KKM: Ekonominin temeline yerleştirilen dinamit!
✔ KKM'nin bir dizi sakıncası ve eleştirilecek yönü var. Ancak asıl büyük tehlike bu uygulama sona erdiğinde yaşanacak. O gün geldiğinde KKM'den çıkan para dövize yönelirse ne yapılacak, bunu önlemek mümkün olacak mı?
Geçenlerde bir arkadaşım aradı. Kur korumalı mevduat uygulamasının işe yarayıp yaramadığı konusundaki görüşümü merak ediyordu. Ben henüz bir şey söylemeye fırsat bulamadan kendi görüşünü dile getirdi.
“Bu uygulama kur artışını önledi; işe yaradı değil mi...”
“Kur artışı önlendi ama böyle bir uygulamaya niye gerek duyulduğuna bakmak gerek” diye karşılık verdim.
Arkadaşım görüşünde ısrarlıydı.
“Niye gerek duyulduğu başka, sonuca bakalım, kur artmıyor, demek ki bu uygulama iyi bir tercih oldu. Bu yapılmasaydı kur artışı önlenemeyecekti.”
“Doğru şimdilik kur artışı önlendi; ama yine söylüyorum böyle bir uygulamaya gerek duyulmasını gerektiren koşullar niye yaratıldı ona bakılmalı, daha da önemlisi bu uygulama sona erdiğinde ne olacağı iyi düşünülmeli.”
“Yani” dedi.
“Bu uygulama bir gün bitmeyecek mi, bitecek. Şimdi kur artışına karşı korunmak için bu sistemi tercih edenler, o zaman da doğrudan kur artışına karşı kendilerini sağlama almak için ne yapacak?”
Arkadaşım bu sefer ne söyleyeceğimi tahmin etmiş gibiydi.
“Şimdi hesabı TL cinsinden olmakla birlikte dövizin getirisini elde eden, yani dövizin getirisini garantiye alanlar, o gün geldiğinde, yani kur korumalı hesaplar sona erdiğinde bu sefer ellerine geçen TL ile doğrudan döviz alacak.”
Beni sessizce dinleyen arkadaşıma sordum.
“Söylesene, süre uzatımı olmadığı takdirde bir yıl boyunca TL hesabıyla dövizdeki getiriyi elde etmiş olanlar, yani kendini tümüyle dövize endekslemiş olanlar ellerine geçen TL ile dövize hücum ettiklerinde ne olacak?”
“Desene bitiş felaket görünüyor” diye söylendi arkadaşım.
“Kesinlikle” diye yanıtladım.
“Bugünlerde üstünde pek durulmayan çok büyük bir tehlike bu. Bu uygulamayla sorun halının altına süpürüldü; ama o halı bir gün kaldırılacak. Asıl o zaman ne olacağını düşünmek gerekiyor.”
Arkadaşımı da aldı mı bir bitiş kaygısı!
Kur korumalı mevduat uygulamasının bir dizi sakıncası, eleştirilecek yanı var. Oysa bugünlerde pek üstünde durulmayan böylesine büyük bir final sorunu söz konusu.
Asıl felaket, uygulama sona erdiğinde yaşanacak!
TUTAR BÜYÜDÜKÇE SORUN DA BÜYÜYECEK
Maliye Bakan Yardımcısı Cengiz Yavilioğlu’nun TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda verdiği bilgiye göre 8 Nisan itibarıyla KKM’deki toplam tutar 750 milyar liraya ulaştı. Bu tutarın 363 milyarı TL cinsinden açılan hesaplardan, 387 milyarı DTH dönüşümlü hesaplardan oluşuyor.
387 milyar liralık tutar, zaten baştan beri dövizi tercih eden hesap sahiplerine ait.. Bu uygulamayla TL’de duran 363 milyar da dövize endeksli hale getirilmiş oldu.
KKM’ye katılımı daha da teşvik etmek için ne gerekiyorsa yapılıyor. Yeter ki dövize yönelme olmasın, amaç bu. Dolayısıyla bugünlerde 363 milyar olan TL cinsi açılan hesap tutarı daha da yukarı gidebilir.
Dedik ya gün gelecek ve KKM sona erecek. O güne gelindiğinde, diyelim TL cinsi hesap 500 milyar olsa ve bu hesabın yarısı dövize yönelse ne olur dersiniz?
Bu hesap sahiplerinin dövize yönelmesini önleyecek ya çok inandırıcı bir program uygulamaya konulmuş olması gerekir ya da bir mucize yaşanması! Ekonomide mucizelere yer yok. Öyleyse vatandaşın dövizin artmayacağına ikna olacağı bir program gerekiyor.
Bu yönetim mi yapacak bunu?
Öyle olsa çok ama çok maliyetli, sonu da felaket olan KKM gibi bir uygulama gündeme getirilmezdi. Dolayısıyla bu yönetimden ne böyle bir program beklenir, ne de açıklansa bile böyle bir program ikna edici olabilir.
MEVCUT OLUMSUZLUKLAR GÖLGEDE KALACAK
Kur korumalı mevduat uygulamasına dönük bir dizi eleştiri var. Bu eleştirileri birkaç başlıkta toplamak mümkün:
- Bu uygulama kapsamında Hazine’den ödeme yapılması Anayasa’ya aykırıdır.
- Bu uygulamayla Türk parası, başka paralara endeksli hale getirilmiştir.
- Hazne ve Merkez Bankası’ndan yapılan ödemeler uygulamadan yararlanan kişilere tüm Türkiye’den servet transferi anlamına gelmektedir.
- Hesap sahiplerine dönük bu fark ödemesi çok daha önemli ve ülke yararına alanlarda kullanılabilir.
Bunlar, bugünlerde dile getirilmekte olan haklı eleştiriler. Ama doğrusu söz konusu uygulamanın sona erdiği zaman yaşanması çok muhtemel dövize hücumun yaratacağı tahribatın yanında bugünkü ekonomik olumsuzluklar hiç kalır. Uygulamanın Anayasa’ya aykırılığı ve servet transferi yönü tabii ki her zaman için sorun. Ama örneğin bütçeden ve Merkez Bankası’ndan yapılan ödemelerin ekonomiye verdiği zarar, o gün geldiğinde yaşanacakların yanında çok önemsiz kalacak.
ŞİMDİDEN 15 MİLYAR ÖDEME, 10 MİLYAR VERGİ KAYBI
KKM için 8 Nisan’a kadar TL cinsi hesaplar için Hazine’den 13.2 milyar, DTH dönüşümlü hesaplar için Merkez Bankası’ndan 1.6 milyar olmak üzere toplam 14.8 milyar lira ödeme yapıldı.
Aynı tarih itibarıyla 10 bin 765 mükellef için kambiyo karından kaynaklanan 10 milyar 164 milyon lira vergiden de vazgeçildi.
Ödenen fark ve vazgeçilen vergi toplamı böylece 25 milyar lirayı buldu.
Bu ödemeler Anayasa’ya aykırıdır-değildir, vergiden vazgeçmek gelir transferidir-değildir; bunlar tartışılacak tabii ki. Ama asıl kızılca kıyamet, bir kez daha söyleyelim; uygulama bittiğinde kopacak.