Kayıt dışı yok, kayıtsızlık var
Vergi söz konusu olunca “ekonomi kayıt dışında” diyorlar ya… Bu; bayatlamış kullanışsız bir ezber artık. Maliye, Gelir İdaresi, defterdarlıklar, GBT, EDS, oteller, gümrük kapıları, devlet daireleri… Aslında kamuyu öylesine fazla veriye boğduk ki sormayın.Yeter ki bir şey bilmek istesin; bilebiliyor.
Misal Gelir İdaresi… Ne yaptık, ne vergi borcun var, kaç trafik cezan ne kadar gecikmiş… Her şeyi biliyor. E-tebligat ile cebine mesaj gönderiyor, e-postana ulaşıyor. e-devlet kullananlar, tüm verilerimizin en küçük detayına kadar bilindiğini tecrübe edebilirler. Her şey artık kamuya “ayan!”
KAYDA DEĞER BAŞARI OLMAYIŞI BU YÜZDEN
Mademki kayıt dışında değiliz, o halde neden vergi adaletsizliğini, bütçe açıklarını kayıt dışı bahanesine bağlıyoruz? “Efendim, ekonomi kayıt dışında olduğu için…” diye başlayan cümleler, asla doğru değildir ve büyük ihtimalle bunu söyleyen, sorunu kendi sorumluluk alanı dışına öteliyordur.
Bana göre kayıt dışı, bilerek, isteyerek kaydın dışında tutulan “imtiyazlılar” alanıdır. Kamuda kaydı var fakat kamu bu kayıtlara kayıtsız kalıyorsa, kayda girme enayiliğinde veya zorunluluğunda kalan bizleri vergilendirmek istiyordur. Kayıt dışına kayıtsızlık varsa kayda değer başarı olamaz zaten.
İKİ SORU İKİ CEVAP / Stratejiye dair…
Kayıt dışı kimlere imtiyaz sağlıyor?
Öncelikle imtiyazlı sınıflara… Misal yandaşa, candaşa… Bürokratlar ve siyasilerle yakın temasta olanlara… Nepotizmkadrolarına… Kamu ile şeffaf ilişkisi olmayanlara. Karanlık, kanun dışı, yasa tanımazlara… Kazandığını, vergiden maliyeden kaçırmak isteyenlere… Kısacası dışarıdaki tilkilere…
Kayıt dışı kimleri mağdur ediyor?
Kümesteki kazları… Maaşını, ücretini eline almadan önce vergisi kesilenleri… Vergisini zamanında ödeyen ve bu yüzden enayi yerine konulan mükellefleri… Üretim sevdalısı sanayicileri, ihracat için yurtdışında müşteri kovalayan dürüst satıcıları… Kurala uyan, yasaya saygı gösteren bizim gibileri…
not/KAYIT DIŞINA GÖZ YUMUYOR, HARCAMADAN YAKALAMIYOR, YAKAMDAN DÜŞMÜYORSUN…
Ey yüce Maliye… Tüm kayıtlar elinde. Ey Merkez Bankası, tüm sağlam veriler sende… Aslında kafana vergi toplamayı koysan, bunu başaracaksın. Bilişim teknolojileri, yapay zeka bu işe yaramıyorsa ne işe yarıyor ki… Kayıt dışına göz yumma ki vergi alabil. Oysa sen bizim gibilerin yakasından düşmüyorsun.
Vergi verilmez alınır. Bu söz 3,800 yıl önce yaşamış Babil Kralı Hammurabi’ye ait. Caddelere diktiği dev tabletlere “yasaların bilinirliği” ilkesini icat etmekle kalmamış, kanunlarıyla tarihe mal olmuştu. Büyük tablette; “vergi vermeyenin kellesi gider” yazıyordu. Kelleler de gitti vergiler de verilmedi.
Bakan Şimşek, gelir beyanındaki sıkıntılardan söz ederken; “kuyumcu 16 bin, doktor 27 bin, avukat 17 bin lira aylık matrah bildirmiş” diyordu. Belli ki insanlar gelirlerini beyan etmiyor. 4 milyon ev sahibinin kira beyanı vermediği gibi. Ne kadar uğraşırsak uğraşalım, geliri doğru beyan ettiremiyoruz.
Oysa bilişim devrimi, paranın izini sürmekte son derece mahir. Harcamaları izlemede inanılmaz yetenekli… Algoritmalar ve yapay zekâ yardımıyla pekâlâ kimin ne harcadığını izleyebilir ve buradan yola çıkarak gelirini hesaplar, doğru ve adil vergi salabiliriz. Kayıt dışı kayda gelmiyor, biz ona gidelim.
Nitekim Şimşek; yapay zekâ algoritmalarını mükelleflerin üzerine salacağını söylüyordu. Bu sözü unutmuş değiliz. Çalışmalar ne boyutta? Cevap bekliyorum. Umarım dediğini yapar, sonucu görürüz.