Kırmızı alarm

Okan ALTAN
Okan ALTAN OTOMOTİVİN İÇİNDEN

Türkiye’nin otomotiv ihracatının neredeyse tamamının bağlı olduğu Avrupa otomobil endüstrisi, son yılların en zorlu dönemlerinden birini yaşıyor. 2024 yaz ayları sonunda yaşanan önceki yılın 900 binlerinden bu yıl 750 binlere gerileyen Ağustos ayı satışlarıyla %16,5’lik pazar düşüşü, sadece rakamlarla değil, aynı zamanda sektörün geleceği açısından da alarm veriyor. Avrupalı otomobil üreticilerinin tamamı, hem içten yanmalı motorlardan elektrikli araçlara geçişteki belirsizlikler hem de yetersiz yatırım nedeniyle büyük bir krizin eşiğine gelirken, üretimlerini üçte bir oranında kısmaya da başladılar… Bu manzarada bizim otomotiv sanayimizin de artık en azından sarı alarma geçmesi gerekiyor!..

Önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi, Avrupa otomotiv sektörünün çöküş riski sadece bir spekülasyon değil; aksine, artık açıkça görülen bir gerçek. AB Komisyonu direktifleriyle dayatılan ani geçişler, bir tarafta çok uzun zaman dilimlerinde hareket eden endüstriyi şaşkına çevirdi ve kısıtlı zaman sektördeki rekabeti azalttı, diğer yanda da “hangi yöne plan yapma” kararsızlıklarıyla Ar-Ge yatırımlarının düşmesine neden oldu.

Avrupa’nın otomotiv üreticilerinin piyasa koşullarının baskısı altında ezilmediğini kimse söylemez… Fakat, asırlık markaların bu değişimi yönetebilecek stratejilere sahip olmamaları da, çok şaşırtıcı!..

Özellikle, Türkiye’de biraz daha düşük ÖTV nedeniyle tam elektriklilerin daha cazip görünmesine karşın, Eylül sonunda bile halen yüzde 9’a bile ulaşamayan payı, Avrupa’da kamu teşviklerinin sona ermesiyle elektrikli araç pazarında yaşanan duraklama, sektörün geleceği için ve Avrupa’yı besleyen Türk tedarikçiler ciddi bir tehdit oluşturuyor.

Sektörün içinde bulunduğu bu derin kriz, yalnızca ekonomik bir sorun da değil, asıl öngörü eksiklikleri bu durumu tetikliyor. Çin’in elektrikli araç pazarındaki etkisi her geçen gün artarken, Avrupa'nın teknoloji alanında ne kadar geride kaldığı daha net dikkat çekiyor. Geçmişte düşük maliyetli üretim için uzaklara “tüm bildiklerini” taşıyan Avrupa, şimdi kendi pazarında geri planda kalma derdini yaşıyor.

Diğer yanda, tüketici algısı ve müşterilerin araçları benimsenmesindeki şarj alt yapı sorunları gibi engeller, sadece fiyat ve altyapı sorunlarıyla sınırlı değil; aynı zamanda derin bir kültürel değişim gerektiriyor. Otomobil, pek çok Avrupa ülkesi gibi Türkiye için de sadece bir ulaşım aracı değil, aynı zamanda bir statü sembolü… Elektrikli araçlar tercihlerinde bu algının değiştirilmesinin çok zaman alacağını tahmin etmek hiç zor değil.

Eğer Avrupa otomobil endüstrisi ve dolayısıyla Türkiye, gelecekteki tehditlerle başa çıkmak ve rekabet gücünü yeniden kazanmak istiyorsa, her yeni gelene “dur” demek için yeni koşullar ve vergilerle zaman kaybetmeden, rakiplerle el sıkışıp, onlardan teknolojilerini öğrenerek, acil ve etkili adımlar atması gerekiyor. İnovasyon ve sürdürülebilirlik stratejileri geliştirilmeli, aynı zamanda tüketici güvenini kazanacak çözümler düşünülmeli. Küçük veya daha ulaşılabilir mobilite unsurlarının hazırlanması da şart. Aksi takdirde, 2035 yılı için belirlenen hedefler için o kadar uğraşı boşa çıkacak ve kimse tam dönüşümü sağlayamayacağından, “ideal çevreci pazar”ı oluşturacak satış tahminleri tutturulamayacak.

Aslında, Türkiye ile Avrupa otomobil endüstrisinin, karşı karşıya olunan bu tehlikeyi fırsata çevirecek bir dönüm noktasında oldukları da düşünülebilir. Batı’nın “iş”i öğrettiği fakat sonra daha iyisini geliştiren ve kaçınılmaz elektriklenmeye tam 30 yıldır devlet politikası olarak karar veren, tüm tedariki elinde tutan Çinlilerle düşman olmak yerine, Stellantis’in Leapmotor ile gerçekleştirdiği gibi yepyeni ortaklıklarla radikal değişimlerle rekabet gücünü artırmak ve geleceği güvence altına almak da mümkün olabilir. Bu arada Togg’un da, zekice bir manevra yaparak, Çinli bir büyükle el sıkışmasının uluslararası genişleme adımlarına büyük katkı sağlayabileceği akla geliyor…

Aksi halde, Türkiye ve Avrupa otomotiv endüstrisi, hiç alışkın olmadığı devasa zorluklarla yüzleşmeye devam edecek…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ağır ceza 30 Eylül 2024
Türk gücü 23 Eylül 2024
Automechanika’da EVrim 16 Eylül 2024
Suda buluştular 09 Eylül 2024
Toplu hata mı? 02 Eylül 2024
Sismik etki 26 Ağustos 2024
Premium cephesi 19 Ağustos 2024
Zor bir savaş 12 Ağustos 2024
Gerçek tüketim 05 Ağustos 2024
2030 yol haritası 29 Temmuz 2024