“Kent Uzlaşısı” CHP’yi kurtarır mı?
Önceki yazıya “Yüksek Seçim Kurulu kararına göre siyasi partiler aday listelerini 20 Şubat Salı günü saat 17.00’ye kadar teslim edecek.
3 Mart Pazar günü kesin aday listeleri il ve ilçe seçim kurullarınca ilan edilecek.
Yani arada itirazlar, aday yenileme, adayların çekilmesi gibi durumlar için 12 günlük bir zaman olacak. Arada sürprizler olabilir mi göreceğiz.
Misal; kimi adayları değiştirme yetkisi tanınan Özgür Özel arada bir iki değişiklik yapar mı? Ya da DEM Parti kimi yerlerde adaylarını değiştirir mi? Dediğim gibi göreceğiz…” cümleleri ile başlamıştım. Evet, hala 3 Mart’a zaman var, ama değişiklikler de yapılmaya başlandı. Sanırım bu hafta içinde bir kaç değişiklik daha -tabi ki pazarlıklara bağlı olarak- gündeme gelecek.
İttifak mı, uzlaşı mı?
Olan biten nedir diye sorarsanız, CHP sıkıntıda olduğu yerlerde “Kent Uzlaşısı” adı altında DEM Parti ile işbirliği yapmaya çalışıyor. Pazarlıklar, deyim yerindeyse kıran kırana sürüyor. 14-28 Mayıs seçimlerindeki yenilgilerinin gerekçesi olarak, iktidarın gündeme getirdiği HEDEP / PKK işbirliği vurgusunun etkili olduğu yorumunu geçerli kabul ettiklerinden olsa gerek, aleni bir iş birliği / ittifak yapmaktan imtina ediyorlar.
Hatırlayın; bu iş birliği / ittifak ya da “kent uzlaşısı” hali o kadar pazarlığa bağlı ki aday listelerinin seçim kuruluna teslim edileceği 20 Şubat saat 17:00’ye kadar DEM Parti avukatları bir türlü listeleri teslim edemediler. Artık pazarlık sürdüğü için mi yoksa “biz beş dakika geç kaldık diye listelerimizi kabul etmediler” deyip aday çıkarmamayı kamufle etmek için mi listeleri teslim edemediler bilinmez.
Sanırım bu sürece ilişkin bilmediğimiz -öğrenirsek pek de olumlu yaklaşmayacağımız- kimi bilgiler seçim sonrası gündeme gelecek...
Pazarlık siyaseti: Merkez İstanbul
Neyse… Önce bir hafızamızı tazeleyelim: Doğu ve Güneydoğu’da kendi adaylarıyla yarışma kararı alan DEM Parti ile CHP arasında, halen CHP’de bulunan veya CHP’nin kazanmasının güçlü olduğu büyükşehirlerde ve bazı önemli kentler ile ilçelerde uzlaşma sağlanması hedefleniyordu. İki parti, CHP için en kritik illerin başında gelen İstanbul’un yanı sıra Ankara, Adana, Antalya, Hatay, İzmir, Manisa, Mersin ve Şanlıurfa’da kent uzlaşısı arayışı için masaya oturmuştu.
Ancak DEM Parti önce İstanbul, Ankara, Antalya’da kendi adaylarını çıkarma kararı aldı. Uzlaşma sağlanan yerlere daha sonra İstanbul’un Esenyurt ilçesi de eklendi. CHP, Esenyurt’ta daha önce açıkladığı adayını çekip DEM Parti ile uzlaşma doğrultusunda Ahmet Özer’i aday gösterince, DEM Parti bu ilçede aday çıkarmaktan vazgeçti.
İstanbul’daki duruma daha yakından bakarsak geldiğimiz noktada tablo şöyle oluştu: Taban baskısı ve CHP ile görüşmelerde istediği sonucu alamayan DEM Parti, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Meral Danış Beştaş ve Murat Çepni’yi aday göstermesine karşın, 39 ilçeden aralarında partinin güçlü olduğu Esenyurt, Sancaktepe, Sultangazi, Avcılar’ın da bulunduğu 22 ilçede aday çıkarmadı.
Büyükşehirde grup kuracak sayıya ulaşmak isteyen DEM Parti’nin birçok ilçede seçilebilir yerlerden belediye meclis üyeliğine aday gösterildiği belirtiliyor.
DEM Parti’nin aday çıkarma kararı aldığı ilçeler; Beykoz, Kadıköy, Sultanbeyli, Ümraniye, Adalar, Arnavutköy, Esenler, Gaziosmanpaşa, Kağıthane, Sultangazi, Beşiktaş, Bakırköy, Başakşehir, Beylikdüzü, Güngören, Küçükçekmece, Büyükçekmece.
Bunlar aynı zamanda CHP’nin yüksek oy almayı beklediği yerler. Dolayısıyla İBB başkanlığı seçimi için de kritik öneme sahipler.
Ya diğer iller?
DEM Parti son ana kadar İzmir ve Adana’da aday çıkarmama eğilimindeydi. Ancak, özellikle Adana’da DEM Parti ile CHP’nin yerel örgütleri arasında belediye meclis üyeliklerinde yaşanan anlaşmazlık nedeniyle, parti büyükşehirde aday çıkarma kararı aldı.
Adana’nın Yüreğir ilçesinde kent uzlaşısı kapsamında CHP aday çıkarmayı düşünmüyordu. Ancak, son anda yaşanan uzlaşmazlık nedeniyle DEM Parti büyükşehirde, CHP de Yüreğir’de aday çıkarma kararı aldı.
İzmir’de Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’le devam edilmesini savunan DEM Parti, CHP’nin aday olarak açıkladığı Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay için, “Tanışmadığımız, elini sıkmadığımız birkaç belediye başkanından biri” diyordu.
Son ana kadar aday çıkarmamaya yakın olan DEM Parti, aday listelerinin teslim edildiği gün, eski İzmir Milletvekili Akın Birdal ve avukat Türkan Aslan’ı eş büyükşehir belediye başkan adayı olarak gösterdi. CHP’nin mevcut belediye başkanlarını aday gösterdiği Ankara, Antalya ve Aydın’da ise DEM Parti, adayların partilerine yaklaşımlarını gerekçe göstererek aday çıkarma kararı aldı.
CHP’nin Hatay’da Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ı tepkilere rağmen yeniden aday göstermesi nedeniyle bu kentte de DEM Parti aday çıkardı.
Kulisler ne diyor?
Siyasi partiler aday listelerini 20 Şubat’ta teslim etti. Ancak partiler; listelere itirazlar, istifa veya sağlık sorunları, ölüm gibi nedenlerle yaşanacak boşalmaları tamamlamak için 2 Mart’a kadar belirledikleri yeni isimleri Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) bildirebiliyor. CHP ve DEM Parti kulislerinde 2 Mart’a işaret edilerek, özellikle belediye meclis üyeliklerinin tespitinde yaşanan sıkıntıların çözülmesi halinde bazı yerlerde kent uzlaşısının sağlanma ihtimalinin bulunduğunu konuşuluyor.
Bu kapsamda Mersin’de büyük olasılıkla uzlaşma sağlanabileceği ve DEM Parti’nin adayını çekebileceği belirtiliyor. Adana için de, daha düşük ihtimal olmasına karşın, DEM Parti’nin büyükşehir belediye başkan adaylarının çekilmesi mümkün görülüyor.
Ve fakat bütün bu olup bitenler gerek seçmen, gerek partili taban nezdinde, gerekse tarihi misyon açısından CHP’yi içine düştüğü tartışmalı durumdan kurtarır mı?..