Karanlık odada siyah kedi aramak
Şu sıra veri bulanıklığını fazlaca konuşuyoruz. TÜİK’in Temmuz enfl asyon rakamını %9,5 diye açıklaması, her şeyin çift haneli arttığı ayda, “resmi verilerin itibarını” bir kez daha gündeme getirdi. Hani indirimli satış etiketindeki 10 lira değil de 9,99 lira der gibi… Peki, bulanık veri işe yarıyor mu?
Aslında yaramıyor. Zira karanlık odada siyah kedi aramak zordur; hele ki odada kedi yoksa… Ayrıca ilan ettiğin rakam resmi ve hukuki nitelik taşıyorsa, memur, işçi, asgari ücretli zamlarında kıstas oluşturuyor, ev sahibi&kiracı arasında belirleyici oluyorsa… Ama sorun şu ki veri yanlış, yalan…
VERİYE GÜVEN KAYBOLDUĞUNDA…
Soru şudur; veri dürüstlüğü ortadan kalkarsa ekonomiyi nasıl yöneteceksiniz? Araba metaforunu kullanalım; hız göstergen eksik gösteriyor, yakıt ibresi hileli, hararet verisi soğukta hâlâ… Ya su kaynatırsın, ya virajda savrulursun. Ama direksiyonda iyi olsan da arabanın yolda kalacağı kesindir.
Misal sağlık verilerini çarpıtabilir ve iç siyasette yandaşına üfürebilirsin de elin yabancısı onları “güvenilmez” bulur ve seni gri listeden çıkarmaz. Örneğin enfl asyon verilerini, yönetime şirin görünmek için TÜİK üzerinden servis edersin de inanılmayınca ENA, İTO ve diğerlerine itibar edilir.
İKİ SORU İKİ CEVAP
1-TÜİK’e güvenmiyorsak kime güveneceğiz?
Aslında her veriye temkinli yaklaşmalı, akıl süzgecinden geçirmeli, farklı kaynaklardan doğrulamalı… İnternet herkesin cebinde ve sorgulayan bir zihin yapısında isen, veri sahtekârları seni kolayca etkileyemez. Veriyi kontrol et, körü körüne inanma…
2-Verinin güvenilirliği nasıl anlaşılır?
Akla yakın olmalı, söylenenden önce söyleyene bakmalı, propaganda malzemesi, reklam kokan, abartılı veriden uzak durmalı… Aylık enfl asyon %9,5 derken pazardaki fiyatlar %50 zamlanmışsa o veriyi ciddiye almamalı… Veri, onu üreten kurumun saygınlığı kadar güvenilir olacaktır.
not
YALAN VERİ BUMERANG GİBİDİR, ATANI VURAN SİLAHA DÖNÜŞÜR
Türkiye, veri dürüstlüğünü kaybetmiştir. Bu, başımıza gelebilecek belaların en büyüklerindendir. Zira ölçemezsen bilemezsin, bilemezsen yönetemezsin. Eskiden bunu denemiş ve fena halde çuvallamıştık. Devletin resmi ama gayriciddi veri üreticisi TÜİK, yalan makinesine dönüşüvermiştir.
İşsizlik, enflasyon, salgın, büyüme ve diğerleri… Eğer doğru verilerle yola çıkmaz isek, kendimizi kandırırız. Geçen yıl yaylada birine soru sordular; “memura zam yüzde kaç oldu?” diye… Adam; parti üyesiymiş; “Yüzde 38 net” deyiverdi. Sordum; “emin misin?” diye. Cevap; “Tabii ki eminim…”
Yalanı böylesine pervasızca sarf edersen, yalancı çoban olmanın ötesine geçersin ve helâk olursun. Eski dilde yalanın adı “kezzap” idi. Kezzap, yani yakıcı, yani asit yani mahveden… Veri, dürüstlüğünü kaybetmeye görsün, eğrin doğruna karışır ve sonunda pişman olursun.
Herkes veri kullanır ve herkes veri üretir. Eğer güvenilir veri talep ediyorsan, sen de gerçeği söyle, çarptırma, abartma, saklama… Unutma ki köyün girişinde söylediğin yalana, köyün çıkışında sen de inanırsın… Hele ki sosyal medyanın böylesi yaygın kullanıldığı zamanda…
Veri; servettir. Onu koru… Yalan veri, bumerang gibidir zira atanı vuran alete dönüşebilir.