Kamu kurumlarından olan alacaklarla ilgili özellikli hususlar
Ahmet ARSLAN - CPA, MBA
Birey ve işletmeler özel sektör kurumlarının yansıra kamu kurumlarıyla da borç-alacak ilişkilerine girebilmektedir. Söz konusu ilişki genellikle kamu idarelerine mal ve hizmet satışından kaynaklanmaktadır.
Kamu idarelerine mal ve hizmet satışından doğan alacaklar da özel hukuk hükümlerine tabi olmakla birlikte özel sektör işletmelerinden farklı olarak kamu kurumlarının mal ve hizmet alımı ile hak edişlerin tahakkuku ve ödenmesi özel olarak kanunlarla düzenlenmiş olduğundan kamu kurumlarına yapılan mal ve hizmet satışından doğan alacaklar bazı özellikler arz etmektedir.
Özellik arz eden bazı hususlar aşağıda başlıklar halinde açıklandığı şekildedir.
1. Kamu kurumlarına fatura kesilmesi alacağın varlığına delil teşkil eder mi?
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre, bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Bununla birlikte, söz konusu kanun hükmü süresinde itiraz edilmeyen faturanın alacağın varlığına karine oluşturmasına ilişkin olup, ilgili mevzuat ve emsal yargı içtihatlarına göre, faturanın bir alacağın veya borcun varlığına delil teşkil edebilmesi için;
1- Faturanın taraflar arasındaki akdi ilişkiye (sözleşme) dayanarak düzenlenmiş olması,
2- Fatura konusu mal ve hizmetin alıcıya teslim edildiğinin kanıtlanması da, gerekmektedir.
Kamu idarelerine kesilen faturaların ise yukarıda sayılan hususlara ilave olarak fatura konusu mal veya hizmet alımının kamu harcama mevzuatında öngörülen prosedür ve süreçler izlenerek gerçekleştirildiğinin yetkili kamu görevlilerince düzenlenen belgelerle ortaya konulmuş olması da gerekmektedir.
2. Kamu kurumlarına kesilen faturalar kaç gün içinde ödenir?
Kamu kurumlarına kesilen faturaların kaç gün içinde ödeneceği, mal, hizmet ve yapım işlerine ilişkin tip sözleşmelerde yer alan vadeye ilişkin sözleşme maddesinde belirtilen sürede ödenir.
Bununla birlikte, hizmet alımları ve yapım işlerinde hak ediş raporu, yüklenici veya vekili tarafından imzalandığı tarihten başlamak üzere en geç sözleşmesinde yazılı sürenin sonunda, eğer sözleşmede bu hususta bir kayıt yoksa 30 gün içinde tahakkuka bağlanır. Bu tarihten başlamak üzere 30 gün içinde de ödeme yapılır.
Dolayısıyla, taraflar sözleşmelerde hak ediş raporunun tahakkuk tarihine ilişkin düzenleme yapmak suretiyle ödeme süresini daha uzun bir vadeye yayabilir.
3. Vadesinde ödenmeyen alacaklar için ne yapılabilir?
Vadesinde ödenmeyen alacaklar için ilk olarak borçlar hukuku kurallarına göre borçlunun temerrüdü kapsamında 3095 sayılı Kanun’a kanuni faiz işletilebilir.
Öte yandan, 5018 sayılı Kanun’a göre, kamu idarelerinin nakit mevcudunun tüm ödemeleri karşılayamaması halinde giderler, muhasebe kayıtlarına alınma sırasına göre ödenir. Ancak, sırasıyla kanunları gereğince diğer kamu idarelerine ödenmesi gereken vergi, resim, harç, prim, fon kesintisi, pay ve benzeri tutarlara, tarifeye bağlı ödemelere, ilama bağlı borçlara, ödenmemesi halinde gecikme cezası veya faiz gibi ek yük getirecek borçlara ve ödenmesi talep edilen emanet hesaplarındaki tutarlara öncelik verilir.
Söz konusu kanun maddesi alacakların vadesine ilişkin bir madde değil, alacaklılar arasında ayırım yapılmasına mahal vermemek için alacakların ödenme sırasına ilişkindir. Bu nedenle, faturası daha önce kamu idaresinin kayıtlarına alındığı halde hak edişi diğerlerinden daha sonra ödenen yüklenici bu tür usulsüz işlemlerde bulunan kamu görevlileri hakkında adli ve hukuki (tazminat) yollara başvurabilir.
Ayrıca, vadesinde ödenmeyen alacaklara karşı icra yoluna da başvurulabilir.
4. Vadesinde ödenmeyen alacaklara karşılık kamu malları haczedilebilir mi?
Kamu idarelerinden olan alacaklara karşı da icra yoluna gidilebilmekle birlikte 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na göre Devlet malları haczedilemez. Söz konusu kanunda belirtilen “Devlet” kavramı sadece 5018 sayılı Kanun’a göre genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli kamu idarelerini kapsamaktadır.
Söz konusu bütçe kapsamında bulunmayan kamu idarelerine ait malların ise haczi mümkündür. Bununla birlikte, kamu kurumlarına ilişkin özel (teşkilat) kanunlarında da kamu idarelerinin borçlarından dolayı mallarının kısmen veya tamamen haczedilemeyeceğine ilişkin hükümler bulunmaktadır.
Bu nedenle, icra yolunun sonuçsuz kalmaması için kendisine karşı icra yoluna gidilen kamu idaresinin yasal statüsünün bilinmesi önemlidir.
5. Kamu kurumlarından olan alacaklar başkalarına temlik edilebilir mi?
Özel sektör kurumlarınca alacaklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri gereğince yazılı temlik sözleşmesiyle ve borçlunun rızası aranmaksızın başkalarına devredilebilmesine karşın kamu idarelerine yapılan işlerden doğan hakediş ve alacaklar idarenin yazılı izni olmaksızın başkalarına devir veya temlik edemez, düzenlenen temliknamelerin noterlikçe düzenlenmesi ve idare tarafından istenilen kayıt ve şartları taşıması zorunludur. Hakediş ve alacağın temlik alana ödenebilmesi için noter onaylı temliknamenin ibrazı şarttır.
6. Kamu kurumlarından olan alacaklarda zamanaşımı süresi
Genel olarak alacaklar 10 yıllık zamanaşımına tabi olmakla birlikte 5018 sayılı Kanuna göre, ilgili olduğu malî yılın sonundan başlayarak beş yıl içinde alacaklıları tarafından geçerli bir mazerete dayanmaksızın, yazılı talep edilmediğinden veya belgeleri verilmediğinden dolayı ödenemeyen borçlar zamanaşımına uğrayarak kamu idareleri lehine düşer. Gelir kaydedilen tutarlar, mahkeme kararı üzerine ödenir.
Dolayısıyla, kamu idarelerine yapılan işlere ilişkin fatura, kabul tutanağı, hak ediş raporu vb. belgelerin en geç 5 yıl içinde düzenlenmesi ve kayıtlara alınması gerekmektedir.
Sonuç
Kamu idarelerine mal ve hizmet satışından doğan hak ediş ve alacaklar özel olarak ilgili kanunlarda düzenlenmiş olduğundan yükleniciler ve alacakların yukarıda özetlenen hususları dikkate alarak hak ediş ve alacaklarıyla ilgili işlem yapmalarında fayda bulunmaktadır.
KAYNAKÇA
www.maliekonomim.com