Arven/Toksöz: Sanayiden çıkıyorum

Vahap MUNYAR
Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

Arven İlaç Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Toksöz’den bir yazışmanın kısa kopyası geldi:

- Maalesef faktoring maliyetlerini daha fazla taşıyacak gücümüz kalmadı ve konkordato ilan etmek zorunda kaldık. Elimizden geleni yaptık ve Türkiye’de hiç üretimi olmayan iki stratejik ilacı üretmeyi başardık.

- Ama üretmek yeterli değil. İşletme sermayesine ulaşabilmek de çok önemli. Daha önce küçülmeye çalışarak zaman kazanmış olsak da buraya kadarmış.

- Konkordatonun, borcumuzun çok çok üzerinde değeri olan mülkü değer kaybettirmeden satabilmek için alındığı malumdur.

- Ancak, maalesef artık Arven İlaç satılmak durumunda. Allah yardımcımız olsun.

Bu metni okuyunca sordum:

- Zafer Bey, Arven İlaç’ı tümüyle satıyorsunuz anlaşılan.

Yanıtladı:

- Evet. Artık sanayiden çıkıyorum.

Sanovel İlaç’ı merak ettim, bilgiyi verdi:

- O da satılacak. Metric Capital, Sanovel’i satacak. Payı yüzde 30’du ama yüzde 100’ünün satılmasını isteme hakkını elde ettiler. Fon 200 milyon dolarla girmişti Sanovel’e. Toplam değeri bir ara 500 milyon doların üzerine çıkmıştı.

Yüzde 100 kendisine ait olan Arven’in sürecini anlatmaya döndü:

- Görüştüğümüz birkaç müşteri var. Rakamlar yüksek olunca hızlı yürümüyor elbette. Satış işini aracı kuruma vermedim. En kolay kendim anlatabildiğim için bu süreci de bizzat yürütüyorum.

Konkordato ile tekrar ayağa kalkmanın mümkün olduğunu vurguladı:

- Konkordato süreci, bize güvenen alacaklıları mağdur edebiliyor, süreç uzuyor. Banka borcundan daha fazla piyasa borcumuz var. Bankalar taze kredi vermeyince iş kilitlendi.

Toplam borçlarının fabrika yatırım değerinin yüzde 20’si düzeyinde olduğunu kaydetti:

- Satış gerçekleşince herkes parasını almış olacak.

İç geçirdi:

- Bu miktar borç aslında bir finansman ile çok rahat yönetilir ve geri de ödenirdi. Faktoring tarafına gitmemize gerek de kalmazdı. Yine de sağ olsunlar faktoring tarafı yanımızda durdu.

Bir aksilik çıkmadan satışın zamanında gerçekleşmesinin önemine işaret etti:

- Çok kritik ilaçlar üretiyoruz. Onkolojide kullanılan bir biyoteknolojik ilacımız var. Canlı hücreden üretiliyor. – 140 derecede saklanması gerekiyor o hücrelerin. Eğer iş aksar hücreler ölürse tekrar üretilmesi 7-8 ay alır. Alıcı şirket için de olumsuz durum yaşanır.

7 ilaç şirketinin söz konusu ilaç için hazırlık yaptığının altını çizdi:

- İlk üretime geçebilen biz olduk. 3 ürün daha hazırladık ancak finansman sıkıntısından klinik araştırmalarını yaptıramadık.

Söz konusu yatırıma girdiği günlere döndü:

- Bu yatırımlara elbette bankalara güvenerek girmedik. O zaman aile varlıkları var diye girdik. Ancak, tüm aile varlıkları 2016’da anneme geçti. 2021’de annem vefat etti. O varlıkların bölünmesine Ahmet Toksöz engel koydu.

Bankalara sitem etti:

- Benim bankalara kızgınlığım kredi vermemelerinden değil. Zaten mecbur da değiller. İster verirler, ister vermezler. Ama zamanında verdiğim ipotekleri Ahmet Toksöz’ün şirketine devrettiler. Karşılığında da ondan teminat almışlar.

Sanovel İlaç’la tanınan Toksöz Ailesi’nde baba Erol Toksöz’ün vefatı öncesinde de sıkıntılar yaşandığı kulağımıza gelirdi. Erol Toksöz’ün vefatı sonrasında iki kardeş, Zafer Toksöz ve Ahmet Toksöz arasında yaşanan anlaşmazlıklar su yüzüne çıktı.

Gündeme gelen davalar, hacizler, üretimi engelleyebilecek frenler, Sanovel’e, Arven’e olumsuz yansıyor…

Şirketler ailelerin yanı sıra ülkelerin de varlıkları… Aileler arasında yaşanan sancıların, gerginliklerin, anlaşmazlıkların şirketleri yıpratması ülke varlıklarının da zarar görmesi anlamına geliyor değil mi?

Tosyalı, görüşmeye noktayı koydu, Baştuğ Metalurji’yi almayacak

Geçen Cuma günkü yazımdaki başlıklardan biri şöyleydi:

- Tosyalı, Baştuğ Metalurji’yi almak üzere el sıkıştı…

Hafta başında Hakan Güldağ ve Mete Belovacıklı ile birlikte demir çelik sektörünün önde gelen iki ismiyle sohbet etmiştik. Sohbet sırasında o günlerde kendilerine ulaşan bir bilgiyi bize aktarmışlardı:

- Tosyalı, Osmaniye’deki Baştuğ Metalurji’yi almış. Baştuğ Metalurji’den bize bu yönde bir mesaj geldi.

Sohbet ettiğimiz sektör temsilcilerinden biri kendisine ulaşan bilgiyi detaylandırmıştı:

- Baştuğ Metalurji için 500 milyon dolar gibi bir fiyat belirlendiği söyleniyor. Şirketin yüklü borçları varmış. Tosyalı, şirketi borçlarıyla birlikte devralıyormuş.

Bunun üzerine Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı’ya mesaj yazıp sormuştum, ilk yanıt şöyle gelmişti:

- Prensipte anlaştık ama önümüzde uzun bir süreç var.

Ardından sorularımı sıralamıştım, Fuat Tosyalı arayıp son durumu anlatmıştı:

- Baştuğ ile el sıkıştık ama daha birçok konu netliğe kavuşmuş değil. Baştuğ, birbirimize “Hayırlı olsun” dedikten sonra müşterilerine, alacaklılarına bilgi geçmiş, o nedenle görüştüğümüz duyuldu.

Sonra da en önemli noktanın altını çizmişti:

- Baştuğ Metalurji’de detaylı bilanço incelemesi yapacağız. Alışverişimiz netleştiği anda Rekabet Kurulu’na başvuru olacak. Oradan çıkacak karar beklenecek.

Cumartesi günü Tosyalı Holding’in Kurumsal İlişkiler biriminden aradılar:

- Baştuğ Metalurji ile görüşmelerimiz konusunda bir açıklamamız var. Sizin duyurmanızı rica ediyoruz.

Açıklamayı gönderdiler:

- 2 Temmuz 2024’te yaptığımız duyuruda Osmaniye’deki Baştuğ Metalurji Sanayi A.Ş. ve Hatay Dörtyol’daki Baştuğ Çelik Sanayi A.Ş.’nin hisseleri ve tüm varlıklarının Tosyalı tarafından devralınması hususunda prensipte anlaşıldığı ve sürecin başlatıldığı paylaşılmıştı.

- Gelinen noktada yaptığımız değerlendirmeler sonucunda hisselerin devralınma süreci karşılıklı mutabakat ile sonuçlandırılmıştır.

- Bu aşamada söz konusu şirketlerin devir alınmamasına karar verilmiş olup, ilgili şirketler ile ilişiğimizin bulunmadığını kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.

Demir çelik sektörünü heyecanlandıran, merakla beklenen “Tosyalı-Baştuğ” pazarlığı böylece noktalanmış oldu…

Gazetemiz Pazar günleri yayınlanmadığı için açıklama bana ulaşınca 6 Temmuz 2024 Cumartesi günü internet sitemiz ekonomim.com’a yazdım.

“Tosyalı-Baştuğ” pazarlığı ile ilgili son durumu buradan da paylaşmak istedim…

Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan şikayet ne çokmuş

5 Temmuz Cuma günü Ajet’in 17.00 uçağı ile Bodrum’a giderken saat 15.30’da İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda olmaya özen gösterdim.

Online check-in yaptırmış, biniş kartımı da yine online almıştım. Yine de bankoya başvurdum, biniş kartı almak istedim. Görevli önündeki ekranda bir süre işlem yaptı, bana döndü:

- Bu seferin iptali konusunda size mesaj geldi mi?

Havalimanına girer girmez tabelaya baktığımı söyledim:

- Tabelada uçağın hareket saati 17.00 olarak görünüyor.

Görevli telefonlar etti, sonunda sefer iptalinin söz konusu olmadığını anladı. Ancak, bana biniş kartı veremedi. Online biniş kartını kullanabileceğimi söyledi.

Güvenlikten geçtim, kapıların bulunduğu alana girdim. Çok geçmeden tabelaya 50 dakikalık rötar yansıdı… Ajet’in farklı illerimize o saatte olan seferlerinin hemen hepsinde rötar vardı. Pegasus’ta da rötarlar görünüyordu.

Rötarlar, yolcu salonunu hınca hınç hale getirmiş, herkes havasızlıktan bunalmıştı. Ben de yolcu salonunun kısa videosunu çektim, X ve Instagram hesaplarımdan durumu paylaştım:

- Sabiha Gökçen Havalimanı, Esenler Otogarı’ndan beter durumda.

- Rötarlar, yolcu salonunun, hizmetin yetersizliğini ortaya koyuyor.

- Uçağa geçiş kapılarının olduğu bölümde bırakın oturmayı, adım atacak yer yok.

1.5 saati bulan rötarın ardından Bodrum’a vardım. İki saat sonra Sabiha Gökçen Havalimanı CEO’su Alp Er Tunga Ersoy aradı. Uzun yıllar TAV’ın yurt dışında işlettiği havalimanlarında görev yapan Ersoy, 24 Haziran 2024’te göreve başlamıştı:

- Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki sıkıntıları aşmak için kolları sıvadık. Hizmeti iyileştirmek için adımlarımızı atmaya başladık.

Gece bir mesaj da İstanbul Büyükşehir Belediyesi geçen dönem CHP Grubu Başkanvekili Doğan Subaşı yazdı:

- Sabiha Gökçen Havalimanı’nı tarif ederken Esenler Otogarı’nı olumsuz bir örnek gibi göstermişsiniz. Oysa Esenler Otogarı 2019’dan sonra gerçekten görülmeye değer bir hale geldi. Sizi otogarda ağırlamak isterim.

Hem Sabiha Gökçen Havalimanı’na yeni CEO Alp Er Tunga Ersoy’u dinlemeye, hem de Esenler Otogarı’na gitmeye söz verdim.

Bu yazıyı yazarken baktım, X hesabımdan Sabiha Gökçen ile ilgili mesajımın 1.1 milyon görüntülemeye ulaştığını gördüm…

Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan şikayetlerin fazlalığını bu veri de ortaya koyuyor değil mi?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar