Karbon ayak izi…

Hilmi DEVELİ
Hilmi DEVELİ EKONOMİDE SATIR ARASI

Avrupa Yeşil Anlaşması ile (European Green Deal), AB'nin 2050 yılına kadar iklim açısından “karbon nötr bir Avrupa “olma ve 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını 1990 yılına kıyasla en az yüzde 50 azaltmayı hedeflediğini, bu bağlamda karbon ayak izine göre karbon sınır vergisi uygulanmasını da içeren maddesinin Avrupa'ya ihracat yapan firmalarımızı ilgilendirdiğini anımsatarak karbon ayak izine ilişkin açık kaynaklardan derlediğim bilgileri paylaşacağım.

Karbon ayak izi kavramı, doksanlı yıllarda sürdürülebilirlik savunucusu olan William E. Rees ve Mathis Wackernagel tarafından öne sürülen ekolojik ayak izi kavramından türetildi.

Karbon ayak izi, küresel ısınmanın başlıca sorumlusu olarak gösterilen, karbondioksit cinsinden ölçülen, üretilen sera gazı miktarı açısından bireylerin ve şirketlerin doğrudan veya kullandığı ürünlerin üretimi açısından enerji kullanımıyla dünyaya bıraktıkları zarar anlamına gelmektedir.

Bir başka ifade ile karbon ayak izi, birim karbondioksit cinsinden ölçülen, üretilen sera gazı miktarı açısından insan faaliyetlerinin çevreye verdiği zararın ölçüsüdür.

Karbon ayak izi iki ana parçadan oluşur

Birincil ayak izi, evsel enerji tüketimi ve ulaşım (söz gelimi araba ve uçak) dahil olmak üzere fosil yakıtlarının yanmasından ortaya çıkan doğrudan CO2 emisyonlarının,

İkincil ayak izi ise kullandığımız ürünlerin tüm yaşamın döngüsünden bu ürünlerin imalatı ve en sonunda bozulmalarıyla ilgili olan dolaylı CO2 emisyonlarının ölçüsüdür.

- Emisyon, bir materyalin yüzeyinin radyasyon ile çevreye zararlı etkileri olan her türlü gaz, sıvı ve katı atık yayma yeteneğidir.

Örneğin her birimiz seyahat şeklimiz, yediğimiz besinler, tükettiğimiz enerji miktarı gibi birçok farklı faaliyet sonucu atmosfere sera gazları yayarız.

- Sera gazları, “sera etkisi”ne neden olan ve dünya atmosferindeki en çok ısı tutma özelliğine neden olan gazlardır.

 Güneş’ten gelen ışınlar, dünya atmosferini geçer, yeryüzüne çarpar ve yeryüzünden yansıyarak etrafını ısıtır.

Çeşitli gazlardan oluşan atmosfer yayılan ısının bir kısmını tutar ve yeryüzünün ısı kaybını engeller.

Bu sayede doğanın ihtiyacı olan ısı dengesi de sağlanmış olur.

Bu şekilde gerçekleşen atmosferin ısıtma ve yalıtma etkisine sera etkisi denir.

Dünya’da sera etkisine neden olan başlıca gazlar; su buharı (H2O), karbondioksit (CO2), metan (CH4) ve ozondur (O3).

 Doğal yollarla oluşan sera gazlarının bir kısmı da insan faaliyetleri sonucu ortaya çıkar.

Ancak insan faaliyetleri, bu gazların gereğinden fazla üretilmesini ve yeryüzünün kaldırabileceğinden fazla oranda ısınmasına da neden olur.

Fosil yakıtların kullanımı, arazi kullanımı değişiklikleri, ormansızlaştırma ve sanayi süreçleri gibi insan faaliyetleri atmosfere salınan sera gazı birikimlerindeki hızlı artışın doğal sera etkisini kuvvetlendirmesi sonucunda yerkürenin ortalama yüzey sıcaklıkları artmış ve iklimde değişiklikler olmaya başlamıştır.

Buna da iklim değişikliği denmektedir.

Bu zararlı etkileri tanımak ve hesaplamak için kullanılan en önemli hesaplama çalışması karbon ayak izidir.

Sektörlere göre sera gazı salım oranları…

Sektörlere göre sera gazı salım oranlarına bakıldığında en büyük pay elektrik ve ısı üretimine, ardından da taşımacılığa ait.

Karbon ayak iznine neden olan unsurlar;

- Enerji tüketimi: Endüstriyel işlemler, ulaşım, fosil yakıt kullanımı, ısıtma ve soğutma, elektrik kullanımı gibi faaliyetlerin toplamı yüksek oranda enerji tüketir ve CO2 emisyonunu artırır.

Aslında bir insan ihtiyacını karşılamak için yapılan herhangi bir faaliyet, karbondioksit yayan enerji tüketimi gerektirir diyebiliriz.

 Dolayısıyla tüketilen enerji arttıkça yayılan CO2 de artacaktır.

- Sanayileşme: 18. ve 19. yüzyıllarda başlayan sanayi devrimi ile birlikte CO2 salınımı kontrolsüzce ve önemli bir ivme kazanarak artmıştır.

 Bunun nedeni ise, sanayileşme ile büyük oranda tüketilen fosil yakıtlar ve karbon salınımını absorbe edecek doğal alanların azalmasıdır.

- Tarım ve hayvancılık: Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki çoğu tarımsal sürecin halen sadece ticari amaçlarla yürütülmesi ve canlı hayvanların seri üretimi atmosfere büyük oranda metan gazı salar.

Metan gazı da sera etkisi yaratan gazlardan biridir.

- Atık maddeler: Dünya’daki atık madde miktarı olması gerekenden çok üst bir seviyededir. Bu nedenle de bitki örtüsü, bölge hayvanları ve okyanuslar ciddi oranda zarar görür.

- Modern yaşam tarzı: İnsanların günlük aktivitelerinin artması ve yoğunlaşması, işlerini daha hızlı ve verimli şekilde yapabilmeleri için çeşitli alışkanlıklar ve teknolojileri geliştirmiştir.  Gelişen bu teknoloji ve alışkanlıklar ise kullanılabilir kaynak tüketimini artırır.

 Bu kısır gibi görünen döngü içerisinde çevreye yayılan karbondioksit miktarı sürekli olarak artar. Benzin veya dizel tüketen araçlar, son teknoloji ile donatılmış evler ve binalar, elektronik cihazların üretimi de bu hasara katkı sağlar.

- Hava yolculuğu: Hava yolculuğunu modern yaşam tarzından ayrı bir başlık olarak açmamızın nedeni, havalimanları ve hava yolculuklarının diğer ulaşım çeşitlerine oranla çok daha büyük orada karbondioksit yaymasıdır. İlgilenenlere yararlı olacağına inandığım “karbon ayak izi”ne ilişkin bilgiler özetle bunlar..

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar