Kısa vade sürprize gebe
2023 yılının son düzlüğünü global piyasalar açısından ciddi bir ralli ortamında geçirdik. Özellikle ana belirleyici konumunda olan ikilide herhangi bir değişiklik gözlenmemesi momentumun da artışına katkı sağladı: Amerikan doları zayıfladı, faizler geriledi, Fed’e dair beklentiler uç noktalarda faiz indirimi senaryolarını fiyatlar oldu.
2024’ün ilk yarısı için 2023’ün son kısmından biraz farklı başlıkları konuşma ihtimalimiz olduğu gerçeğini hatırlamakta fayda var. Ne gibi? Öncelikle Fed’e yönelik beklentilerin normalize olması gerekiyor. Şayet sadece elimizdeki veri seti ile ilerleyecek olursak, Martta Fed’in faiz indirimlerine başlama ihtimalini düşük görmek kadar sağlıklı ve normal başka bir şey yok. Diğer kısım ise alınan pozisyonların normalize olma ihtimali. Yine özellikle tahvil piyasasındaki eğilimin Fed beklentilerine paralel değişiklik gösterebileceğini, bunun da Amerikan dolarından diğer finansal varlıklara dek geniş yelpazede etkide bulunabileceği gerçeğini yakınlarda bir yerde bulundurmak fena fikir olmayabilir.
Fiyatlamalar kısmına döndüğümüzde, yıl başlangıcındaki olumsuz havanın gelen enflasyon verilerinin aksine pozitife evrildiğini görüyoruz. Geride kalan haftada ABD temelli yaşanan hisse senedi yükselişi ABD dışındaki dünyaya çok fazla sirayet edemese de yine de ciddi bozulma görmedik. Öte yandan esas problemli kısım bir kez daha gelişmekte olan ülke varlıkları. 2024’ün geride kalan iki haftasında değer kayıplarını koruyan grup henüz ritmini yakalayabilmiş değil. Fed beklentileri her ne kadar gelişmiş ülke varlıklarında normalleşmekte başarılı olamasa da belki de bu kez gelişmekte olan ülke varlıklarının sinyal etkisi söz konusudur. Zaman gösterecek.
Yerel varlıkları da konuşmalı. Hatırlayacak olursanız, Ekim ayının ikinci haftasından bu yana sık sık gerek burada gerekse diğer platformlardaki analizlerimizde, finansal varlıklar arasında geçiş olduğunu tartışıyoruz. Devam ediyor. Hem varlıklar hem de portföyler arasında geçiş var. Hisse senedi piyasasının yerli yatırımcı nezdinde kaybettiği ilgi halka arzlarda verilen mevsimsel ara ile birlikte nominal yatırımcı sayılarındaki düşüş trendi ile teyit edilirken, başta mevduat faizleri olmak üzere, alternatif getiri araçlarının yeniden belirmesi kafa karıştırmaya devam ediyor. Mevduat-hisse senedi geçişinin yanında portföylerde sanayi- banka geçişi eğilimi de korunuyor. 2024’ün ilk iki haftasında sanayi kesimi hisse senetleri baskılanırken, bankalarda ise ralli ortamı gözlüyoruz. Sadece geçtiğimiz hafta XBANK’ın yüzde 14’lük yükselişi 2 Haziran’dan bu yana en iyi performansı karşımıza çıkarırken, sanayilerdeki primlenme ise yüzde 0,36 ile son derece sınırlı ve fakat sürpriz değil. Muhtemeldir ki 2024’ün tamamında bu değişimi konuşma pozisyonumuzu koruyacağız.
Bir önemli başlık da lirada 22 Aralık tarihinden bu yana gördüğümüz haftalık yüzde 1’lik değer kayıplarına ait. Cari açık tarafındaki mevsimselliğin yanında yabancı portföy girişlerindeki yavaşlama da yılı 30.00 seviyesinin aşağısında kapatan paritede yukarı yönlü baskıyı karşımıza çıkarıyor. Bu da kısmen rekabet avantajının yitirildiği tartışmalarını kısmen de TCMB üzerindeki eleştirileri dengeliyor. Ancak, unutulmasın ki devam eden bir KKM’den çıkış süreci ve olmazsa olmaz enflasyon beklentilerinin kontrol altında tutulma çabaları var. O nedenle 2024’te liraya dair değerlendirmeler herkes için sürpriz etkisi barındırıyor.