Kan kokusu almış köpek balıkları
A. LEVENT ALKAN
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek Brookings Institutede’da mükellef bir sunum yaptı. Yabancı yatırımcılarda temel beklenti enflasyonu düşüşüydü. Yabancı yatırımcı enflasyon düşüşünü neden ister”? Oysa ana vatanındaki ABD Doları zenginliğinin TL karşılığı girerken görece yüksek bir kurdan, çıkarken de yine görece düşük bir kurdan olsun yeter. Bunlar üstüne basa basa enflasyon hedefindeki başarıya odaklanıyorlar. Olmazsa olmaz şartları enflasyonu kontrol edebilmemiz. Enflasyon uluslararası finans sistemi için şu nedenlerle büyük önemdedir:
i) Düşük enflasyon ortamı, ekonomik stabilizasyon için yaşamsaldır.
Steve Keen, 2022’deki “New Economics” kitabında, “Ortamda şu an için herhangi bir kriz yaşanmıyor olabilir. Gergin koşullar yeterince uzunca bir süre devam ederse, er ya da geç kriz oluşacaktır”, derken benzer bir durumun altını çizmektedir.
ii) Ne kadar enflasyon varsa, o kadar da devalüasyon olması gerektiği öngörülür. Aşağı yukarı sapmalar olsa da, bir denge arayışı olacağı varsayımı, değerlemelere yansır. Risk yönetiminde Türkiye’de kalıcı yüksek enflasyon ortamı yaşanması durumunda, kura süpekülatif atak olabilir.
iii) Şirketlerin yüksek enflasyonda davranışları gözlenmek istenecektir. Türkiye pandemi, deprem gibi gerekçelerle enflasyon muhasebesine geçişini ertelemişti. Siyasi otoriteyle icracı kurumlar arasındaki otonomi yabancıların güvenini artırmak için çok önemlidir. Yüksek enflasyonun, bilançolarda kısa vadeli yüksek faiz yükü oluşturması beklenir. Yatırımların geri dönüş hızı, yüksek enflasyonun borçlanma maliyetinin altında kalabilir. Yani bir anlamda yabancı yatırımcılar, “denizde kan kokusunu alan köpek balıkları” gibi hareket edebilirler.
iv) Neoliberalizmde doğanın kanunu geçerlidir. Güçler konuşur. Büyük balık küçük balığı yutar. Amerikan siyaset bilimci Kelly M Greenhill (Kalifornia Üniversitesi’nde lisans, MIT’de doktora, Harward’tan da CSS) ABD’nin ulusal güvenlik konularında en yetkili danışmalarından birisidir. Kitlesel nüfus hareketliliğinin bir dış politika aparatı olarak, yöneltildiği ülke için yıkıcı etkiler yaratabileceğine değinir. 2010 yılındaki makalesinde Greenhill, bunun bir silah kadar etkili olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. Bu önemli siyaset bilimcinin işaret ettiği argümanlar, yabancı yatırımcıların kafasında “geçişlere açık sınırlarıyla” bulunan bir Türkiye’de yatırım yapmak, şeklinde olmaktadır. Ortam pazarlık için bizim şirketlerin fiyatlarını baskılayıcı bir unsura dönüşebilmektedir. Borsaya girişte isteksizdirler. Enflasyon muhasebesi karları ve satışları aşağı çekince, şirketlerin de piyasa değerlerini aşağı gelmesi isteniyor olabilir. Ancak bu durum 2025’te terse döner. Türkiye stabilizasyonu sağlayabilirse çok ucuzdur.
Bütçede üst düzeyin yüksek temsil, ağırlama, güvenlik, koruma masraflarının devasa boyutu; düşündükçe, düşündüren yıkıcı bir düşüncedir. Bütçe gelirleri içinde vazgeçilen vergiler toplamı 2024 yılı için 2,210 trilyon TL’dir. Yahu zaten toplayacağımız vergi 7,400 trilyon TL. Dikkat lütfen. Yaklaşık %30’ndan vazgeçiliyor. 3’ün 1’i muaf tutuluyor. Yabancı yatırımcı, bu koşullarda 2027’de %2,5 bütçe açığı hedefine inanmakta çok zorlanır. Programın yumuşak karnı budur.
Kaynak: 25 Ekim 2024 tarihinde Maliye Ekonomi bakanının Brookling Ins’teki sunumu. Kelly M Greenhill, Weapons of Mass Migration: Forced Displacement as an Instrument of Coercion; Strategic Insights, v.9, issue 1 (Spring Summer 2010).