Kasaplar can çekişiyor Berlin’de kırmızı et pazarını Türkler ve Araplar kontrol ediyor
Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın “Süt ve Sığır Et Üretimi ve Pazarlaması” programı kapsamında ziyaret ettiğimiz Berlin Kasaplar Odası ve Berlin Et Hali’nde özellikle Türk firmaları et ticaretinde önemli rol üstleniyor.
ALMANYA’DA KIRMIZI ET FİYATINI BELİRLEYEN FAKTÖRLER
1- Maliyetlerin çok yükselmesi nedeniyle üreticilerin besiciliği bırakması ve ürün arzının azalması.
2- Kesimhanede maliyetlerin artması ve yeni getirilen mevzuata uyum sağlamada yaşanan güçlükler.
3- Hayvan refahı için hayvan naklinde daha az hayvan taşınabilir olması. Daha az hayvan taşınması maliyetleri artırıyor.
4- Ukrayna krizi nedeniyle yem fiyatlarının aşırı yükselmesi.
5- Vegan ve vejeteryanların artması ile et tüketiminin azalacağı endişesi ile üretimden çekilmelerin artması.
6- Brezilya’dan işlenmiş et ithalatındaki zorluklar ve bavulun fiyatının artması.
Berlin’de kırmızı etin pazarlanmasında Türklerin önemli rolü var. Berlin Toptan Meyve Hali’nin bir bölümünde yer alan et halinde faaliyet gösteren Türk firmaları kesimhanelerden aldıkları karkas eti işleyerek pazarlamasını yapıyor.
Zincir marketlerin et satışı yapması kasapların kapanmasına yol açarken, vegan sayısının artması, üretim ve tüketimin azalması et sektöründe faaliyet gösterenleri ve elbette kasapları endişelendiriyor.
Berlin Kasaplar Odası Başkanı Martin Stock’un verdiği bilgilere göre Doğu ve Batı Almanya birleştiğinde 1990 yılında Kasaplar Odası’nın 2 bin üyesi vardı. Bugün üye sayısı 60’a kadar düşerken, Berlin’de 70 kasap var. Dev marketlerin et satışına da girmesi kasaplığı yok etme noktasına getirdiğini belirten Martin Stock’un anlattıkları özetle şöyle: “Klasik kasap dükkanı olarak bugün 70 kasap kaldı. EDK, Lidl, ve daha bir çok zincir market bu işe girince kasaplık can çekişmeye başladı. Kırmızı et ticaretinde Euro Gıda, Inter Gıda gibi dev Türk firmaları var. Kasapların yerini büyük marketler aldı. Bulunduğumuz et hali olarak geçiyor. Burada ticaret yapanların yüzde 80’i Türk veya Arap. Burada 2019 yılına kadar mesleki eğitim okulu vardı. Et konusunda Almanya’da tanımlanmış iki meslek grubu var. Birisi kasaplık. Eti parçalar, ürün üretir ve servis yapar. Diğeri et satış görevlisi. Etin pazarlamasını yapar. Bu iki meslek için üç yıllık eğitim gerekiyor. Son derece kapsamlı ve zor bir eğitim. Gıda kimyasallarını, gıda mevzuatını bilmeniz gerekiyor. Müfredatı çok ağır. Bu nedenle eğitime başlayan çok olsa da tamamlayan çok az kişi oluyor. Bu nedenle en önemli sorunumuz kalifiye eleman bulmak. Yani kasap bulamıyoruz. Sadece Almanya’da değil dünyada da en büyük sorun kalifiye eleman bulamamak. Şu anda kasap olan ve bu işten çekilmek zorunda kalanların en büyük sorunu işi devredecek birini bulamamaları. Kasap sayısı bu nedenle 2000’den 70’e düştü. Kapanma sebepleri arasında ilk sırada işi devredecek genç olmaması. İkincisi de değişen mevzuat kuralları çerçevesinde ruhsat alınamaması.”
Kasap maaşı brüt 5 bin Euro
Martin Stock’un anlattığına göre, kasap dükkanı açabilmek için kasaplık eğitimi almanız ve ustabaşı belgenizin olması gerekiyor. Böyle bir şart Almanya ve Avusturya’da geçerli. Diğer ülkelerde böyle bir mesleki tanımlama yok. Daha önce bu şart sadece kasap dükkanı açmak için isteniyordu. 2018’de mahkeme kararı ile tüm marketlerde et reyonu varsa ve satış yapıyorsanız yine ustabaşı çalıştırmak zorundasınız. Ambalajlı ürün satıyorsanız böyle bir zorunluluk yok. Almanya’da büyük bir ustabaşı açığı var. Eskiden mesleki eğitim verdikten sonra en az beş yıl deneyim kazandıktan sonra ustabaşı olunurken bu açıktan dolayı şimdi kalfalıktan mezun olur olmaz ustabaşı sınavına giriliyor ve iki gün süren sınavı başarıyla geçen ustabaşı olarak işe başlayabiliyor.
Düşük gelirliler marketi, yüksek gelirliler kasabı tercih ediyor
Zincir marketlerin et işine girmesi ve daha ucuza satmaları nedeniyle düşük gelirli olanların marketten et aldığını belirten Stock: “Orta gelir düzeyi ve yüksek gelirli olanlar küçük kasap dükkanlarını tercih ediyor. Şeffaflık, kişiye özel hizmet tüketici açısından önemli. Tüketici yüksek fiyattı ödemeyi ama karşılığında kaliteli ürün almak için kasapları tercih ediyor. Kasaplar genellikle Brandenburg’tan alınan hayvanlardan elde edilen et ve et ürünlerini satıyor. Çok uzaklardan hayvan alımı tüketici tarafından tercih edilmiyor. Çiftçilerle işbirliği içinde olan kasap başarılı olur. Piyasada iyi bir konuma sahip olur. Ayrıca marketlerde olmayan ürünleri de sunabiliyor. Bölgesellik, yerellik çok önemli. Arjantin’den,Brezilya’dan gelen eti satmak yerine yakın yerlerden alması kasap için avantajlı bir durum. Tüketici de yakından alınan hayvanların etini tercih ediyor. Dar gelirliler ise ucuz eti tercih ediyor. Berlin’de sosyal yardım alanların oranı yüzde 36 olduğu dikkate alındığında onlar için ucuzluk çok daha önemli. Hayvan hastalıkları konusunda da kasapların daha özenli olduğunu söyleyebiliriz. Domuz vebası ve bazı hastalıklarda, BSE (deli dana hastalığı) gibi hastalıklarda uzmanlaşmış kasap dükkanları sınavdan başarıyla geçti” bilgisini verdi.
Organik et pazarı düşük, veganlık artıyor
Organik et konusunun çok konuşulmasına ve gündemde olmasına rağmen Pazar payının küçük olduğuna dikkat çeken Martin Stock şunları söyledi: “Et pazarında organik pazarına bakıldığında domuzda yüzde 2, sığırda ise yüzde 3,5 seviyesinde. Almanya ağırlıklı olarak domuz etinden besleniyor. Tüketilen etin yüzde 70’i işlenmiş domuz eti. Sığır eti tüketimi yüzde 13 seviyesinde. Kalanı da koyun, kuzu, kanatlı vb. etler. Almanya’da vegan ve vejeteryan olanların sayısı artıyor. Bu nedenle bazı kasaplar hizmet verirken vegan ve vejeteryan olanlara da hizmet veriyor. Diiyelim birisi geliyor bir parti vereceğini ve kasaba sipariş veriyor. Kasaba 30 misafirim olacak. Bunlardan 5’i vegan, 3’ü vejeteryan. Kasap ona göre siparişi alıyor ve bu hizmeti sunuyor. Hatta vegan ve vejeteryan menüler daha çok para kazandırıyor. Daha da ilginci vegan, vejeteryan olan kasap arkadaşlarımız var. Bir üniversitede yapılan ankete katılanların yüzde 70’i sadece vegan ve vejeteryan öğün çıkmasını istemiş. Bundan sonra gerçekten vegan sayısında artış olacak ve et üretimi ve tüketimi azalacak. Ben 15 yıldır böcek tüketmemek için direniyorum ama galiba en iyi protein kaynağı olarak böcek tüketimine yönelme olacak.”
Ette tağşişin cezası 250 bin Euro
Ette tağşiş, sahtekarlık yapılmasının cezasının çok ağır olduğunu ve işyerinin kapatılmasına kadar ağır cezalar olduğunu belirten Berlin Kasaplar Odası Başkanı Martin Stock: “Bozulmuş et samanın cezası 250 bin Euro. Yanlış bilgi,deklarasyon yapılmışsa 50 bin euro ceza veriliyor. Dükkanın kapatılmasına kadar uzanan cezalar var. Bir kasap dükkanı kapatıldığında koşulları yerine getirirse yeniden açabilir. Fakat, müşterisini kaybeder. Yani kapanan dükkan ölmüş demektir” dedi.
Ukrayna savaşı maliyetleri artırdı
Et fiyatının Ukrayna savaşı ile ciddi olarak arttığını bunun da özellikle yem fiyatlarındaki artıştan kaynaklandığını belirten Stock: “Genel olarak fiyat artışını belirleyen faktörler var. Kesimhane maliyeti fiyatı artıyor. Mevzuat ve yeni yasal düzenlemeler, nakliye gibi önemli faktörler var. Ama en önemlisi Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan kriz. Yem fiyatları iki ayda yüzde 400 artı. Protein vb. maddeler ayrıca maliyeti arttırıyor. Almanya ve Avrupa Birliği’nde fiyatların daha da artabileceğini gösteriyor. En önemlisi hayvan koruma, hayvan refahı, iklim ve çevre koruma konuları. Geleceğimizi bunlar belirleyecek. Gıdada bunlar belirleyici konular olacak. Et niş ürün olacak. Fiyatı yüksek olacak. İnsanlar tüketemeyecek. Süt sektöründe de gelişme aynı olacak. Sentetik ürünler devreye girecek. En büyük sorunumuz iklim değişikliği olacak. Avrupa Birliği’nde iklim değişikliği nedeniyle hayvancılık yapılamayacak bölgeler olacak.” yorumunu yaptı.
Berlin toptan et pazarında iki Türk
Gezi kapsamında Berlin Toptancı Hali’nde toptan et ticareti ile uğraşan Afes Limited Şirketinin sahibi Metin Karakoyun ve Avrupa Türk Döner Üreticileri Derneği Yönetm Kurulu Başkanı Gürsel Ülber ile buluştuk.
Almanya’ya eğitim amacıyla gelen ve et sektöründe uzmanlaşan Metin Karakoyun 1980 yılından beri sektörün içinde. Metin Karakoyun’un verdiği bilgilere göre, Almanya’da karkas etin 450 kiloluk bir dananın ortalama 4.50 ve 4.80 Euro’dan satıldığını söyledi. Kırmızı etin belli kategorilere göre satıldığını hatırlatan Karakoyun, “Burada dana, inek eti farklı kategorilerde değerlendirilerek ona göre pazarlanıyor. Türkiye’de de bu mevzuat var ama uygulanmıyor. Biz eti karkas 4 parça olarak kesimhanelerden alıyoruz ve burada işledikten sonra piyasaya veriyoruz. Dönercilerden 15 ton et alan da var, 3 ton alanda var. Bonfilenin kilosu 30 Euro, kıyma 6 Euro. Büyük bir fark var. Türkiye’de bu fark yok. Kuşbaşı fiyatına bonfile alınıyor Türkiye’de. Burada ise değerli et değerinde satılıyor” dedi.
Türkiye’de tekelleşme var
Et piyasasının Türkiye’de birkaç firma tarafından yönlendirildiğini iddia eden Karakoyun şunları söyledi: “Almanya’da et fiyatı arz talebe göre piyasada belirleniyor. Fakat, Türkiye’de fiyatı belirleyen bir kaç firma var. Adeta tekelleşme var. Onlar fiyatın düşmesini engelliyorlar. Almanya’da böyle bir harekete izin vermezler çok büyük cezası var. Hayvan kesimi çok olduğunda fiyat düşer, az olunca fiyat yükselir. Yani piyasa arz ve talebe göre oluşur.”
Avrupa’da ihraç edilecek hayvan ve et yok
Almanya’da ve Avrupa’da en yeterli et ve canlı hayvan olmadığını belirten Karakoyun: “Bundan iki ay önce karkas et 6 euroya kadar çıktı. Çünkü Avrupa’nın hiçbir ülkesinde ürün yok. Bugünlerde duyuyoruz Türkiye’nin yeniden ithalat yapacağı konuşuluyor. Avrupa’da ürün yok. Bugün 30 tır karkas et istiyorum deseniz bulmanız mümkün değil. Burada da çiftçi sayısı azalıyor. Hayvancılığı bırakanlar çok. Yetiştirici kalmadı. Çünkü para kazanamıyorlar. Ayrıca mevzuat çok ağırlaştı. Tüketimde de bir azalma var. Vegan sayısı çok arttı. Vegan lahmacun, vegan döner yapılıyor. Yine organik et tüketimine bir yönelme var. Tüketici sağlıklı güvenli et istiyor. Kimyasal istemiyor. Buna uygun üretim yapmak zorundasınız” bilgisini verdi.
Taşıma maliyetleri Brezilya’dan ithalatı azalttı
Avrupa Türk Döner Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Ülber, nakliye maliyetlerinin çok artması nedeniyle Brezilya’dan eskisi gibi et ithalatının çok yapılamadığını belirterek: “Daha önce 2 bin dolara gelen bşir konteyner şimdi 2 bin dolar oldu. Bu maliyetlerle ithalatın yapılması kolay değil. Bu nedenle Güney Amerika’dan ithalat azaldı. İçeride de yeterli üretim olmayınca fiyatlar artıyor. Son dönemde çiftçinin sattığı hayvanın, karkasın fiyatında bir düşüş oldu. Fakat, kesimhanelerin maliyeti artınca bu tüketici fiyatlarına yansımdı” dedi.