Kıyıda ‘3S’ şehirde caz
Turizmde ‘ 3S’, Türkçe karşılığı güneş-kum-deniz olan sun- sand- sea için kullanılır. Turizmi ağırlıklı olarak güneş-kum-deniz’e dayalı olan aralarında Türkiye’den Antalya ve diğer bölgeler, İspanya’dan Kanarya Adaları, Mısır’da Şarm el Şeyh, Tayland’da Puket vb. gibi destinasyonlar böyle tanımlanıyor.
‘3S’de Antalya rekabet üstünlüğü olan bir destinasyondur.
Ama Antalya bundan ibaret değil. Antalya ‘3S’ potansiyelini en iyi biçimde kullanırken sahip olunan tarih ve kültür potansiyeli değerlendirilmiyor. Daha doğrusu şimdiye kadar değerlendirilmiyordu.
Buradan hareketle şehir turizminin geliştirilmesi isteniyordu. Son yılarda bu yönde sevindirici gelişmeler var.
Antalya’nın ‘3 S’ yanında kültür eğlence ile şehir turizmini geliştirmesi konusunda Kaleiçi bölge/ mekan olarak bu yönde epey gelişti, yol aldı.
Kaleiçi’nin, dünyanın her yerinden gidenlerin görülmesi, yaşanması gereken yerlerden biri olarak Fransa ve Paris’in sembollerinden biri olan Latin mahallesi/ Latin Quarter’dan bir eksiği yok. Kaleiçi’nde son yıllarda bu yönde olumlu ve sevindirici gelişme var.
Aspendos Festivali de son yıllarda ihmal edilmesine rağmen önemli bir etkinlikti. Ama bu şehir turizmi değildi.
Altın Portakal gibi önemli festivaller yıllardan beri yapıldığı halde şehir turizmi oluşmamıştı.
Son yıllarda yapılan Piyano Festivali ve Akra Caz Festivali gibi etkinlikler Antalya için yıllardan beri dile getirilen bir eksikliği giderdi.
Bu yıl yedincisi yapılan halen devam eden Akra Caz kısa sürede uluslararası alanda marka oldu. Öyle ki dünyanın her yerinden Akra Caz için Antalya’ya gelenler oluyor.
Akra Caz her yönüyle Antalya’da şehir turizmi oluşumuna giden yolda deyim yerindeyse ateşleyici sürükleyici oldu ve Antalya Akra Caz ile şehir turizminde sınıf atladı demek hiç de abartma olmaz.
Böyle bir etkinliğin yedi yıl gibi kısa sayılabilecek sürede uluslararası marka haline gelmesi her açıdan başarıdır.
Bu başarının anahtarı da konunun içselleştirilmesidir.
Etkinliğin yapıldığı Akra Otel’in sahibi Haydar Barut konuya yaşadığı kente katkı gözüyle bakıyor. Bunun gerçekleştiğini görmekten manevi bir haz azıyor.
Haydar Barut’un sanatçılarla, partnerleri, çalışanlar ve bu etkinlik için bir arada olduğu dostlarıyla ilişkilerinde bunu görüyorsunuz.
Benzer biçimde böylesine büyük bir organizasyonu başarıyla yapan, mütevazılığı, örneğine az rastlanan yaşam tarzı olarak benimsemiş Kadir Dursun için de geçerli.
En ince ayrıntısına kadar her şey ile ilgilenen, konser sonrası etkinlikleri de aynı titizlikle yürüterek yerinde duramayan, gece geç saatlere kadar ayakta, sabah erkenden kalkıp aynı tempo ile koşturan Kadir Dursun’a bunu nasıl yaptığı sorulduğunda bana böyle şeyler sormayın diyor. O, bunu içselleştirmiş. Akra Caz, Antalya’nın ‘3S’de aldığı yol ve geldiği düzeyin şehir turizminde de yola çıkmasına vesile oluyor.