“Kem âlât ile kemâlât” olmaz
Eski bir deyim olan başlığın günümüz Türkçesi: Kötü alet-araç ile iyi bir iş, iyi bir şey yapılmaz.
Konu TÜRSAB yasasında yapılacak değişiklik.
Kısa adı TÜRSAB olan Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği’nin kuruluşunu düzenleyen 14/9/1972 tarihli 1618 sayılı yasa bundan 51 yıl önce çıktı. Bu süre içinde çeşitli dönemlerde yasanın bazı bölümlerinde kimi değişiklikler yapıldı. Yönetmeliği değiştirildi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un yılın dokuz aylık dönemine ilişkin verileri açıklayıp değerlendirmelerde bulunmak üzere İstanbul Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlediği basın toplantısında TÜRSAB yasasının değiştirileceğini, son aşamaya gelen hazırlıkların tamamlanması ile 1618 sayılı yasa değişiklik tasarısını meclise sunacaklarını söyledi.
Sayın bakanın son aşamaya geldiğini söylediği kamuoyu ve meslek örgütlerinin içinde nelerin olduğunu henüz bilmediği taslak üzerinden çeşitli spekülasyonlar yapılıyor.
Uğur Mumcu’nun deyimiyle “bilgisi olmadan fikri olanlar” çeşitli yorumlar yapıyor.
Taslak açıklanmadığı için neler içerdiği bilinmese de sızıntılar oluyor.
Bunlardan biri AKP’nin barolarda uygulamaya başladığı ele geçiremediğin meslek örgütüne yandaşlar için paralel örgüt yaratma girişiminin bu kez TÜRSAB’da yapılmak istenmesidir. İddiaya göre baro gibi üyeliğin zorunlu olduğu TÜRSAB’ta belli sayıda üyeler bir araya gelip ayrı bir örgüt kurabilecek.
Şunu hemen söyleyelim. Baro’da yaptınız da ne oldu. Adı var kendi yok bir yere bir kişiye koltuk verilmesi dışında hukuka, mesleğe, o mesleği yapanlara ne yararı oldu?
Benzer şey yapılacaksa TÜRSAB’dan ayrılan üyelerin değişik adlar altında oluşturduğu TÜRSAB’cıklar oluşturmaktan başka bir işe yaramaz.
Bu, sayın bakanın konuyla ilgili açıklaması üzerine TÜRSAB’ın tasfiye edilmek istendiği yorumlarına dayanak oluşturuyor.
Şunu da söyleyelim:
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın atamasıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı makamına oturan Mehmet Ersoy’un sahibi olduğu ETS tur da TÜRSAB üyesidir.
Meslek örgütüne üyelik kişilere göre değişmez.
Şubeleriyle birlikte 14 bine yaklaşan seyahat acenteleri Başaran Ulusoy başkan iken de Firuz Bağlıkaya başkan iken de meslek örgütüne üyedir.
Meslek örgütleri ve benzer oluşumlara kişisel değil kurumsal olarak bakmak gerekir. O kurumların başında dün biri vardı bugün başkası var, yarın da bir başkası olur. Kişiler geçici kurumlar kalıcıdır. Dolayısıyla bu konuya kişisel değil kurumsal bakmak gerekir.
2015 yılında o günkü TÜRSAB yönetimine karşı Firuz Bağlıkaya ile birlikte ortak liste çıkaran Mehmet Ersoy bakan olduktan sonra bilinmeyen nedenlerle Firuz Bağlıkaya ile ilişkileri bozuldu diye meslek örgütüne karşı tavır alıyor..
Sayın Ersoy’un bakanlık makamına oturtulduğu günden beri içinden geldiği meslek örgütü TÜRSAB’a karşı tutumu en hafif deyimle ne yazık hep olumsuz oldu. Ama öyle olmamalı.
Nedeni bilinmeyen kişisel anlaşmazlığında bakanlık makamını meslek örgütüne karşı kullandı.
O kadar ki TÜRSAB seçimlerinde sevmediği kişilere karşı çıkan adayları makamında ağırlayıp açıkça destekleyerek taraf oldu.
Bakanın konuyla ilgili açıklama yapmasından sonra da olsa, açıklamadan önce olsaydı daha iyi olurdu, TÜRSAB yöneticilerini konuyla ilgili görüşmeye çağırması, görüşlerini almak için ise doğru, gerekli ve yerindedir. Bu görüşme “onlarla da görüştüm” diyerek bildiğini okumak için değil gerçekten işin tarafı olan meslek örgütünün görüş ve değerlendirmelerinin alınması için yapılmış olmalı.
Doğru olan işin kendisi kadar bu işin nasıl yapılacağı, hangi araçların kullanılıp hangi yöntemin uygulanacağı da önemlidir.
Buna dikkat edilmezse doğru iş yanlış eylem ile gölgelenir.
Onun için diyoruz ki “Kem âlât ile kemâlât olmaz!“