altında kredi kullandıramaz, kullandırmamalı da. Gün gelecek değirmen susuz kalacak. O zaman aylık 190 binlik konut satışını da istatistiklerde gümüş madalyalı ayın sayısı olarak hatırlayacağız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar