Kartalkaya faciasının düşündürdükleri

Şeref OĞUZ
Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Felaketler, ders çıkarılmadığında kendini yineler. Aynı gaflet altında aynı ihmaller aynı kayıpları getirecektir. Ders, biz öğrenene kadar devam eder. Ediyor da…

Albert Camus; “Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın” der Veba romanında… Doğrudur… Ülkeme bakıyorum insanlarımızın nasıl öldüğüne dair olağandışı ölümlere tanık oluyorum. Narin, sahte içki, yangın, deprem, sel ve daha bilmem nice farklı afet, bela

Kartalkaya otelinde 66 canımız yandı, bitti, kül oldu ve 51 insanımız yaralandı. Bu, ne ilk felaket ne de son olacak fakat… Acaba böylesi korkunç felaketten ders çıkarabilecek miyiz? Kamunun ilk refleksi, bölgeye gönderdiği müfettiş, uzman sayısıyla övünmek olmuş. Oysa felaket çok daha derin bir konu.

 

Yangın bilinci gelişmeyince

Hatırlıyorum; Uzungöl’de ahşap otellerden birinin sahibine soruyoruz; “Neden yangın merdivenini ahşaptan yaptın?” Cevap; fıkranın ötesine taşıyor ve bir akıl tutulmasına işaret ediyor; “Çünkü dekoratif olmasını istedim.” İşin ilginç yanı Kartalkaya otelinde yangın merdiveni filan da yoktu.

Bizde yangın tatbikatı yoktur. Olanlar da tatbikat olduğunu bilir, hatta sirenler çalarken masasından dahi kalkmaz. Yangına karşı yağmurlama tedbiri de çoğu otelde kapalı tutulur, zira sigara içenler dumandan üzerine su yağsın istemezler. Peki ya acil çıkış? Müşteriler dâhil kimse yolunu dahi bilmez.

İKİ SORU İKİ CEVAP / Stratejiye dair…

Denetim neden yok?

Aslında sözde var ama özde yok. Yangın merdiveni, acil çıkış kapıları, yangın söndürme tüpleri, depremde yapılacaklar, otelin afete yönelik alması gereken tedbirler… Neredeyse tümü göstermelik vardır fakat ya uygulanmaz, ya da ahlaksız tekliflerle geçiştirilir. Denetim değil baştan savmak var.

Ders alabilecek miyiz?

Elbette ancak yeterince değil… Geçen yıl Beşiktaş’taki gece kulübü yangınında 29 canımız gitti ve yerin 2 kat altındaki bu mekâna ruhsat veren, denetlemeyen belediye özür dahi dilemedi. Tutuklanan 11 kişiyi de saldılar. Kısaca bu yangında olan; ölen ve yaralanan canlarımıza oldu. Gel de kahretme

not/ Can kayıplarımız istatistik değildir

Felaketlerin ardından takınılacak 2 tutum vardır; 1-Sebepleri araştırılır ve bir daha tekrar edilmesin diye önlemler geliştirilir. 2-Bahane üretilir, suçlu aranır ve facianın unutulması zamana bırakılır. Bizde ne yazık ki ikinci yöntem geçerlidir. Lütfen bu olayın fikri takibini yapın, göreceksiniz ki unutturulacak.

Bölgeye gönderilen bakan, bakmayan, üst düzey yetkililer, fellik fellik suçlu arayacak. İçeri tıkacak sorumlu belirleyecek. Sonra da “anında müdahale ettik, tedbir aldık” diye övünülecek. Oysa yangın öncesi alınmalıydı o tedbirler. Sorumluluktan sıyrılmak için ölenlere dahi kabahat bulabilecekler.

İnsan bir istatistik değildir. “66 ölüm var” demek, 66 hayatın yok edilmesi demektir. Can kaybının artmasından endişe ediliyor demek dahi ölümleri rakamlarla örtme gayretidir. Her insan bir evrendir ve onu öldürerek, ölümüne yol açarak kâinatı yok ediyorsun demektir. Tedbir bunun neresinde?

Ben, otel müşterisi olarak acaba sorumlu davranıyor muyum? Cevabım ne yazık ki hayır. Otele girdiğimde yangın merdiveni var diye araştırıyor muyum? Kapının arkasındaki kaçış krokisini inceliyor muyum? Yağmurlama sisteminin çalıştığından emin olabiliyor muyum? Resepsiyonu arayıp deprem sırasında nerede toplanılacağını soruyor muyum? Ne yazık ki “hayır” diyorum zira yapmıyorum.

Netice; Kartalkaya faciası, tedbirsizlik tarihimize yüz karası olarak geçecektir. Umarım yinelenmez.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
ŞEREF OĞUZ YAZDI... 14 Ocak 2025