Kılıçdaroğlu’nun Berlin yolculuğu
Siyaset ve ekonomide olağandışı gelişmelerin sıradanlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Geride bıraktığımız yıllar bize olağandışı gelişmeler yaşanırken sıcağı sıcağına keskin değerlendirmeler yapmanın, ileriye doğru iddialı kehanetlerde bulunmanın zaman içinde kişileri ve kurumları nasıl zor durumda bırakabildiğini hep gösterdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na siyaset yasağı getirebilecek devam eden yargı sürecini de bu kapsamda ele almak, erken ve ileri yorumlardan kaçınmak gerekir diye düşünüyorum. “İmamoğlu’nun siyasi hayatı bitti, aday olamayacak”, “Kılıçdaroğlu, yaklaşık bir ay önce belirlenen duruşma gününde Almanya’ya gitmeyecekti. Şimdi siyaseten çok zorlanacak” yorumlarını ve cumhurbaşkanlığı adaylık bahislerini bu kapsamda görüyorum.
Ayrıca ekonominin seçimler öncesinde siyaset dünyasındaki gelişmelere daha duyarlı hale geldiği bir döneme girdiğimizi not etmekte yarar var.
Algılar, yanılsamalar, gerçeklikler…
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ABD ve İngiltere gezilerinin ardından 14 Aralık’ta Almanya gezisine çıktı. Davetli gazeteciler arasında ben de EKONOMİ gazetesini temsilen bulunuyordum. Kılıçdaroğlu’nun Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen’i ziyaretiyle başlayan gezinin ilk saatlerinden itibaren İstanbul’da başlayan İmamoğlu duruşmasının stresi hissedilmeye başlandı. Mahkemenin İmamoğlu’nu siyasi yasaklı hale getirebilecek 2 yıl 7 aylık mahkumiyet kararı son dakika gelişmesi olarak cep telefonlarımıza düşmeden çok önce, CHP liderinin karara göre hemen İstanbul’a döneceği, kiralanan özel uçağın havaalanında hazır bekletildiği bilgisini aldık ve dikkatle not ettik. Berlin Teknik Üniversitesi ziyaretinin ardından öteki programlarını iptal ederek otele dönen Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ile birkaç kez telefonlaştı. Karar öncesinde ve sonrasında otelde çektiği iki videoyu Twitter’dan paylaştı. Karar açıklanır açıklanmaz da bizlere verdiği “Biz sonuna kadar adaleti savunacağız. Adaletsizliği yapanlara da bunu asla bırakmayacağız.” mesajıyla yola çıktı.
6’lı masa safları sıklaştırdı
Kılıçdaroğlu’nun uçağı dönüş yolunda 2,5 saatlik uçuş mesafesinde seyrederken, İyi Parti Lideri Meral Akşener, İstanbul’a giderek millet ittifakının seçtirdiği İmamoğlu’nu kucaklamıştı bile. İmamoğlu’nun yaptığı çağrı ve Kılıçdaroğlu’nun ertesi gün için 6’lı masa liderleriyle Saraçhane’de buluşma randevusu, zaman zaman tedirgin mesafede duran 6 partinin saflarını sıklaştırdı. Mahkeme kararının müstakbel adaylardan birini eleme olasılığının Cumhurbaşkanı adayını belirlemede zorlanması beklenen 6 lideri daha da bunaltabileceği öngörüsü şimdilik gerçekleşmedi.
Halkımız siyasi mağduru seviyor
Türkiye’nin yakın tarihine baktığımızda siyasi yasakların, adalet vicdanı ve demokrasi ruhunu örseleyen kararların, toplumun tepkisiyle karşılandığını belirgin bir şekilde görebiliyoruz. 12 Eylül’de darbeci generallerin siyaset yasağı getirdiği liderlerin hepsi ilerleyen dönemlerde teker teker siyasi önderliklerine geri döndüler, Başbakan, cumhurbaşkanı oldular. Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan başbakan olarak ülkeyi yönettiler. Demirel Türkiye’nin 9. Cumhurbaşkanı oldu. “28 Şubat bin yıl sürecek” iddiasındaki askeri vesayet, “muhtar bile olamaz” dediği Recep Tayyip Erdoğan’ı ülkenin başbakanı, cumhurbaşkanı olarak karşısında buldu.
Şimdi, İmamoğlu hakkında verilen karar istinaf mahkemesi ve Yargıtay süreçleri aşılmadığı için kesinleşmemiş olsa bile onu şimdiden Saraçhane meydanında siyaset mağduru ilan etti. İmamoğlu, cumhurbaşkanlığına aday olsa da olmasa da belki de ummadığı büyüklükte, uzun yıllar kullanabileceği bir siyasi sermaye hesabına yüklendi.
TESLA, Alman otomotiv sektörünü rahatsız etmiş
Kılıçdaroğlu, saatlerle ölçülen Almanya gezisinde sadece Berlin Teknik Üniversitesi ziyaretini gerçekleştirebildi. Ancak bu ziyarette verilen dünya teknoloji rekabeti, dijital dönüşüm ve Türkiye’den beyin göçüyle ilgili önemli mesajlar aklımıza kazındı.
Almanya’nın önemli yapay zeka ve dijital dönüşüm uzmanlarından Berlin Teknik Üniversitesi bünyesindeki devlet destekli ZEKI (Center for Tangible al Digitalization) teknoloji merkezinin başındaki Prof. Dr. Şahin Albayrak yaptığı sunumda ilginç bilgiler paylaştı. Kılıçdaroğlu’nun hemşehrisi, onun gibi Tunceli’nin Nazımiye ilçesine yakın bir köyde doğan Albayrak, bugün Alman devletinin büyük destek verdiği ve ülke sanayisinin gözbebeği otomotiv sektörünün dijitalleştirilmesine yönelik öncü çalışmaların toplandığı projeleri yönetiyor. Kısaltılmış isminin Türkçe çağrışımıyla Albayrak’ın doğduğu ülkeye sübliminal mesaj verdiğini düşündüren ZEKI teknoloji merkezi, 2 yıl önce kurulmuş. Almanya’nın otomotiv sektörünün dijitalleşmesine ayırdığı 2 milyar Euro’luk kaynağın önemli bölümünü bu merkez kullanıyor. Alman otomotiv devleri için geliştirilmiş, yapay zekayla çalışan, öğrenme yeteneğine sahip sürücüsüz otomobil ve otobüsler teknoloji merkezinin önünde sergileniyor. Almanya’nın 4 milyon kişinin çalıştığı otomotiv sektörünün dünya rekabetinde geri kalmasını istemediğini vurgulayan Prof. Dr. Albayrak’ın “Bugün dev Alman otomotiv firmalarının tamamını toplasanız bir TESLA etmiyor” sözünü dikkatle not ettik. Albayrak’ın üzülerek dile getirdiği Türkiye’den beyin göçüne ilişkin sözler de içimizi burktu. Albayrak, Berlin Teknik Üniversitesi’nin her yıl Türkiye’den 30 dolayında öğrenciyi davet ettiğini belirterek, “Bu öğrencileri Türkiye’ye döndükten 3-4 yıl sonra yeniden burada görmek beni çok üzüyor” dedi.
Yasa dışı ticaretin boyutu ve yol açtığı vergi kaybı korkutuyor
“Yasa dışı ticaretin yol açtığı vergi kaybı 50 milyar TL olarak hesaplanıyor. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu bu kaybın 2021 ÖTV gelirlerinin neredeyse dörtte birine ulaştığına dikkati çekiyor.”
Türkiye’de yüksek vergilerin suç oranını artırdığı yasa dışı ticaretin geldiği boyut ve yol açtığı vergi kaybı ürkütüyor. Artık dayanılmaz düzeye gelen yasa dışı ticaretle mücadele geçen hafta TOBB öncülüğünde Ankara’da yapılan ve bir bölümüne Ticaret Bakanı Mehmet Muş’un da katıldığı toplantıda masaya yatırıldı. Toplantıda TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun verdiği bilgiye göre, başta tütün, sigara, alkollü içki, akaryakıt ve cep telefonları olmak üzere sadece dört sektördeki vergi kaybının 50 milyar TL’yi aşmış durumda. Toplantıda Hisarcıklıoğlu’nun “Fazla vergi toplayayım derken, daha az toplamak riskiyle karşı karşıya kalıyoruz.” uyarısı dikkatle not edildi. Yapılan hesaplamalara göre sadece dört sektörde oluşan yaklaşık 50 milyar TL vergi kaybı 2022 ÖTV gelir hedefinin yüzde 15’ine karşılık geliyor. Toplantıda konuşan Ticaret Bakanı Mehmet Muş’un paylaştığı bilgiler ve işbirliği çağrısı sektör temsilcilerinin yüreğine su serpti.
Türkiye’de yasa dışı ticaretin büyüklüğü 17,2 milyar dolar
Uluslararası Şeffaflık Derneği bünyesinde Prof. Dr. Muhittin Acar ve Prof. Dr. Uğur Emek tarafından hazırlanan rapora göre, Türkiye’de yurt içi (yerli) sahte veya taklit piyasasının tahmini ortalama büyüklüğü 6,2 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. İthalat veya gümrük yollarıyla giren sahte veya taklit ürünler de hesaba katıldığında piyasanın tahmini ortalama büyüklüğü yaklaşık 17,2 milyar dolara çıkıyor. Devletin vergi kaybı ise yaklaşık 7,2 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Türkiye dahil 37 ülkede 37.000 tüketici, 150 iş insanı ve 75 kamu görevlisiyle görüşülerek hazırlanan, yasa dışı ticaret konulu bir ankete göre yasa dışı ticaretin büyüklüğü açısından Türkiye, 37 ülke içerisinde Ukrayna’dan sonra ikinci durumda bulunuyor.