KKM’nin kur farkı yükü haziranda nasıl oldu da 20.6 milyarda kaldı?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Bütçeden haziran ayında kur korumalı mevduat için 20.6 milyar lira kur farkı ödemesi yapıldı. Bu tutar, geçen yılın temmuzundaki 23.4 milyardan sonra ikinci en yüksek aylık ödeme ama yine de çok düşük.

“Ne yani bütçeden illa daha çok mu para çıksaydı” diye düşünenler olur mu bilmiyorum ama mevcut veriler bütçeye haziran ayında binecek yükün 70 milyar liradan daha az olmayacağını gösteriyordu. O yüzden bu ödeme için “Çok düşük” diyorum. Tutarın bu düzeyde kalmasının ya bir takım nedenleri var ya da KKM’nin bileşimi hakkındaki tüm bildiklerimizi çöpe atmamız gerekiyor.

Bu köşede 3 Temmuz’da yayımlanan yazımda kur artışının hızlanmasından dolayı KKM’den haziran ayında bütçe ve Merkez Bankası’na çok yüksek tutarda yük geleceğini belirtmiş ve detaylı bir analize yer vermiştim. KKM’nin ne kadarının doğrudan TL ile ya da dövizden dönüşüm yoluyla açıldığı ve vadenin ne olduğu bilinmediği, daha doğrusu bu veriler gizli tutulduğu için çeşitli varsayımlarla hareket etmek gerekiyordu ve ben de 3 Temmuz’daki yazımda altı olasılıklı bir hesaplama yanmıştım.

Bu analize göre haziran ayında bütçeye binecek yük 78 milyar lira ile 109 milyar lira arasında değişecekti.

Oysa girişte de belirttiğim gibi haziran ayında bütçeden ödenen tutarın 20.6 milyar lira olduğu açıklandı. Öyle 3-5 milyarlık bir fark yoktu ki; çok büyük bir fark ortaya çıkmıştı.

78 milyarı nasıl hesaplamıştım?

Gelin önce Hazine’ye binecek yükün nasıl en az 78 milyar lira olacağı sonucuna varmıştım, onu anlatayım.

Haziranda dolacak vade için mart ayındaki KKM tutarını esas aldım. KKM'de mart ayı ortalaması 1.6 trilyon liraydı.

Bu tutarın yüzde 40’ının, yani 650 milyarının TL cinsi hesaplardan oluştuğunu varsaydım.

650 milyarın yüzde 80 oranında 520 milyarının üç ay vadeli olduğunu öngördüm. Ancak 520 milyarın tümünün vadesi haziranda dolmuyordu, çünkü haziranın son haftası tatildi ve martın son haftasında açılan hesapların vade tarihi temmuzdu. Dolayısıyla 520 milyarın da yüzde 80’inin vadesinin haziranda dolacağını hesaba kattım, bu da 417 milyara işaret ediyordu.

Marttan hazirana dolar kuru artışı yüzde 21.6 olmuştu ve buna göre 417 milyar için 90 milyar lira kur farkı ortaya çıkıyordu.

Ancak bankaların ödediği faizi de hesaba katmak gerekiyordu. Bankalar martta açılan hesaplar için yüzde 8.5’lik politika faizi artı 3 puan üstünden yıllık yüzde 11.5 faiz uygulamış, bunun üç aya denk düşen kısmı yaklaşık yüzde 3 etmiş, yüzde 3’ün karşılığı olarak da KKM sahiplerine 13 milyar ödenmişti.

Dolayısıyla 90 milyarlık kur farkından bankaların ödediği 13 milyar düşülünce bütçeden karşılanması gereken tutar 77-78 milyar oluyordu.

Bu sefer sondan başa gidelim

Peki nasıl oldu da KKM için bütçeden yapılan ödeme 20.6 milyar lirada kaldı? Tahmin edilen bazı ağırlıklar tümüyle farklı demektir. Ağırlıklardan kastım şu:

■ Demek ki KKM’de TL cinsi hesapların payı çok çok az.

■ Demek ki KKM’de vade öyle sanıldığı kadar üç ayda yoğunlaşmış değil, çok daha uzun.

Bu varsayımları dikkate alarak iki olasılıktan hareketle haziranda yapılan 20.6 milyar liralık ödemeye ulaştım.

■ Birincisi; KKM’nin yüzde 30’u TL, yüzde 70’i döviz dönüşümlü ve TL cinsi açılan hesapların da yalnızca yüzde 30’u üç ay vadeli, kalan yüzde 70’i daha uzun vadeli olursa Hazine’ye binen yük 22 milyar lirada kalıyor.

■ İkincisi; KKM’nin yüzde 20’si TL, yüzde 80’i döviz dönüşümlü ve TL cinsi hesapların da yalnızca yüzde 40’ı üç ay vadeli, kalan yüzde 60’ı daha uzun vadeli olursa Hazine’ye binen yük 21 milyar lira düzeyinde oluşuyor.

Bunlar ezber bozan oranlar

Ne var ki KKM’nin yüzde 20 ya da 30’unun TL, kalanının döviz dönüşümlü olması şimdiye kadar hiç duyulmadık bir denge.

Ayrıca KKM’nin çok büyük bir kısmının üç ay vadeli olduğu da bir gerçek. Özellikle TL cinsinden açılan hesaplar için bu böyle. DTH dönüşümlü hesaplarda şirketler açısından vade daha uzun olabiliyor ama TL cinsi hesaplarda vadenin en az yüzde 80-90’ının üç ay olduğu biliniyor.

Yani benim 20 milyarlık haziran ödemesini bulabilmek için bir anlamda sondan başa doğru yürüttüğüm varsayımın gerçek olabilir bir tarafı yok.

Peki o zaman tekrar soralım:

“Nasıl oldu da hazirandaki kur farkı yükü bu düzeyde kaldı?”

Merkez Bankası’na erken devir mi?

KKM’de TL cinsi hesaplar için oluşan kur farkı bütçeden, DTH dönüşümlü hesaplar için oluşan kur farkı ise Merkez Bankası’ndan ödeniyordu. Tüm fark ödemesini dünden (17 Temmuz) itibaren Merkez Bankası yapmaya başladı. Buna ilişkin düzenleme Resmi Gazete’de 15 Temmuz’da yayımlanan 7456 sayılı kanunun geçici 1’inci maddesiyle yapıldı.

Ancak dikkatinizi çekerim, bu uygulama dün başladı. Yani haziranın tümünde ve temmuzun ilk yarısında TL cinsi hesaplardan kaynaklanan kur farkı bütçeden ödendi. En azından öyle olması gerekiyor.

Ne var ki haziran ayında yapılan ödeme hiç de öyle yapılmış gibi görünmüyor. Sanki bütçeden haziran ayında yapılan KKM ödemesinde eksiklik var. Vatandaşa eksik ödeme yapılamayacağına göre!

Hesaplar ortada! Ya 20.6 milyar lira yanlış ya da KKM’nin TL-döviz dengesi ve vadesine ilişkin tüm bildiklerimiz yanlış!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar