‘Kazan-kazan’la dünyada spor sponsorluğu ekonomisi 57 milyar doları buluyor

Vahap MUNYAR
Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

20 yılı aşkın süredir sponsorluk projelerinde yer alan Rana Erkan Tabanca, 17 yıl Alarko Holding’in turizm grubunda çalışan, birlikte iş yaptıkları Tuğba Parlak’a öneride bulundu:

- Gel sponsorluk projelerini işe dönüştürelim.

Rana Erkan Tabanca ile Tuğba Parlak’ın sponsorluk konusunu ortak kurdukları işe dönüştürme adımları pandemi dönemine denk geldi. Kollar sıvandı, şu ana fikirden yola çıkıldı:

- Sponsorluk çift taraflı kazanç sağlar. Sponsor olan, pazarlamanın bir parçası olarak faydayı görür. Sponsorluk desteği alan da organizasyonunu, işini, etkinliğini mali açıdan rahatlayarak yapar.

İki ortak bu işi yeni döneme uygun kurguladı, bir yazılım yaptırdı, adını da sponsorluk konusuna uygun belirledi:

 ● We-link-you…

Yapılan işin tanımı da şöyle ortaya konuldu:

● We-link-you, bir dijital sponsorluk platformudur. Hem proje, hem sponsor tarafına hizmet sağlayan çift mekanizmalı we-link-you platform, yenilikçi projeler ile vizyoner markalar arasında köprü görevi görür.

Geçenlerde Tuğba Parlak’la buluştuk, dünyada ve Türkiye’de sponsorluk sektörünü, 6-7 ay önce devreye giren yeni iş modellerini konuştuk:

- Yıllardır klasik yöntemlerle yürüyen sponsorluk süreçlerine, daha erişilebilir, daha hızlı kılmak adına dijital dünyaya adapte edip, tüm işlemleri bir platformda gerçekleştirebileceğimiz yepyeni bir bakış açısı ekledik.

Sistemin işleyişini şöyle anlattı:

- Markalar, kendilerine katma değer sağlayacak çok çeşitli ve farklı kategorilerden projelere erişebiliyor, hepsini aynı anda görerek değerlendirmeler yapabiliyor. Tek bir platform üzerinden sponsorluklarını tamamlayabiliyor.

Sponsorluklarda artış olduğunu vurguladı:

- Sponsorlukların etkisini sosyal medyadan ölçmek mümkün olabiliyor. Yansımaları ortaya çıkıyor. Kurumlar, sponsorluğu pazarlamanın bir alt parçası olarak görüyor.

“we-link-you” sitesinde 15’e yakın projenin yer aldığını kaydedip, örnekler verdi:

● Transanatolia 2022: 2 kadın ralli yarışçı, Hatay’dan Eskişehir’e 8 gün sürecek zorlu yarış için sponsor arıyor.

● Büyükada Gece Koşusu: Ekim ayında gerçekleşecek gece koşusu organizasyonuna sponsor aranıyor.

● Mamut Art 10. Yılı: Eylül sonu-Ekim başı gerçekleşecek.

● Saffet Emre Tonguç: 40 yıla yaklaşan deneyimlerini bir aplikasyonda paylaşıyor. Bu app ile dünyayı gezmek mümkün. Markalar, bu app’i sahiplenebilir.

Tuğba Parlak’a sponsorluk ekonomisinin parasal boyutunu sordum, Nike ve Adidas örneğinden yola çıktı:

- Nike’ın 2021’de yaptığı sponsorluk anlaşmalarının 600 milyon doları aştığı tahmin ediliyor. Adidas da 343 milyon dolarlık harcamayla ikinci sırada yer alıyor.

Dünyada spor kategorisi sponsorluklarıyla ilgili veri üzerinde durdu:

- Globalde spor kategorisi sponsorlukları 2020’de 57 milyar dolar dolayındaydı. 2027’de 90 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

Türkiye’deki durumu 3 büyük kulübün açıklanmış bilgileri üzerinden örnekledi:

● Galatasaray: Açıklanan verilere göre yıllık sponsorluk geliri 207 milyon lira.

● Beşiktaş: Açıklanan önceki verilere göre 196 milyon lira ile ikinci sırada idi. Rain anlaşması ile ilk sıraya yükseldiği tahmin ediliyor.

● Fenerbahçe: Açıklanan verilere göre 1 yıllık toplam sponsorluk geliri 186 milyon lira.

Ardından sponsorluk konusunda şu noktanın altını çizdi:

- Şirketler ve kurumlar normal şartlarda ulaşamayacakları kitlelere sponsorluk yoluyla ulaşabiliyor. Sponsorlukta tabiri caizse atılan taşın biraz büyük olmasında yarar var. O zaman daha çok görünür olabilir.

“we-link-you”nun şu özelliğine vurgu yaptı:

- Çok şeffaf işleyen bir sistemimiz var.

Sponsorluk ekonomisi konuşulurken, dünyadan genellikle Nike ve Adidas gibi markalardan örnekler veriliyor. Çünkü, söz konusu markalar sponsorluklara yaptığı harcamayı açıklıyor.

“We-link-you”, sponsorluk konusunda tarafları şeffaf buluşturan bir platform ortamı yaratmış görünüyor.

Aynı “şeffaf hava” yapılan harcamalar için de oluşturulamaz mı?

Sektörü için 500 bin kitaba imza attı, bilgiyi hep çoğalttı

AYTERM Tesisat Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Özaktaç, 2020 yılı Aralık ayında bir link gönderdi:

● www.gunesisi.com

Ardından aradı:

- Rüknettin Küçükçalı abimiz sektörümüzün duayenidir. Sektörümüzle ilgili çok sayıda kitap hazırladı, yazdı. Çok eğitici, öğretici hizmetleri oldu. Şimdi kitaplarını internette de ücretsiz paylaştı.

Linke tıkladım, birçok kitap kapağının alt bölümünde Makine Yüksek Mühendisi Rüknettin Küçükçalı imzalı yazıya baktım:

- Mekanik tesisat konusundaki deneyimlerimizi, seminerler ve sempozyum bildirileri, teknik dergilerde yayımlanan makaleler ile 32 kitabı sizlerle paylaştık. Kitaplar takım çalışmasıyla hazırlandı, belirli aralıklarla güncellendi. Toplamda 500 bini aşkın kitap basıldı.

Rüknettin Küçükçalı, Isısan Kitaplarının proje ve uygulamada kullanılabilecek teorik ve pratik bilgileri içerdiğini kaydetti:

- Kitapları tesisat proje bürolarına, tesisat müteahhitlerine, tesisat mühendislerine, mimari bürolara, uygulama ekiplerine, işletmecilere, üniversitelerin mühendislik, teknik yüksek okul kütüphanelerine ve öğretim üyelerine ulaştırdık.

Sonra ekledi:

- Isısan Kitaplarının son baskılarını (12 kitap) bu defa internet ortamında sizlere ulaştırmak istiyorum. Amacım, bilginin kaybolmadan saklanabilmesi, daha geniş kitlelere kolaylıkla ulaşabilmesi. Bilginin paylaşılarak çoğalması.

Linkin uzantılarını okurken, Rüknettin Küçükçalı’nın sektördeki rolünü de gözden geçirdim. 1972 İTÜ Makine Fakültesi mezunu Küçükçalı, Türbosan ve Sungurlar’da çalıştı. 1975’te Isısan’ı kurdu. 2002 yılı Aralık ayında Isısan’ın yüzde 80’ini Buderus’a sattı, şirkette Yönetim Kurulu Başkanlığı görevi Kasım 2008’e kadar sürdü.

Kasım 2008’de Isısan’daki 33 yıllık çalışma hayatını noktalarken şu mesajları verdi:

● “Yatay yönetim”i benimsedik, “Herkes daha iyisini yapmakta serbest” dedik. Sorumluluk alan, işini rüyasında gören daha başarılı oluyor.

● Isısan’dan, “Ters giden birşeyler olduğu için” değil, “Her şey yolunda olduğu için, çok donanımlı, genç bir kadromuz olduğu için” ayrılıyorum.

● Nelere üzülürüm: Gelir dağılımındaki büyük farka, ekolojik dengenin bozulmasına, siyasetin kirlenmesine.

Kurban Bayramı’nda üzücü haberi kardeşi Nurettin Küçükçalı verdi:

- Abim Rüknettin Küçükçalı’yı kaybettik.

Ardından Ahmet Özaktaç, sosyal medyada paylaştı:

- Ah be güzel abim, bayram harçlıkları alınmış bir çocuk gibi bırakıp gittin beni. Ömrümün 35 senesinde ustam, akıl hocam, yol gösterenim oldun.

Rüknettin Küçükçalı’ya Allah’tan rahmet diliyorum…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar