Klasik rutin
Birazdan okuyacaklarınız her yılsonunda, tamamlamaya hazırlanırken, kaleme alınan klasikleşmiş muhasebe ve beklenti değerlendirmelerinden oluşuyor. Olmazsa olmazlardan.
2020 oldukça sıkıntılı bir dönemdi. Dünyanın her noktasında hayatını kaybedenler, işleri bozulanlar ve gelecek umutlarını ciddi anlamda kaybeden insanlardan oluşan hikayeler söz konusuydu. 2021’in başlangıcı ise nispeten umut vericiydi. Devam eden çalışmaların bir noktada sürece çare olacağı ve insanların yeniden umut dolu olması için zemini hazırlayacağı düşünülüyordu. Büyük oranda öyle de oldu.
Pandemi süreci bir şekilde devam ediyor. Hayatımızın içerisinde ama neyse ki odak noktamız değil. Elbette tedbiri elden bırakma durumundan söz etmiyoruz. Hali hazırda dünyanın birçok ülkesinde bilanço büyüklüğü açısından önemli ve kritik konumdaki şirketlerde yarı/tam zamanlı çalışmalar uzaktan gerçekleştiriliyor. Delta, Delta+ ve son olarak da Omicron varyantları derken pandeminin hayatımızdan çıkmadığı ve fakat tedbirlere uyulduğu durumda daha yönetilebilir bir eksende ilerleyeceği gerçeğini de hatırlamış olduk. Muhtemeldir ki 2022 de buna benzer, belki de biraz daha iyimser olabilir. Elbette riskler iki yönlü ve sürprizlere açık.
Küresel para politikalarının değişme sinyalleri verdiği bir son 6 aylık dönem yaşadık. En önemlisi kuşkusuz Fed’in yaptığı yönlendirmeler oldu. Elimizdeki yol haritası –Fed’in sunduğu- gelecek yıl, ilk çeyrekten başlaması yüksek ihtimal olmak üzere, federal fonlama oranında artış patikasını işaret ediyor. Katılımcıların son iletişimi 3x25bp şeklinde olmuştu.
Fed’i sıklıkla konuşmak bir yana diğer önemli karar alıcılarda da ya varlık alımlarının azaltıldığını, ya azaltılacağını ya da faizlerde değişikliğe gidileceğini sinyalledik. Bu bahsettiklerimizin tamamı önemli gelişmeler havuzu içerisinde değerlendirilen başlıklar. Dahası, Mayıs 2013’ten dersini çıkaran gelişmekte olan ülkelerin de bu kez Fed’i beklemeden kendi bahçelerini toparlama çabası içerisinde olduğunu, önden faiz artışı adımları attıklarını gördük. Söz konusu durum kısmen Fed kısmen de lokaldeki enflasyon gelişmeleri kaynaklı. Aradaki ince çizgiyi atlamamakta, inatla karıştırmamakta fayda var.
Dünyada merkez bankalarının politikalarına yön veren ana belirleyici kuşkusuz Fed. Ana eksen konumunda olduğundan verdiği/vereceği mesajlar önem arz ediyor. Biliyoruz ki Fed’in faiz artırım döngüsüne girmesi global Amerikan doları maliyetlenmesinin de artması anlamına geliyor. O vakit 2022’deki gelişmelerin kayda değer kısmını kestirebilmiş oluyoruz. Ancak, bu, her zaman risk algısının bozulması anlamına gelmiyor. Son faiz artırımı döngüsünde piyasada yer alan işlemciler deneyimledi ki bir süre sonra fiyatlamalar da normalleşiyor, sürece uyum sağlıyor. Tabi ki geçiş sıkıntılı oluyor. Yüksek oynaklığın bizlerle olacağı bir dönem kapıda. Hangi hedge aracı ne ölçekte işe yarar bilmesi güç.
Yerel varlıklar açısından oldukça zor bir yıl oldu. Liradaki volatilite mart sonrasında varlık sınıflarının geneline sirayet etti. Ekim başlangıcından bu yana gözlenen hisse senedi ilgisi ve yükselişi son 1 haftadaki gelişmeler neticesinde göz ardı edilemez ölçekte yara aldı. Artan oynaklık sektör-şirket ayrımı ve hedge edilmesi imkanını da maalesef ortadan kaldırdı. Ancak, 2022’de sermaye piyasalarına olan ilginin bir noktanın ardından gelecek olan dengelenme eğilimi ile devam etmesini beklemek sürpriz olmayacaktır. Kur işlemlerindeki öngörülebilirliğin artması zaman içerisinde portföylerin yeniden dizayn edilmesine ve farklılaşma göstermesine imkan tanıyacak. Elbette enflasyonun faizler üzerindeki baskısını azaltması ve değerlemelere yeni oyun alanları açmasına paralel. Şu an için değerleme kısmı oldukça zor.
Dilerim 2022 yılı herkes açısından sağlık, huzur ve mutluluğun ön planda olduğu, öngörülebilirliğin her anlamda arttığı gelişmeler zemininde şekillenir.