Kocaeli’de Marmara Denizini Koruma Eylem Planı için düğmeye basıldı
Sanayinin yoğunluğu, fosil yakıtların kullanımı, kirliliğin neden olduğu iklim değişikliği ve biyolojik çeşitlilik kaybı, günümüzde insanlığın en büyük sorunlarından biri. Marmara Denizi’ni etkisi altına alan deniz salyası da (müsilaj), ülkede büyük yankı uyandıran ve canlıların yaşamını tehdit eden sorunların başında geliyor. Deniz salyasına çözüm bulmak amacıyla belediyeler, üniversiteler ve ilgili kurumlar bir takım çalışmalar yapıyor.
Denizlerde balıkçılık faaliyetlerinin durmasına sebep olan deniz salyası, denizde yaşayan canlıları, balıkçılık ve turizm sektörlerini olumsuz etkiliyor. Yani hem insan sağlığına zarar veriyor hem de ekonomik kayıplara neden oluyor. Kayıpları engellemek adına Marmara Denizi’ni korumamız ve daha kalıcı önlemler almamız gerekiyor. Burada yerel ve bölgesel yönetimlere önemli işler düşüyor. Marmara Belediyeler Birliği tarafından, deniz denetim uçağı ile deniz salyasının etkili olduğu bölgeler tespit edilerek, deniz süpürgeleri ve amfibik araçlarla toplanıyor. 91 noktayı tarayıp, karada da tüm arıtma tesislerini ve kirlilik kaynaklarını denetleyen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, geçtiğimiz hafta Kocaeli’de Marmara Denizini Koruma Eylem Planı için de düğmeye bastı.
Alınan önlemlerin başında karasal atıkların kontrol altına alınması geliyor. OSB’lerin ve sanayi tesislerinin yoğunlukta olduğu Marmara Bölgesi’nde sanayicilerin de elini taşın altına koyup, ilgili kurumlara destek olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü denizlerde oluşan bu kirlilikte, sanayinin de payı büyük. Kirliliğe sebebiyet veren sanayi tesislerinin, atık su arıtma tesislerinin sayısının ve kalitesinin artırılması gerekiyor ki, bu noktada Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Marmara Belediyeler Birliği, 22 maddelik Marmara Denizi Koruma Eylem Plan’ı ile önemli bir adım attı. Bu adımlar, katı atıktan karasal çöplere, bölgedeki sanayi yatırımlarına, akarsulara, müsilajın görüldüğü alanın izlenmesine, korunmasına ve deniz çöplerinin hızlı şekilde toplanmasına yönelik. Bu eylem planları kapsamındaki yatırımların, yerel yönetimlerle birlikte 3 yıl içerisinde tamamlanması hedefleniyor. Öncelikle, Marmara Bölgesi’nde kirliliğin azaltılması ve izleme çalışmalarının yürütülmesi amacıyla; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, ilgili kurum ve kuruluşlar, üniversiteler, sanayi odaları ve STK'lardan müteşekkil Koordinasyon Kurulu; Marmara Belediyeler Birliği bünyesinde ise Bilim ve Teknik Kurulu oluşturuldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık ettiği, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından oluşturulan akademik heyetin katıldığı toplantıda da sorunun çözümüne yönelik bilimsel yöntemler konuşuldu.
Yaz sezonunu yaşadığımız bu süreçte, alınan kararların kısa vadede ve hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi gerektiği kanısındayım. Çünkü denizlerle çevrili olan ülkemizin, en önemli geçim kaynaklarından biri yine denizlerdir. Denizler ülke ekonomisinin, turizmin ve balıkçılığın beslendiği en önemli kaynaklarımızdandır. Yetkililer, var olan bu kaynakların korunması için gerekli önlemleri almaya başladı. Bu önlemler her ne kadar yeterli olsa da, biraz daha erken harekete geçilmeliydi diye düşünüyorum. Aslında, 2016’da bir milletvekili, Marmara Denizi’nde sıklıkla yaşanan alg patlamalarının, denizin dengesinin bozulduğunu gösterdiği gerekçesiyle meclise bir araştırma önergesi sunmuştu. Fakat alg patlamalarının normal bir doğa olayı olduğu açıklamasıyla, milletvekilinin önergesi reddedilmişti. Önerilere mutlaka kulak kesilmesi, durum ilerlemeden tedbir alınması gerekiyor. Sorunun ciddi bir şekilde gözler önünde olduğu bu dönemde, umarım daha fazla canlı zarar görmeden Eylem Planı’nın hızlıca uygulandığını ve olumlu etkilerini görebiliriz.