Kayıp yıl
Ülke olarak zor bir yıl geçirdik. Aslında 2020’ye iyi başladık. Yüzde 5’lik büyüme hedefi, tek haneli enflasyon beklentisi, 55 milyon turist tahmini vardı. Türkiye ekonomisi ilk çeyrekte yüzde 4,5 büyüdü. Sonrası malum. Tepetakla gittik. Ardından kamu bankaları öncülüğünde büyük bir kredi genişlemesi yaşandı. Özel bankalar bu partiye kerhen katıldılar. Bankalar belli koşulları sağlayabilmek için, kredi geçmişi iyi olan müşterilerini arayarak, ‘‘Yeter ki kredi alın. En kötü size Türk Lirası (TL) mevduat yaparız. Bir kaybınız olmaz’’ dediler. Bu paraları alanlar; altına, dolara, hisse senedine, otomobile yatırdılar. Yatırımcı hepsinden kazandı. Tabii uygulanan bu politikanın ekonomi için sonuçları kötü oldu. Cari açık patladı. Enflasyon uçtu gitti. Böyle bir seneyi, 35 milyar dolar döviz açığı, yüzde 14 enflasyon ile kapatacağız. Gerçek işsizlik oranını, kısa çalışma ödeneği ve işten çıkarma yasağı gibi uygulamalar nedeniyle bilmiyoruz.
2021 için herkes pozitif düşünüyor. Dünya piyasalarında likidite bolluğu sürecek. Gelişmiş ülkelerin finansal varlıklarının değerlemeleri yüksek, gelişen ülkelerin varlıklarının fiyatları ucuz gözüküyor. Türkiye piyasaları bundan faydalanabilir. İsteğimiz sıcak paranın gelmesidir. Girişler başladı. 13 Kasım’da 82 milyar dolar olan Merkez Bankası’nın brüt rezervleri, geçen hafta 92 milyar dolara yükseldi. Bunun 4 milyar doları tahvil-bono ve hisse senedine girdi. Kalan 6 milyar dolar, yüzde 18’lere ulaşan TL mevduat getirisinden ve TL’nin değerlenmesiyle oluşabilecek ekstra kazançtan faydalanmak için geldi. Bu kısmın vadesi 30 günden azdır. Dünyada rahat alınıp satılan para birimleri arasında en yüksek getiriyi TL sunuyor. Temel amacın enflasyonu düşürmek olduğu bu yeni dönem yabancıya hem enflasyonun üzerinde faiz, hem de TL’den kazanmayı vadediyor. Piyasada son günlerde yüzde 20 faiz dillendiriliyor. Yılbaşından sonra kısa vadeli girişler hızlanabilir.
Kayıp yıl ifadesini, virüs nedeniyle yakınlarını kaybeden, işinden olan insanlar için kullandım. Pandeminin; psikolojik, sosyolojik yansımalarını orta vadede göreceğiz. Kısa vade için ana gündem maddesi; ekonomik temelin güçlendirilmesidir. Bunu için, bir kez daha sıcak paraya ihtiyaç var.
Herkese sağlıklı bir yıl diliyorum.