Kış saati uygulamamak sandığımızdan karışık bir tercih
Her salı sabahı gazete yazım için konu düşünüyorum. Bu salı uyanıp dışarı baktığımda konuyu bulmam zor olmadı. Zira zifiri karanlıkta hiçbir şey görünmüyordu. Güneş İstanbul’da sabah 8:00’de doğuyor. Aralık ayında 8:30’da doğacak. Birkaç yıldır Türkiye yaz saatinden kış saatine dönmüyor. Konu sandığımız kadar basit değil. Gelin dünyada saat dilimiyle ilgili tartışmalara bakalım.
Avrupa Parlamentosu 2019 yılında saatlerin ileri geri alınması uygulamasına son verilmesine karar verdi. Karar henüz Avrupa Konseyi’nde onaylanmadı. Bir gün onaylanır mı bilinmez ama bu karar uygulansa bile Avrupa Birliği üyeleri yaz saatinde değil kış saatinde kalacak. Zaten aslında saatler her sene mart sonunda “bir saat ileri alınır.” Ekimde de aslına döner. Biz yaz saatinde kalarak aslında fiilen saat dilimimizi değiştirdik, bir saat ileri aldık. Yaz saati uygulamasına son verilmesinin artık enerji kullanımının saatten bağımsızlaştığına dair matematiksel olarak açıklanabilecek nedenleri olabilse de saat dilimini asıl yerinde değil yaz saatinde tutmak siyasi bir tercih. Mesela Avrupa’da akşam geç saatlere kadar dışarıda güneşte gezmeyi seven gençlerin yaz saatini, bir an evvel uyumak isteyen ihtiyarların kış saatini tercih ettiklerini gösteren anket sonuçları var.
Türkiye enine doğru geniş bir ülke. Aslında iki saat dilimini kapsayacak kadar genişiz. Bu dilimlerin biri İzmit’ten geçen diğeri Doğubeyazıt’tan geçen boylam tarafından temsil ediliyor. Eskiden saat ayarımızı İzmit’e göre yapıyorduk, şimdi Doğubeyazıt’a göre yapıyoruz. Günün süresini değiştirmek mümkün olmadığına göre, eğer kışın saatinizi Doğubeyazıt’a göre ayarlarsanız, Türkiye’nin batısında sabah güneş doğmuyor. Eğer İzmit’e göre ayarlarsanız Türkiye’nin doğusunda güneş saat 15.00’te batıyor. Dolayısıyla saat ayarı tercihi, batıda yaşayan çocuklar okula giderken güneş görsün mü yoksa doğuda yaşayan çocuklar okuldan sonra biraz dışarıda oynayabilsin mi tercihidir.
Bu sorunu yaşayan tek ülke biz değiliz. Mesela koskoca Çin’de de tek saat dilimi var. Tabii orada bu bir sorun olarak görülmüyor olabilir. Çin tüm saat ayarını Beijing/Şangay’a göre yapıyor. Ülkenin doğusunda kalan Urumçi’de güneş şu an sabah 9:30’da doğuyor. Coğrafyayı anlamak açısından söyleyelim: Urumçi, 5 saat ileri dilimde olduğu Doğubeyazıt’a Şangay’dan daha yakın. Bu arada, İstanbul da BuDapeşte’ye Doğubeyazıt’tan daha yakın.
1930’larda İspanya lideri General Franco, Hitler’e olan samimi hislerinden dolayı ülkesinin saat ayarını Almanya ile aynı dilime almıştı. Franco gitti ama İspanya’nın saat ayarı o gün bugündür aynı kaldı. İspanya komşusu Portekiz’den veya aynı boylamda olduğu İngiltere’den bir saat ileride. O nedenle bu sabah Madrid’de güneş 8:00’de doğdu. Yaz aylarında da 23:00’ten önce batmıyor. Görünen o ki, İspanyollar uzun yaz günlerinin eğlencesini karanlık kış sabahlarına tercih etmiş. Yapılan araştırmalara göre ortalama bir İspanyol’un uyku süresi Avrupalılardan günde 45 dakika az.
Avrupa Birliği’nin saat tercihine geri dönelim. Malum artık İngiltere AB’ye üye değil. AB’de yaz saatine son verilmesi halinde İngiltere’nin ne yapacağı meçhul. En çok korkan ülke ise İrlanda. Çünkü İrlanda adanın İngiltere’ye bağlı olan kuzey kısmı ile arasında saat farkı olsun istemiyor. Aynı sorunu bizim kalıcı yaz saatimizin ilk senesinde KKTC de yaşamıştı. Sonra biz Türkiye yerine adanın kalanına uyumlu olmayı tercih ederiz dediler. Şu an KKTC bizden bir saat geride.
Saat dilimleri sanayi toplumuyla beraber ortaya çıkmıştı. Temel gaye tren saatlerini tutturmaktı. O nedenle ABD’de saat dilimlerini Ulaştırma Bakanlığı düzenler. Geçen yüzyılın ikinci yarısında enerji kriziyle beraber yaz saati uygulaması başladı. Saat ayarı enerji bakanlıklarının konusu oldu. Bugün dünya değişti. Saat dilimi artık kendinizi dünyanın neresine yakın hissettiğinizin, sabah işe ya da okula gitmek zorunda olup olmadığınızın veya akşamları ne kadar dışarıda eğlenmek istediğinizin işareti. O nedenle de siyasi bir tercih.