Kati ithalata dönüştürmede hesaplanan gecikme zammının KDV matrahına ilave edilmesi sorunu
Ezgi Türkmen
VERGİ PORTALI
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın görüşü çerçevesinde, Gümrükler Genel Müdürlüğü tarafından, Bölge Müdürlükleri’ne gönderilen 03.11.2023 tarihli yazı ile Dahilde İşleme Rejimi (DİR) veya geçici ithalat rejimi kapsamında getirilen ve gümrük vergileri teminata bağlanan eşyaların, kati ithalata çevrilmesi durumunda, Gümrük Kanunu’nun 207. maddesi gereğince ortaya çıkan gecikme zammının KDV matrahına eklenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bölge Müdürlükleri tarafından bağlı Gümrük Müdürlükleri’ne gerekli bildirimler yapılarak, ilgili rejimlerden kati ithalata çevrilen eşyaya ilişkin işlemlerin sorgulanması, teminata bağlanan gümrük vergileri için ödenen gecikme zammının KDV matrahına eklenmediğinin tespiti halinde Gümrük Kanunu’nun 234. maddesi uyarınca işlem yapılması talimatlandırılmıştır. Gümrük yükümlüleri nezdinde ek bir mali külfet doğuran söz konusu uygulamanın, aşağıda da değerlendirildiği üzere kanuna, hukuka ve kanunilik ilkesine aykırı olduğunu düşünmekteyiz.
Konunun çıkış noktası ve gelinen son durum
Yapılan bir inceleme neticesinde düzenlenen inceleme raporunda, gümrük müfettişleri tarafından, DİR veya geçici ithalat rejimi kapsamında getirilen ve gümrük vergileri teminata bağlanan eşyaların, kati ithalata çevrilmesi durumunda ortaya çıkan gecikme zammının KDV matrahına eklenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Ticaret Bakanlığı, konunun açıklık kazanmasını sağlamak ve yanlış uygulamaların önünü almak maksadıyla, konuyla ilgili Gelir İdaresi Başkanlığı’nın görüşünü almıştır. Gelir İdaresi Başkanlığı, 08.02.2023 tarihli yazısında, Gümrük Kanunu’nun 207. maddesi uyarınca tahsil edilen gecikme zammının KDV Kanunun 21/c maddesi uyarınca ithalatta KDV matrahına dahil edilmesi gerektiği açıkça belirtilmiştir.
Gümrükler Genel Müdürlüğü 03.11.2023 tarihli yazısında, öncelikle yukarıda bahsedilen Gelir İdaresi Başkanlığı’nın görüşüne yer vererek, bu görüşe uygun olarak, Gümrük Kanunu’nun 207. Maddesi uyarınca hesaplanan gecikme zammının, KDV Kanunun 21/c maddesinde düzenlenen ithalatta KDV matrahına dahil edilmesi, gecikme zammının KDV matrahına eklenmediğinin tespiti halinde Gümrük Kanunu’nun 234. maddesi uyarınca işlem yapılmasını talimatandırmıştır.
Değerlendirmemiz
KDV Kanunu’nun 21. maddesinde, “İthalatta, verginin matrahı aşağıda gösterilen unsurların toplamıdır” dendikten sonra, “c” fıkrasında, “gümrük beyannamesinin tescil tarihine kadar yapılan diğer giderler ve ödemelerden vergilendirilmeyenler ile mal bedeli üzerinden hesaplanan fiyat farkı, kur farkı gibi ödemeler”in KDV’nin matrahına ilave edileceği düzenlenmiştir.
Gümrük Kanunu’nun 181. maddesi uyarınca, ithalatta gümrük yükümlülüğü gümrük beyannamesinin tescil tarihinde başlamaktadır. Yani, ithalat beyannamesi tescil edilmeden önce, vergi ve buna bağlı alacakların hesaplanabilmesi ve tahsil edilmesi mümkün değildir. Bu çerçevede öncelikle belirtmek isteriz ki, hesaplanabilmesi dahi beyannamenin tescil edilmesine bağlı olan bir alacağın, tescil tarihinden önce doğduğu söylenemez. Bu nedenle, hesaplanan gecikme zammının, KDV Kanunu'nun 21. maddesinin aradığı şekilde, beyannamenin tescilinden önce doğmadığını, bu uygulamanın, kanuna, hukuka ve verginin yasallığı ilkesine aykırı olduğunu ve ithalatta ödenen KDV matrahına dahil edilmemesi gerektiğini düşünmekteyiz.
Kaldı ki, DİR veya geçici ithalat rejimi kapsamında getirilen ve gümrük vergileri teminata bağlanan eşyaların, kati ithalata çevrilmesi durumunda, KDV de hesaplanmakta ve bu KDV yine Gümrük Kanunu’nun 207. maddesi kapsamında gecikme zammı ile tahsil edilmektedir. Bu zammın, tekrar dönüp KDV matrahına eklenmesi ne KDV uygulaması ne de vergi hukuku genel mantığı ile bağdaşmaktadır.
Ayrıca, bir an için bu uygulamanın doğru olduğunu kabul etsek dahi, gecikme zammının ithalatta ödenen KDV matrahına dahil edilmemesinin, Gümrük Kanunu’nun 234. maddesinin aradığı şekilde 3 kat ceza uygulanmasını gerektirecek bir durum olmadığı da ortadadır.
Bu nedenle ek tahakkuk ve ceza kararı ile karşı karşıya kalan firmaların, hem bu işlemlere karşı kanun yoluna başvurmak, hem de bundan sonraki ithalatlardaki uygulamalarını belirginleştirmek için, somut durum ve maddi faydayı gözeterek gümrük hukuku konusunda uzman kişilerle beraber bir değerlendirme yapmasını öneriyoruz.